YAVRU VATAN: KIBRIS

Her ne kadar dünyada Türkiye dışında tanıyan ülke olmasa da son yıllarda yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne olan talep arttı. Yavru vatanın sahillerinde inşa edilen 5 yıldızlı otellerin kalitesi Antalya ile yarışıyor. Yapılan turizm yatırımlarının da etkisiyle KKTC’nin cazibesi her geçen gün artıyor. Bu durum emlak sektörüne de yansıyor. Geçtiğimiz hafta 2 eski arkadaşımla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde tatil yaptık. 4 gün boyunca yavru vatanın altını üstüne getirdik. Bir güzel eğlendik. 


***

Ağırlıklı olarak Girne’deydik. Eskiden Kıbrıs için “fiyatlar pahalı” denirdi. Hiç de öyle değilmiş.  Adada taksimetreyi pek açan yok. Ercan Hava Limanı’ndan Girne’deki otele kadar ulaşım 1500 lira. Şehir içi yolculuklarda da ortalama 200 lira alıyorlar. Bazıları adaya kumar oynamak için geliyormuş. Bazıları da kaçamak yapmak için gidiyormuş. Adada yok yok. Lokantaya gidiyorsun 200-300 liraya karnını doyurabiliyorsun. Alkollü içkiler Türkiye’dekinin üçte biri fiyata satılıyor. Tütün mamulleri de Türkiye’den çok daha ucuz. 5 yıldızlı bir otelde 3 kişilik odada geceliği kişi başı 2 bin kusur liradan kaldık. Otomobil fiyatları çok cazip. Taksilerin hepsi Mercedes marka. Birkaç yıllık otomobiller.

***

Fiyatının ne kadar olduğunu sordum. 900 bin lira civarındaymış. Aynı otomobili Türkiye’de 2 hatta 3 katına bile almak mümkün değil. Evler İngiliz sterliniyle kiraya veriliyor. Aylık ortalama 800 paund. Ev fiyatları da sterline göre belirleniyor. Ev fiyatları Antalya ile aşağı yukarı aynı. Semtine, yaşına, cephesine büyüklüğüne, kalitesine ve tapusunun türüne göre fiyatlar değişiyor. Farklı farklı tapu türleri, varmış. Ona “koçan” diyorlar. 3 çeşit tapu varmış. Satın aldığınız ev, 10-15 yıl gibi süre içinde kira geliriyle kendini amorti edebiliyormuş. Bu nedenle son yıllarda Türkiye’deki çok sayıda kişi yatırım için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden ev almaya başlamış. Sadece Türk vatandaşları değil; İranlılar, Iraklılar, İsrailliler ve Ruslar da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden emlak satın almak için yarış halindelermiş.

***

Tatilin son günü 27 Eylül günü akşam saatlerinde Girne’den Ercan Hava limanına giderken Trabzonlu bir taksiciyle karşılaştık. Yol boyunca sohbet ettik. 1974 Barış Harekatı’ndan sonra adaya gelip yerleşenlerden. “Eskiden su sıkıntısı vardı. Şimdi o da yok. Türkiye’den çekilen boru hattıyla gelen içme suyu su sorununu çözdü. Köyler dahil her yere bu su temin ediliyor. Üstelik çok da kaliteli. Ben hazır su yerine musluk suyu içiyorum” dedi.  Buna karşılık yavru vatanda elektrik fiyatının yüksek olduğunu anlatan Karadenizli taksici aylık 5 bin lira civarında elektrik faturası ödediğini söyledi. Ercan Hava limanına giderken elektrik santralinden çıkan dumanları da gösterdi. Denizin kenarındaki santralden çıkan siyah dumanların hava kirliliğine de neden olduğunu bizzat kendi gözlerimizle gördük. Buna karşılık yavru vatanda asgari ücret Türkiye’nin 2 katından daha fazla. 35 bin lira. Anladığım kadarıyla kiracıysanız şayet  geçinmek zor. Ama adanın yerlisinin mali durumu iyiymiş.  Trabzonlu taksici koyu bir Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti hayranı.


***

“Kıbrıs’ta fakir yok” dedi. Ardından da “Aslında Türkiye’de de yok. Memlekete gittiğimde lokantalar, kafeler dopdoluydu” diye devam etti.  Trabzon’a uçakların dolu gidip geldiğini anlattı. Aktarmalı uçak yerine daha pahalı olan direk seferlerin tercih edildiğini söyledi. Türkiye’de pahalılıktan yakınanların, fakirlik edebiyatı yapanların aydın geçinen tuzu kurular olduğunu iddia etti. Hatta parasızlıktan yakınan bu kesimlerin tatil için geldiği Kıbrıs’tan iPhone telefon alıp döndüğünü söyledi.

***

Elbette değerlendirme taksicinin kendi görüşü. Türkiye’den göç edenlere adada soğuk bakanların olduğunu da anlattı. Bunun nedeninin de adanın kurallarını bozanlardan kaynaklandığını söyledi. “1991 yılında adaya pasaport olmadan kimlikle giriş yapılmaya başlanması üzerine Türkiye’den binlerce işsiz akın etti. ‘Asgari ücretin altında, kayıt dışı ücretle çalışırız’ diyenler oldu. Bu durum rahatsızlık yarattı” dedi.

***

Bunları duyunca Türkiye’de ucuz iş gücü olarak görülen Suriyeliler aklıma geldi. Bu arada Türkiye’den göç eden sürücülerin araba kullanmasını da beğenmiyor çoğu. Bunun nedeni trafik kurallarının ihlal edilmesi. KKTC’de yayalara inanılmaz bir saygı var. Bunu Türkiye’den gelen sürücülerde pek göremediklerini anlatıyorlar. Arabanın gidişinden sürücüsünü tanıdıklarını söylüyorlar.