YAT LİMANI İÇİN TEHLİKE ÇANLARI
Çocukluğumda yüzmeyi öğrendiğim Antalya Kaleiçi’ndeki yat
limanının adı eskiden İskele’ydi. 1980’lerin başında, iskelenin çevresindeki
kamu binaları restore edilerek turizme kazandırılmıştı. Hangi binada ne iş
yapılacağı tek tek belirlenerek kiraya verilmişti. Devletten bu yerleri
kiralayanlar, kafalarına göre iş yeri açamıyordu. Yapılan düzenlemeler sonrası
yat limanı adını alan bölge, bir çekim merkezi haline gelmişti. O yıllarda
Antalya’ya gelen turistler de yat limanına uğramadan gitmiyordu. Her akşam amfi
tiyatroda gösteriler düzenleniyordu. O yıllarda break dans akımı başlamıştı ve
break dansçıların şovları büyük ilgi çekiyordu. O dansçıların arasında ben de
vardım.
***
O dönemlerde, Kaleiçi’ni gezmeye gelen turistleri komisyon
karşılığında anlaşmalı oldukları halıcı, kuyumcu ve derici gibi mağazalara
götüren hanutçular da türemişti. Ticaretin de kalbi o bölgede atmaya
başlamıştı. Hatta bugün adını sık sık duyduğumuz ünlü turizmci Fettah Tamince
de 1980’li yılların sonlarında iş hayatına lise öğrencisiyken Üç Kapılar’daki
dayısı Hacı Fehmi Yıldırımcan’a ait halı mağazasında başlamıştı. Perge antik
kentinin kahramanlarından biri olan Rixos’un adını kurduğu otellere marka
yapan, Van Çaldıran doğumlu Fettah Tamince’yi, o tezgahtarlık yaptığı günlerden
beri tanırım. Hayata sıfırdan başlayan birçok girişimciyi yetiştiren
Antalya’nın Kaleiçi semtini geçtiğimiz günlerde tek başıma gezdim.
***
Tophane’deki asansörden yat limanına indim. Asansörün indiği
mekânda 1980’li yıllarda Last Stop adında bir disko açılmıştı. Hatta burada
Erkin Koray da bir gün konser vermişti. O günleri hatırladım. Sokağın
girişinde, eskiden sık sık alışveriş yaptığım Mudo mağazası vardı. Hatta bu
yüzden lise çağlarında bana “Mudo” lakabını takmışlardı. 1980’li yıllarda
özellikle hafta sonları yat limanındaki kafeler tıklım tıklım olurdu. Hatta
oturacak boş sandalye bile bulunmazdı.
***
Bir akşam, bir arkadaşımla yat limanındaki kafelerin önünde
dolaşırken bir mekânın arkasında tüp değişimi yapılıyordu. Tüp takılırken gaz
kaçağı sesi gelince, sokaktaki bir çocuk korkarak “Kaçın, tüp patlıyor!” diye
bağırdı. Bunun üzerine çevredeki kafelerde oturan yüzlerce kişi, panikle kalkıp
kaçışmıştı. Tıklım tıklım dolu olan mekânlar bir anda boşalmıştı. Ben ise donup
kalmıştım. O çocuğun bağırması yüzünden yerlerinden kalkıp kaçanlar hesapları
da ödemeden gitmişti. O panik nedeniyle o gece işletmeler büyük zarar etmişti.
***
O yıllarda Klüp 29 adıyla işletilen yerin de aralarında
olduğu bazı mekânlar, 2000’li yıllarda Milli Emlak tarafından açık artırmayla
satışa çıkarılmıştı. O ihalelerde buradaki dükkânların birçoğu satıldı ve iş
yerleri el değiştirdi. Bu durum, denetim zafiyetine de yol açtı. Hatta geçmişte
organize suç örgütlerinin çöreklenmeye çalıştığı bölge, zamanla suçla anılmaya
başlandı. Oysa yat limanı, 1984 yılında Turizm Yazarlar ve Gazetecileri
Federasyonu (FIJET) tarafından Altın Elma ödülüne layık görülmüştü.
***
Fakat gidince gördüm ki 40 Merdivenler’in yanındaki surlar
yıkılmış. Balıkçıların tekne bağlaması için yapılan mendireklerin durumu içler
acısı. Etraf paslanmış demirlerle dolu. Mermerli Plajı’nın dibinde, yıllardır
cümbüş çalan 81 yaşındaki İbrahim Dede dışında eskilerden eser kalmamış. 81
yaşındaki sokak müzisyeni yaşlı adam, yaz-kış, yağmur-çamur demeden her gün
Varsak’taki evinden gelip cümbüş çalmaya devam ediyor. Ne yapsın? Başka geliri
yok. Sokaktan gelip geçenler bahşiş verirse yaşlı adam günü kurtarabiliyor.
***
Öte yandan bölgede güzel gelişmelerle de karşılaştım.
Antalya Valiliği, Mermerli Plajı’nın olduğu bölgeyi restore ettiriyor. Sur
duvarları da dâhil olmak üzere bölge yeniden ayağa kaldırılıyor. Restorasyonu
yapan firmanın yetkilileri de çalışmaları yakından takip ediyor. Mimar Sinan
Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nden mezun bir gazeteci olduğum için bu
çalışmalar beni çok mutlu etti.
***
Gitmişken, Mermerli Plajı’nın hemen üzerindeki etnografya
müzesini de ziyaret ettim. Müzede, Antalya Kaleiçi’ndeki evlerdeki yaşam
canlandırılmış. Muhteşem bir yer olmuş. Günde ortalama 200 kişinin ziyaret
ettiği müze ücretsiz. Yat limanına gelince… Adeta kaderine terk edilmiş
durumda. Yat limanının, tıpkı Mermerli gibi elden geçirilmesi gerekiyor.