YAŞ ÇAY SEZONU AÇILDI
Bugün itibariyle açılan 2021 yılı çay sezonu için üreticiler çay bahçelerine girerek çay toplamaya başladı.
Bugün itibariyle açılan 2021 yılı çay sezonu için üreticiler çay bahçelerine girerek çay toplamaya başladı.
Tam kapanma döneminde bahçe temizlikleri tamamlayan Rizeliler Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) tarafından açılan kampanya ile tam kapanmanın hemen ardından bugün itibariyle çay toplamaya başladı. Yaş çay taban fiyatının açıklanmasını beklemeyen Rizeli Çay Müstahsilleri, erkenden çaylıklarına girerek kaliteli çay üretmek için ilk günden makas salladı. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yılda Gürcistan'dan her yıl gelen çay tarım işçileri pandemi nedeniyle gelemeyince vatandaşlar kendi arazilerine kendileri girmek zorunda kaldı.
Yaşar Seyis isimli çay üretici kaliteli çay toplamak için erkenden çay bahçesine girdiklerini dile getirerek “Çay güzel geldi. Zaten erken başlarız ki genelde çay kaliteli de olsun diye. Biz erken başlıyoruz ki taze çay olduğu için kaliteli oluyor. Biz yıllardır kendi çayımızı kendimiz topluyoruz. O yüzden çay toplamak bize çok rahat geliyor. Kaliteli çay toplarız, topladığımız çay da çöp olmaz. Çay alım yerine gittiğimizde bizim topladığımız çay kendisini belli eder” dedi.
ÜRETİCİLERE "HEMEN BİTİRMEYE ÇALIŞMAYIN" UYARISI
Özel sektör çay sanayicisi Mehmet Karaca ise vatandaşı bir anda çay bahçelerine girerek çayı taban fiyatında satmak zorunda kalmaması konusunda uyararak “Ben iki gün önceden başladım sezona. Çay kaliteli. Mayıs çayı zaten bu, eğer erken toplarsan ekstraktı 38'e kadar çıkabilir. Düşünün ki Türkiye ortalaması yüzde 30. Bu çay yüzde 38, artık buna katkıya matkıya gerek yok. Çayın en büyük sorunu katkı maddeleri, bununla büyük mücadele veriyoruz. Allah bizi katkıcılardan kurtarsın. Üreticiler çayı kaliteli yapsınlar, birbirinden kopmasınlar. Rize'de kapasite bellidir. En fazla ÇAYKUR işler, günde 10 bin ton. Bizde özel sektör olarak 10 bin ton. Çayın fiyatının düşmesi bir anda sen 25 bin ton çay topladın mı arz talep dengesi bozuluyor ve bir anda fiyatlar aşağıya düşüyor. Fiyatlar aşağıya düşünce de kuru çayın fiyatı da düşüyor. Orada bir denge kurması lazım üreticinin. Kişi var ki 1 günde çayını toplamak istiyor. Yani adamın 3 ton çayı var, yevmiyeci alıyor ve 2 güne çayını bitiriyor. Böyle olmaz. Yani en kısa 10 günde çayını toplaması lazım. Bu şekilde olunca fiyat aşağıya düşmez ve istikrar olur” şeklinde konuştu.
ÇAYLIĞA GİRECEK BİR KİŞİNİN SEZON BAŞI MALİYETİ 240 TL'Yİ BULUYOR
Rize il merkezinde çay toplamak için gerekli malzemelerin satışını yapan Erdoğan Öksüz isimli esnaf geçen yıla nazaran çay toplama malzemesi fiyatlarında yükselme olduğunu dile getirerek “Geçen yıla nazaran şu anda baya bir zam oldu. Geçtiğimiz yıl 30 TL'den sattığımız pantolon şu anda 50 TL. 120 TL'den sattığımız çay makası şu anda 160 TL. 10 TL'ye sattığımız çay bezi şu anda 18 TL” diye konuştu.
Öksüz, bir kişinin çay toplayabilmesi için gerekli tüm malzemelerinin fiyatı ile ilgili olarak "Çay bezi, makas, eldiven, çizme, çay torbası almaya kalkıldığında ortalama 205 TL maliyeti var. Bunun yanında birde yağmurlu havalar için muşamba pantolon almaya kalkıldığında ise bu maliyet 240 TL'ye kadar çıkıyor" bilgisini paylaştı.
