YASTIK ALTI

11 ilde etkili olan depremde yıkılan binaların enkazlarının altından yığınla çelik kasa, ziynet eşyaları, yüklü miktarda döviz çıktı. Bunlar emniyete teslim edilip koruma altına alındı. Fakat bunların kime ait olduğunu tespit etmek de bir hayli zor olacaktır.

***

Şayet sahipleri tespit edilemez ise belli bir süre sonra bunlar hazineye devredilecek. Geçenlerde İstanbul’da bir ev yangını sırasında yaşlı bir adam feryat içindeydi.  Yanan binadaki evinde 100 bin dolarının olduğunu söylüyordu. Bu parayı kurtarması için itfaiye erlerine adeta yalvarıyordu.  

***

Sonuçta mal canın yongası. Kim bilir o paraları ne zorluklarla kazandılar?  Dişlerinden tırnaklarından artırıp biriktirdikleri o paralar bir anda yok oldu. Oysa bu paraların, ziynet eşyaları bankalara yatırılmış olsaydı, hem ekonomiye katkıda bulunulmuş olacaktı; hem de yangınlar, depremler olsa da bir kayıp yaşanmayacaktı.

***

Depremde bunların sahipleri vefat etmiş olsa bile mirasçılarına bunlar geçecekti. Ya şimdi? Yanan ya da kaybolan serveti kim geri getirebilir? Elbette bu depremden alınması gereken birçok ders var. 

Bunlardan biri de yastık altında tutulan paranın güvende olmadığını göstermesi olacaktır. Geçtiğimiz yıl yapılan açıklamalara göre Türkiye’de yastık altında 280 milyar dolar değere sahip 5 bin ton altın bulunuyormuş. 

***

Bu para finansal sistemlere kazandırılabilmiş olsaydı eminim ki ülkede pandeminin yarattığı kriz de dahil olmak üzere bir çok sorunu hissetmeden aşabilirdik, ekonomik olarak rahat bir nefes alabilirdik. 

***

Yıllar önce Kemer bölgesinde MBI öğrencilerine iki holdingin yönetim kurulu başkanı konuşma yapmıştı. Öğrencilerin sorularını da yanıtlayan bu iki holding patronundan biri aşklımda kaldığı kadarıyla “Ağaç başındaki meyvenin ekonomiye bir katkısı yoktur. Benim sahip olduğum tüm şirketler,  manav tezgahındaki ürün gibidir.  Değerini verene satarım” gibisinden bir söz söylemişti. 

***

Diğeri ise kız kardeşinin adını taşıyan bir makarna fabrikasını sattığı için kendisini çok yadırgayanlar olduğunu anlatmıştı. Hatta kendisiyle ilgili olarak “Tası tarağı toplayıp yurtdışına gidecek” diyenlerin olduğunu söylemişti. Her iki holding patronu ticari hayatlarını bugün de başarıyla devam ettiriyorlar.

***

Sonuçta malını mülkünü saklayarak kabuğuna çekilerek başarı elde edilmiyor. Alım satım yaparak kazanılıyor. Ekonominin çarkları da böyle dönüyor. Elbette inişler çıkışlar olacaktır.

***

Depremlerde de büyük kayıplar yaşadık. Ama hayatın sonu değil. Önemli olan zorluklar karşısında yılmadan, pes etmeden yolumuza devam edebilmek.

***

Nitekim deprem bölgesinde kepenkler de açılmaya başlanmış. Bölgede ülke ekonomisine ve ihracatımıza katkıda bulunan sanayi kuruluşları da yoluna büyüyerek devam edecektir.