YENİ BİR MERHABA

Sevgili Lider Medya’yı takip eden, okuyan değerli arkadaşlar; herkese merhaba…

***

Bundan sonra Lider Medya ile yoldaşlığımıza devam edeceğiz. Şimdiden kıracağımız, üzeceğimiz kişi ve kurumlar olursa kusura bakmasın.  Her şeye olumsuz bakmıyoruz. Nadir de olsa bazen bardağın dolu tarafından da bakıyoruz merak etmeyin.

***

Gelelim ilk yazımıza.

***

Dün Muratpaşa Belediyesi’nin düzenlediği ve ev sahipliğinde gerçekleşen “Doğa ve Yörükler” konulu bir çalıştaya katıldım. Bilmeyenler için söyleyeyim, serde Yörüklük var.  Orada çok güzel bilgiler edindim. Çok güzel insanlarla tanıştım.  Gerçi Türklüğün, Yörüklüğün kitabını yazan da vardı, şabalak gibi giyinip, “Ben bilmem ne Yörüklerinin hatunuyum” diye ortalıkta dolanan da vardı.

***

Ama sadece tek bir kişi zarafetiyle, hanımefendiliği ve duruşuyla herkes tarafından saygı gören birisi vardı. O’da Sibel Gezen’di. Sibel Gezen hanımefendiyi hiç tanımıyordum. Biz Yörüklerin İl Hatunuymuş.  Bildiğim sadece CHP’den milletvekili adayı olması hasebiyle ismini duymuştum.

***

Olayı anlatmaya baştan başlayayım.

Geçtiğimiz aylarda “Yörük İl hatunu” seçilmesi dolayısıyla Sayın Sibel Gezen’e, 3. defa bu payenin verilmesi törenine katıldım. Nazik bir davetti ve bir Yörük olarak bu davete; icabet ettim.

***

Kepez’de Hakan Tütüncü Başkan, Masa Dağı eteklerine Yörük parkı yapmış. Tören alanı bana göre yanlış bir seçimdi. Zira gelen davetlilere yetmemişti. Allah’ın goca Yörükleri her tarafı doldurmuştu. Ben zannediyorum ki, sadece Antalya’daki Yörükler var. Hâlbuki Fethiye, Konya, Uşak, Denizli, Balıkesir, Dalaman gibi Türkiye’nin dört bir yanından Yörük temsilcileri gelmiş. 

***

Törene, Antalya Valisi Ersin Yazıcı, Uşak Valisi Funda Kocabıyık, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Özlenen Özkan, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Er, Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan, AESOB Başkanı Adlıhan Dere, Orman Bölge Müdürü Vedat Dikici, ABB Muhittin Böcek Başkanı temsilen Kültür Daire Başkanı, YÖRSİAD, YÖRKAM gibi ve Antalya’daki diğer STK temsilcilerinin hepsi katılmıştı. 

***

 “Kim gelir bu törene?” diye içimden geçirerek girdiğim geniş park alanında oturacak sandalye bulamadık ve ayakta seyrettik iyi mi?

***

İşte o gün dikkatimi çekti Sibel Gezen ismi. Tören boyunca uzaktan izledim biz Yörüklerin il hatununu. Zarif ve herkesle temas etmeye çalışan, mütevazi ama herkesle arasındaki mesafeyi de koruyan birisi. Olması gereken de zaten bu. İl hatunu herkese eşit mesafede durması gerekiyor. “İl hatunluğunun hakkını veriyor” diye konuştuk yanımdaki arkadaş ile. 

***

İşte bu törenin ardından  “Neden biz bu kadar sahipsiziz” diye o gün orada bir dernek kurmaya karar verdik. O olayın ardından Döşemealtılı arkadaşlar ile konuştuk ve “Döşemealtı Yörükler Derneği”ni kurduk. Dernek olarak kurucu başkanımız Mustafa Ateş’le birlikte dün ilk faaliyetimizde bulunarak “Doğa ve Yörük” çalıştayına katıldık. 

