YAŞANABİLECEK Mİ KAÇILACAK ŞEHİR Mİ?

Benim bu anketlere bir türlü aklım ermez. Kime, nerede, nasıl, hangi konularda sorular sorulur bir türlü anlamış değilim. Zaten nitelik ve nicelikleri tartışma konusu.

Bu işleri yapan şirketler ve kurumlar nerede yaşar, hangi kafayla anket yaparlar yıllardır hep sorgulanmakta. Hatta öyle bir hal aldı ki bu işler bilimsel olarak geçerliliği bile tartışılır halde.

Türkiye’nin son dönemde sağdan-soldan aldığı göçleri göz önüne alırsak eskiden yaşanılacak diye gösteriler şehirler sıralaması alt üst olmuş durumda. Amma anketler tersini gösteriyor!

ABD merkezli ekonomi dergisi Forbes’in en yaşanabilir şehirleri listesi bir süre önce yayınlandı. 94 başlıktaki rapora göre yaşamak ve çalışmak için en iyi şehir İstanbul.

Bir zamanlar taşı toprağı altın olan ama şuanda birçok kişinin kaçmak için fırsat aradığı İstanbul yine zirvede. Gel de şaşma. “Araştırma nerede yapıldığı acaba” diye düşünmek lazım.

Araştırma, yaşanabilirlik, yenilikçilik, hizmetlere erişilebilirlik, üretim potansiyeli, ticaret becerisi verilerine göre yapılmış. Acaba o şehirde yaşayanlarla birebir görüşülmüş mü? Sanmam.

Peki, aynı araştırmaya göre ilk 10 sıralamasında 6’ncı sırada yer alan Antalya için ne diyelim. Acaba yaşanabilirliği kime ve niye göre? Bundan 2-3 yıl önce bu anket yapılsaydı anlardım.

Ancak bugün aynı araştırma ‘DÜNYA KENTİ ANTALYA’DA’ yapılsa sanırım KAÇILACACAK ŞEHİRLER sıralamasında ilk sıralarda yer alırdı!

Gelin bunun niye olduğuna hep birlikte bakalım. Ev kirasının en pahalı olduğu il ANTALYA, ulaşımın en pahalı olduğu il ANTALYA, suyun en pahalı olduğu il ANTALYA.

Sıraladığım üç konu sanırım bu kentten kaçmayı gerektirecek en önemli gerekçe. Devamı yok mu? Olmaz mı? Tarım şehrindeyiz ama domatesi ve biberi en pahalı yiyen şehiriz.

Başka? Güneydoğu Anadolu’da elektrikte ucuz tarife uygulanıyor, öyle değil mi? Gerekçesi ISINMA. Peki, Antalya’da yaz sezonunda 50 dereceye ulaşan sıcaklıklarda SOĞUTMA yapılıyor ama en pahalı tarifeden kullanıyoruz. Bu da KAÇMA gerekçesi değil mi?

Eeee. Hepsi bu kadar mı? Hani dünya şehriyiz ya, dertlerimiz saymakla bitmez. ŞEHİR İÇİ TRAFİK SORUNU sanırım son dönemin en önemli sorunu. Veya ben öyle biliyorum. Bu da bu şehirde yaşamak yerine KAÇMAK için bir gerekçe değil mi?

Sanırım saymaya devam etsek daha ne gerekçeler çıkacak Antalya’dan KAÇMAK için. Artık bu şehirde bırakın yaşamayı nefes almak bile mümkün olmayacak günler bizi bekliyor.

Yerleşik yabancı sayısı 178 bine, geçici ikametgah izni alan yabancı sayısının 60 bine yaklaştığı Antalya’da nüfus 3 milyon sınırına dayanmış durumda. Buna paralel olarak ta araç sayısı 2 milyona yaklaştı. Sonuçta gel de nefes al gel de YAŞA.

Evet sevgili anket şirketleri, FORBES dergisi yöneticileri gelin birde bugün anketini ve araştırmanızı yapın bakalım ANTALYA’DA. Bakalım nasıl cevaplar alacaksınız!

Siz kendinizi yormayın ben söyleyeyim size. Bakın bu şehre tayini çıkan bir memur artık kent merkezi yerine en ücra yani eskiden sürgün yeri olan ilçelerde görev yapmayı tercih ediyor.

İşte bunun adı da ‘GİTMEK Mİ ZOR KALMAK MI ZOR’ yani yeninin deyimi ile ‘YAŞAMAK MI ZOR KAÇMAK MI ZOR’ değil mi?

Hadi gelin bu çalışmayı hemen şimdi bu şehrin insanları ile yapın, yapında sizde görün.

GENÇLERLE EL ELE

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), bir dernekten ve STK’dan öte çalışmalara imza atıyor. MÜSİAD Antalya Şubesi ve Gençlik Kurulu alışılmışın dışına çıktı.

Aslında bu alandaki her STK’nın yapması gereken işlere öncülük ettiler. Neye mi? Gençlerle el ele verip günümüzde bir kez daha önemi anlaşılan TARIM konusunda!

MÜSİAD Tarım Akademisi tarafından Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencilerine tarımla alakalı firmalara yapılan geziler ve eğitimler verildi. Gençlerin ufkunu açtılar.

Öyle az buz bir eğitim değil. 3 hafta ve 9 eğitimden oluşan MÜSİAD Tarım Akademisi’ne geleceğin ziraat mühendisleri de büyük ilgi gösterdi. Tarımın vazgeçilmez olduğu anlaşıldı.

Çalışmaya katılım sağlayan Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencilerine sertifikaları düzenlenen törenle verilmiş. MÜSİAD bu çalışma ile önemli bir projeyi tamamlamış oldu.

Bu eğitimlere ise öncülük eden MÜSİAD Gençlik Kurulu Başkanı Ebubekir Yıldız’ı tebrik temek gerek. Genç bir isim olan Yıldız’ın gençlerin ufkunu açıp STK’lara örnek olduğu için.

ALKIŞLAR BENAY’A

Antalya’da yaptığı (yapamadığı) çalışmaları sürekli eleştirdiğim Antalya Tenis İhtisas ve Spor Kulübü’nün (ATİK) ilk kez bir çalışmasını öveceğim. Hem de MASA TENİSİ turnuvasını!

Keşke TENİS olsaydı diyecektim ama adından TENİS olduğu için ha MASA ha KORT. Benim için fark etmiyor. Atatürk Tenis Turnuvası düzenlemişler sessiz sedasız. Sosyal medya hesaplarına bakarken gördüm.

Neyse. Birçok kişi katılmış ve ödüller verilmiş. Ancak Milli Masa Tenisçimiz Özel Sporcular Down Masa Tenisi Şampiyonu Benay Balcı turnuvada birinci olmuş. Buna çok sevindim.

Çünkü bu tür organizasyonlarda özel sporcu ve çocuklarımız asla göz ardı edilmemeli diye düşünüyorum. Hem Berna’yı hem de ATİK yönetimini kutluyorum