YAZIYOR YAZIYOR CUMHURİYET’İN İLANINI YAZIYOR

Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasıyla birlikte 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması ile Türkiye’nin sınırları çizildi.

Barışın sağlanması ile birlikte İtilaf Devletleri Türkiye Hükümeti’ni resmi olarak tanıdı.

Türkiye’nin bağımsızlığı ve egemenliği tanınmasına rağmen bir eksik vardı.

Neydi bu eksik?

Tabi ki Türkiye’nin yönetim şekliydi.

Küllerinden doğan bu devletin henüz ne adı belliydi ne de yönetim şekli…

İşte bu noktada Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kafasındaki yönetim şekli Cumhuriyet idi.


Atatürk, aslında Cumhuriyet’in ilanına Milli Mücadele döneminde çoktan karar vermişti.

Türkiye’nin milli egemenlikle yani sözün millette olduğu bir yönetim anlayışı ile yola devam etmesi gerektiğini düşünüyordu.

***

Atatürk’ün hep hayali olan ve zafer kazanılana kadar sır olarak tuttuğu bu yönetim anlayışının artık ilan edilmesinin zamanı gelmişti.

Ekim 1923'te Meclis'te hükümetin istifasıyla başlayan süreç, yönetim şekliyle ilgili çalışmaları da hızlandırdı. 

23 Nisan 1920'den beri ülke aslında Cumhuriyet ile idare ediliyordu ancak rejimin adı hiçbir yerde geçmiyordu.

***

Gelelim Cumhuriyet’in ilanından bir gece öncesine;

Yer Çankaya Köşkü... İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami Bey'in de yer aldığı akşam yemeğine Atatürk'ün yakın arkadaşları davetli...

Fethi Okyar'ın istifası o akşam karara bağlandı. Ve Atatürk konuklarına seslendi:

“Efendiler! Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.”

Atatürk yemekten sonra İsmet İnönü'ye "Sen burada kal" der.

Kanunu madde madde inceleyerek o gece sabaha kadar çalışırlar... 

Bu çalışma Türkiye’nin geleceğini aydınlatacak kararların alınacağı bir çalışmaydı.

***

Ertesi güne yani 29 Ekim 1923 tarihine gelelim şimdide.

Meclis’te sabahın ilk saatlerinde önce Anayasa değişikliği konuşuldu.

Milletvekillilerinin görüşlerini beyan etmesinin ardından ise hazırlanan yasa tasarısı okundu.

Akşam saatlerine kadar tartışmalar devam ettikten sonra Teşkilat-Esasiye Kanunu’ndaki maddeler kabul edildi.

Atatürk oy birliği ile Türkiye'nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi.

Meclis binası 'Yaşasın Cumhuriyet' sesleri ile yankılandı.

Atatürk milletvekillerine "Türkiye Cumhuriyeti cihanda işgal ettiği mevkiye layık olduğunu ispat edecektir. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır" cümleleriyle seslendi. Ve yeminini etti.


***

Milli Mücadele'nin önderi, artık yeni Türk Devleti'nin ilk Cumhurbaşkanı olmuştu.

Üzerinde senaryolar yazılan Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu tamamlanmıştı.

Ankara, 101 pare top atışıyla bayram yerine döndü.

Tarihi kararla Türkiye yeni bir yolculuğa çıktı.

30 Ekim 1923 tarihli gazeteler de tarifsiz coşkuyu manşetlerine taşıdı. 

O gazetelerden sizlere birkaç örnek bıraktım.

***

İşte bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılının ertesi günündeyiz.

İlk günkü heyecanla Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılını kutladık.


Her yer Türk bayraklarıyla donatıldı.

Bu gurur veren manzara göğsümüzü kabarttı.

30 Ekim 1923 tarihli gazeteler gibi bugünün gazeteleri de bu coşkuyu sayfalarına taşıdı.

Lider Gazete de bu coşkulu günü en güzel şekilde manşetine taşıdı.

İşte Türkiye böyle bir ülke.

İyisiyle kötüsüyle biz biriz ve hep birlikte olacağız.

Türkiye Cumhuriyeti de Atatürk’ün dediği gibi ‘ilelebet payidar kalacaktır.’

Türkiye’mizin yüzyılı kutlu olsun.