***

Gün içerisinde Döşemealtı Yörükler Derneği Başkanımız Mustafa Ateş, büyük bir heyecanla  diğer illerden gelen Burhaniye’den tutun da, Bilecik’e kadar bir çok Yörük ve Türkmen dernek başkanları ile çeşitli temaslarda bulundu.  Aklından ne geçiyor ve Döşemealtılılara ne gibi sürprizleri olacak göreceğiz bakalım.

***

Evet; konumuza dönecek olursak, dün Yörük çalıştayında konuşma yapan Başkan Ümit Uysal’ı da izledim. Kendisi de Gazipaşa Yörüklerinden.  Göç yolunda ölen birisiyle ilgili bir hikayeyi anlatırken, arada Yörük diline kayıveriyordu dili. Çok sempatik geldi bana. Uzun süreden bu yana görmemiştim Ümit Uysal’ı.  Zayıflamış, daha dinç ve fit bir hale gelmiş. “Geliyor, gelmekte olan” diye espri yaptık.

***

ÇEVRECİ KONUŞMACI!

Çevreci olarak konuşma yapmaya getirdikleri Batı Akdeniz Bölgesi Ormancılar Derneği Başkanı Prof. Tuncay Neyişçi’yi gördüm. Adam sahnede konuşurken doğa, çalılar, çırpılar, keçiler, ekolojik denge-menge diye yardırırken, ben ise anılarımda yine polis-adliye günlerime geri döndüm.

***

Profesörün, köylüler ile davalık olan bir taş ocağı firmasına (ücreti mukabilinde) özel bilirkişilik yaparak “ağaçların tozları emerek yok ettiğini ve doğaya zarar vermediğine” dair mahkemeye sunulan rapora nasıl imza attığını düşünüyordum.

***

Konuyla ilgili haberi ben yapmıştım ve yazdığı cümleler bugün bile satır satır gözümün önünde.

Yörüklerin “en korkulu belaları” ormancılardır. Moderatörlüğü ise kendisi de bizim Yörüklerden olan Orman Bölge Müdürü Vedat Dikici idi. Moderatörlüğü çok iyiydi. Konuşmacılar arasında AÜ YÖRKAM Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Mustafa Uslu’nun ‘Yörük, Stres ve Doğa’ teması başlıklı konuşması vardı ki, herkesin dinlemesini gerçekten isterdim. Videosunu bulabilirseniz konuşmayı mutlaka baştan sona izleyin.

***

KALİTE FARKI

Verilen arada şöyle etrafıma bakarken, platin sarı saçları ile kendisine yaptırdığı üç etekli Yörük kadın kıyafeti giyen bir kadının yanına yanaştığı herkesle fotoğraf çektirme çabasına gördüm. Abartılı el kol hareketleri ile dikkat çekmeye çalışan, kahkahaları ile etrafındakilere “beni fark edin” diye bağıran kadına daha fazla tahammül edemeyip, başımı çevirdim.

***

Başımı çevirdiğim tarafta ise çevresinde çember olmuş Yörük temsilcileri ile sade bir sohbette olan Sibel Gezen’i gördüm. Yeşil şık bir ceket ve siyah pantolon ile omuzlarına şal gibi Yörük keyfiyesini atmıştı. Gülümseyince gözlerinin içi gülen zarif il hatunu ile sohbet etmek isteyenler bir yanda, ceketlerini iliklemiş koca koca Yörük temsilcileri bir yanda saygıyla ağzından çıkacak bir kelimeyi bekliyorlardı.

***

Alçak sesle ve gülümsemesiyle, tatlı sohbetiyle, etrafını çevrelemiş Yörük beylerinin tam ortasında ay gibi parlıyordu.

***

Kalite farkı diye düşündüm.

***

Çeşitli illerden gelen Yörük beyleriyle birlikte Yörüklere platin sarı saçlı şarlatanlar değil, böyle hanımefendiliği ile temsil edecek kimseler lazım diye konuştuk. Belli olmaz “Türkiye Yörükler Hatunluğu” payesi var mı bilmiyorum ama gün gelir belki o da olur.