YENİ BİR DÖNEM

2017’de sürpriz şekilde başkanlığa gelmesiyle birlikte tartışmaların odağına oturan Trump, 2021 yılında Biden’a, daha doğrusu Neo Conservatist Demokratlara koltuğunu kaybetmişti. Başkanlık seçimi ve sonrasında yaşananlar hayli sancılı geçmesine rağmen daha sonraki süreçte kimliği ve popülerliğinden hiçbir şey azalmadı.

2025 yılında yeniden dönmesiyle birlikte kontrolü eline alan Trump, seçim vaadlerinde belirttiği gibi ilk başta gümrük vergisi ve dış ticaret politikalarında önemli değişiklikler gerçekleştirdi. Israrla vurguladığı “Make America Great Again” sloganında olduğu gibi öncelikle "Amerika çıkarları” diyen Trump, ABD’nin küresel ticaret politikalarını yeniden şekillendirdi diyebiliriz. Dikkatle incelendiği takdirde gelişigüzel bir formulizasyon ile ortaya konulduğu anlaşılacak bu politikaların ana amacının basit bir şekilde Amerikan iş gücünü ve üretim sektörlerini daha korumacı bir yaklaşımla desteklemek olduğunu görebiliyoruz. Ancak “Reciprocal Tariffs”; başta Çin olmak üzere, küresel ticareti ve hatta siyasetin gidişatını etkileyen, Amerika’nın “dünyanın jandarması” kimliğini sarsacak ölçüde önemli kararlar içermekte.


Trump; Amerikan ürünlerine gelen ithalatın önünü kesmek ve yerli üretimi artırma amacında olduğunu ayrıca belirtirken Çin’in yıllarca adım adım inşa ettiği “küresel üreticilik” kimliğini bitirebileceğini defaatle vurguluyor. Hedeflediği bu politikayla birlikte basit olarak; Amerikan üretiminin artacağı ve Amerikan firmalarının tekrardan rekabete gireceğini söylerken yüksek vergi uygulamasını gerçekleştirdiği örneğin Vietnam pazarındaki birçok Amerikan firmasının ciddi şekilde sarsılabileceğini düşünmüyor. Donald Trump malum tabloyu kurgularken ülkesinin bu anlamdaki küresel yayılımcılığı ve gücünü pek önemsememiş gibi diyebiliriz.

Peki, bu durum Türkiye’ye nasıl yansıyacak sorusu ise karmaşık. Trump’ın Çin’e ve diğer ülkelere uyguladığı yüksek gümrük vergileri, Türkiye için geçerli değil. Türkiye yüzde 10’la en alt sırada. Peki neden ve bu durum neye yol açar?

Özellikle; Suriye politikasında çıkarları örtüşen ve Trump’ın “güçlü bir ordu ve iyi bir ittifak” olarak adlandırdığı Türkiye, ABD ile bu sayede daha güçlü ticaret ilişkileri kurma fırsatı elde edebilir. Siyasetin ticaretin varlığını etkilediğini bir şekilde görmekteyiz ki; Fransa’da Marine Le Pen’in siyasi kısıtlılığına tepki gösteren Trump’ın, Türkiye’deki Ekrem İmamoğlu gündemine dair yorumda bulunmaması da bunu işaret ediyor. Bu sebeple; Türkiye yeni dönemin her anlamda parlayan yıldızı olmaya aday.

Ayrıca Trump’ın Avrupa Birliği ile gümrük tarifelerini artırması, Türkiye’nin AB ile olan ticaretini daha cazip hale getirebilir. AB’nin bazı sektörlerde karşılaştığı zorluklar, Türkiye’ye olan talebi artırabilir ve Türk ürünlerinin AB pazarında daha fazla yer bulmasına olanak tanıyabilir. AB’nin Rusya’ya karşı güvenlik önlemi nedeniyle yaklaştığı Türkiye bu sayede kendine de alan bulabilir. Ezcümle; bu vaziyet Türk iş adamlarına ve yatırımcılarına çok çok daha geniş bir pazar ve fırsat imkanı sunmakta.

Ancak bizim için tabiki her şey bu kadar olumlu değil. Bu politika nedeniyle bazı ürünlerin ithalatında daha yüksek maliyetlerin oluşma ihtimali yüksek. Özellikle teknoloji ve otomotiv sektörlerinde, ABD’den yapılan ithalatın pahalılaşması, savunma sanayi ve bazı stratejik ürünlerde, ABD ile yaptığı ticaretin zorlaşmasıyla her an karşılaşılabilir. Bu vaziyet de genel olarak küresel ticarette dengesizliklerin oluşabileceğini gösteriyor. Bu da Türkiye’nin dış ticaret dengelerini yeniden gözden geçirmesine neden olacağı gibi mevcut politikasını da olumsuz yönde etkileyebilir. Özellikle gelişmiş ülkelerle yapılan ticaretin zorlaşması, Türkiye’nin üretim süreçlerinde tedarik zinciri aksaklıklarına neden olursa Türkiye’nin enflasyona karşı mücadele ederken bir yandan da büyüme politikasını olumsuz yönde etkilemesi mümkün.

Ezcümle; ABD’nin içe dönük politikası sebebiyle Dünya’da yeni bir küresel dönemin açıldığını söylemek mümkün. Fırsatları değerlendiren Türkiye’nin 2008-2011 arasında yaşadığı refahı tekrardan yaşayabilir ancak bu sefer daha dikkatli olmak gerekiyor.