ÇAY MÜSTAHSİLİ ÇAY ALIŞVERİŞİNİ PAHALI BULUYOR
Çay toplamak için malzeme fiyatlarının çok pahalı olduğunu dile getiren Ahmet Gündoğdu isimli çay müstahsili ise “Bir eldiven için 15 TL diyor. Diğerleri 10 TL ama işe yaramaz. İyi olan 15 TL ama iyisi de iyi para. Çay toplamak için de her şey pahalı. Şimdi çay toplama motoru alacağım ama onun için de 3 bin TL diyorlar. 3 bin TL ona verince, elektriği, benzini bana ne kalacak? Çay çok ucuzdan gidiyor ama. Bir de özele teslim oluyoruz oda çok ucuza alıyor” dedi.
İHA
İklim değişikliğinin tarım üzerine etkilerini ve alınması gereken önlemleri anlatan Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Geçtiğimiz 5 yıl içerisinde Türkiye tarım sigortaları kapsamında çeşitli tehditlere karşı üreticilere hükümet 10 milyar liralık bir ödeme yaptı. Ürününü garanti altına almak isteyenlerin tarım sigortası mutlaka yaptırması gerekiyor” dedi.
Türkiye’de ve dünya genelinde iklim değişikliğinin tarımsal üretimi ciddi şekilde etkilediğini belirten Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, iklim değişikliğinin Akdeniz Havzası’nı fazlasıyla etkilendiğini vurguladı. Özçatalbaş, “1 ile 4 santigrat derecelik bir artış söz konusu. Ancak 1 santigrat derecelik artış bile tarımsal faaliyetlerde önemli sınırlamalara yol açabiliyor” dedi.
Türkiye'den 114 ülkeye yılın 9 ayında 1 milyar 160 milyon dolarlık meyve ihracatı yapıldı.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumunun (TUİK) açıkladığı Ağustos ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi'ni (Tarım-GFE) değerlendirdi. Tarım-GFE'nin Ağustos ayında aylık yüzde 1.39 ilan edildiğini belirten Çandır, “Bu rakam, endeksin ölçülmeye başladığı 2015 yılından itibaren Ağustos ayları ortalamasının (2.00) yaklaşık yüzde 30 altında olmuştur. Uzun bir aradan sonra ilk defa ortalamanın altında bir aylık tarımsal girdi fiyat endeksi düşüşü ilan edilmiştir” dedi.
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM) Müdürü Abdullah Ünlü Toprağın Sesi programının konuğu oldu. Müdür Ünlü kurum olarak sektör ve paydaşlara öncülük etmeyi amaçladıklarını söyledi.
Türkiye'nin tohumculuk sektöründe önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Akdeniz Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Türkiye’nin, tohumculuk sektöründe dışarıya bağımlı bir ülke olmadığını belirterek, aksine ihraç eden bir ülke olduğunu vurguladı.
Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Antalya, Isparta ve Burdur illerinde Şubat-Nisan dönemi özelinde ciddi kuraklık belirtileri gözlemlendiğini belirerek, kuraklık durumuna karşı alınması gereken önlemleri aktardı. Şube, yağışlarda geçen yılın Nisan ayına göre yüzde 70 azalma yaşandığını vurguladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tayvan'a nitrofuranlı yumurta gönderildiği iddialarını araştırmak üzere inceleme başlatıldığı açıkladı.
Antalya’da 20 dönüm örtü altı alanda yıllık 50 bin paket tohum üretimi yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Uzun, 7 türde 50 çeşit tohumu 16 ülkeye ihraç ediyor. Uzun, “Antalya’da ilerleyen yıllarda seralarda belki de yemek için domates üretilmeyecek. Tamamen tohumluk üretilecek. Çünkü biz tohumluk ürettiğimiz zaman birim alandan 10 katı daha fazla kazanabiliriz. Bunu bugün günümüzde Hindistan başarmış durumda. Sektörümüze teşvik alabilirsek hem istihdama katkıda bulunuruz hem de ülkemizin ihracatına katkıda bulunuruz” dedi.
Antalya’nın Serik ilçesinde sabahın erken saatlerinde seraya giren kadınların mavi yemiş (blueberry) mesaisi başladı. Saksılardan tek tek toplanan mavi yemişlerin 125 gramı 45 liradan alıcı buluyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz