YAŞAMIN KAYNAĞI (2)

Yeryüzünde öteki bütün canlı cansız varlıkların aksine, yükümlü ve sorumlu tutulan ve bunun için gerekli olan manevi, ahlaki, zihni ve psikolojik yeteneklerle donatılmış bir varlık olduğu Kur’an-ı Kerim’de tartışmaya yer vermeyecek şekilde kesin ve net olarak açıklanmıştır.

***

Bundan dolayı insanın yaratılışının bu müstesna özelliğini ret ederek onu bayağı canlılar seviyesine indiren teorileri İslam inancıyla bağdaştırmak mümkün değildir. Yaratılış hakkında Harun Yahya şunları kaydeder:

“Darvinistlerin, ‘insanların maymun cinsinden evrimleşme sonucu tekâmül ederek insanlaştığı’ şeklindeki bütün bilimsel desteksiz zorlamalar işe yaramamıştır. Yeraltından çıkan fosillerin uzun süre saklanıp örtbas edilmesi, proteinlerin tesadüfen oluşmalarının imkânsızlığı, proteinleri üreten hücrelerin gözle görülmeyen şuursuz moleküllerden oluştuğu halde bir seri karmaşık işlemleri hangi irade ile gerçekleştirdiği, ilk canlıların tamamının 530 milyon yıl önce Kambriyen Dönemi’nde aniden ve aynı anda ortaya çıktığı gibi gerçekler gizlenmeye çalışılmıştır.

Zira yeryüzü tabakaları ve fosil kayıtları incelendiğinde, yeryüzündeki canlı hayatının birdenbire ortaya çıktığı açıkça görülmektedir. Çünkü canlı yaratıklarını fosillerine rastlanılan en derin yeryüzü tabakası, 500 milyon yıl yaşında olduğu söylenen Kambriyen tabakasıdır. Din düşmanı ateistler daha da ileri giderek, bilim hırsızlığına bile soyunmuşlardır. Bu sahtekârlar, insan ve hayvan iskeletlerinde yapısal değişiklikler oluşturup, sahte çizimler ve fotomontajlar yapmışlardır.

Tek bir ana fosile rastlamadıkları halde, dinozor fosillerine tüy dikerek ana fosil olarak insanlara yutturmaya çalışmışlardır. Bütün bilimsel gerçeklere karşı yaptıkları hile ve düzenbazlıklar ortaya çıkmasına rağmen, canlıların ilkelden günümüze doğru aşama aşama evrimleştiği saçmalığı, bazı güç odakları tarafından ısrarla gündemde tutulmuştur.”

***

Bu gayretleriyle inkârcılar, insanları: ‘Nasıl olsa hayvandan gelmişiz. Ölünce de toprak olacağız. O halde bu dünyada yiyelim, içelim, eğlenelim. Hakkımız olsun veya olmasın, her şeyden gönlümüzce yararlanalım, hiçbir hak ve hukuk kuralı, ahlaki ve insani değeri tanımayıp hep kendi menfaatimizi ön planda tutalım’ düşüncesine sevk ederek ifsat etmektedirler.

Kuran’da bu konuda şöyle denilmektedir: “O, sizi tek bir nefisten yaratandır. (Sizin için) Bir karar (kalış) ve emanet (olarak konuluş) yeri vardır. Kavrayabilen bir topluluk için ayetleri birer birer açıkladık.” 

***

Yani anlayış sahibi olanlar, insanlığın yaratılışında ve doğumundan ölümüne kadar, insan hayatının çeşitli aşamalarında erkeğe ve kadına biçilen farklı fonksiyonlarda gerçekliğin hikmetlerini bulabilirler. Fakat hayvanlar gibi yaşayıp, bedensel tutkuları peşinde koşanlar bu ayetlerde (hikmetlerde) görmeye değer bir şey bulamazlar.

***

Allah indinde din tektir ve o da hak din olan İslam’dır.  İslam dışında gerek semavi olarak lanse edilenler ve gerekse beşerin heva ve hevesleri doğrultusunda ortaya çıkan bütün inanç sistemleri uydurmadır ve batıldır.