YERDEN YERE VURUP SEVGİ PITIRCIĞI OLMAK

Ah şu gazetecilik! Yapan bir pişman yapamayan bin pişman. Eskisi gibi değil bizim meslek. Bizim mahalle çok DEĞİŞİME uğradı, DEMOGRAFİK yapısı alt üst edildi.

Gazetecilik bana göre ZOR ZANAAT. Çünkü, bilgi, birikim belge gereklidir. Belgesiz bilgi tek başına bir hiçtir. Hele hele günümüzde SOSYAL MEDYA denen illet almış başını giderken.

Bu minvalde YEREL GAZETECİLİK daha bir zor zanaat. Bu mahallede haber bulup gündeme taşımak ise daha bir zor zanaat. Adı yerel, yani mahalli.

Öyle zaman gelir ki “HELAL OLSUN” diyenler “ALLAH BELANI VERSİN” bile der. Bazen de iş başka boyuta taşınır “ASARIM KESERİM” cümleleri ile muhatap olursunuz, olduk ta! Sadece bununla mı kaldı? Olur mu canım, bazılarının ÖLÜM TEHDİTLERİ bile oldu.

Lafın özü; İHANETİ de gördük, ALKIŞI da. Bizler, yaptığımız iş gereği bazı kesimler tarafından SEVİLMEYİZ, bazı kesimler tarafından da ABARTILI bir şekilde SEVİLİRİZ.

Hele hele bir DURUŞUN varsa, hiç ama hiç SEVİLMEZSİN. Tıpkı sahte sevgililerin sevgisi gibi anında DÖNÜVERİR en SEVERİM DİYEN insan bile. Sonra, bir şekilde yaftalanırsınız.

Dün 10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ idi. Aman Allah’ım SOSYAL MEDYADAN günümüzü kutlayan mı ararsın, seçim yaklaştığı için kendini GÖSTERMEYE çalışıp mesaj atanları mı?

Sosyal medyadaki durumu hiç ama hiç sormayın. “BAK ALLAH’IN İŞİNE” diye şaşırmışlık ifadesi gibi paylaşımlar vardı. Dün SÖVÜP bugün ÖVGÜ dolu sözlerle sevenler yani SEVGİ PITIRCIKLARI ile doluydu bu mecra.

Bir BAKKAL dükkanı açılışında bile RUHSAT istendiği günümüzde GAZETECİ olmak için bırakın belgeyi, elinize fotoğraf çekebilecek bir alet veya telefon olmanız yeterli görülüyor.

At izinin it izine karıştığı bir dönemde ADAM GİBİ GAZETECİLİK yapanların bayram seyran gibi bir dertleri ve beklentileri yok.

Tek dertleri yani derdimiz GÖLGE EDİLMEMESİ! Tek derdimiz artık GAZECİLİĞİN yapılabilmesinin bir YASAYA bağlanması, kuralları ve usullerinin olması. Çünkü KALEM bir SİLAHTAN daha tehlikelidir.

Bu bakış açısı ile işi sadece GAZETECİLİK, derdi ise ÜLKENİN MENFAATİ olanlar, “Başkaları ne yaparsa yapsın biz işimizi yapalım” mantığını güder. Sanırım anlaşılmışımdır!

Bir de bugüne kadar hep okurlar şikayetçiydi. Madem bayram bizim bayramımız bizimde sizlerden bir isteğimiz var. Öyle para pul, makam veya şöhret değil. Makul bir talep.

Yazdığımız haber ve yazılara yorum yaparken HAKARETİ bırakın. Yanlış varsa belirtin birlikte hatayı düzeltelim. Yani HAKARET DİLİNİ kullanmayalım.

Belki yazılanlar hoşunuza gitmeyebilir ama bizler bir haberi veya yazıyı yazarken birilerinin hoşuna gidip gitmediğine değil, eldeki belgelere dayanıp dayanmadığına bakarız.

Bu nedenle geçmişte YERDEN YERE VURUP sonrada BAYRAMI addedip SEVGİ PITIRCIĞI olmayın. Biz kimin gerçekten SEVDİĞİNİ çok iyi biliyoruz.

DÜN ÖNEMLİ BİR GÜNDÜ

Dün Antalya hatta Türkiye için çok önemli bir gündü. Belki bir çok insan siyasi gündemin içinde unutmuş olabilir ama, Mahmut Yağız Balcı (18) ve Ada Kayahan’ın (17) duruşması.

Hani şu 22 Ekim 2022’de dershaneden çıktıktan sonra evlerine gitmek için elektrikli scootera binip Muhammed Can Gülmez yönetimindeki 07 BBS 63 plakalı otomobil çarpıp ölümüne neden olduğu iki fidan var ya işte onların ilk duruşması.

Hakkında 15 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılanan sürücünün tutukluluğunun devamına karar verildi dün. Mahkeme heyetinin sürücüden ‘Bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekten’ ek savunması istemesi dikkat çekti.

Ayrıca, iki fidanın ölümüne neden olan sanık sürücünün daha önce drift yapmaktan ve trafiği tehlikeye sokmaktan ceza aldığı ortaya çıkınca mahkeme heyeti buna ait dosyaları istedi.

Tabi bunlar davanın seyrini nasıl değiştirir bilemem. Çünkü daha erken. Ancak her ne olursa olsun, iki fidanın asla geriye gelmeyeceği, ailelerin acılarının dinmeyeceğidir.

Bu arada bilirkişi raporuna yapılan itiraz nedeniyle dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Bakalım gelecek ayki duruşmada hangi sonuçlar çıkacak. Sabırla bekleyip göreceğiz.

YA İPİN UCU KAÇSAYDI?

Dün Antalya’da bir kaza meydana geldi. Kepez ilçesi Varsak Menderes Mahallesi Hacı Bey Caddesi üzerinde. Ömer Ersoy (75) idaresindeki ticari araç, şarampole düştü.

Hemen çevredekiler koşarak aracın içindeki Ömer-Nuran Ersoy çiftini kurtardı. Ancak, aracın daha fazla şarampole düşmemesi için bildik Türk usulü kurtarma harekâtı yapıldı.

İtfaiye ve kurtarma ekipleri gelene kadar yardım sever vatandaşlar ellerine geçirdikleri ip ve halatları aracı bağlayıp adeta ağ ördü. Her biri bir yerden çekiştirdi aracın kaymasını engellemek için.

Neyse korkulan olmadı ve insan gücünün tükenmek üzere olduğu İPİN UCUNUN KAÇMADAN ekipler imdada yetişti. Araç çıkarıldı, kaza ucuz atlatıldı.