50 yaş altı kanser vakalarında artış
Genel Cerrahi Bölümü Uzmanı Prof. Dr. Muzaffer Sarıyar ve Doç. Dr. Ozan Akıncı, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası’nda kanseri önleme konusunda önemli bilgiler verdi. Prof. Dr. Muzaffer Sarıyar, “Günümüz dünyasında yaşam süresi uzamıştır. Artık 65-70 yaş arası bireyler orta yaş grubunda yer almaktadır. Yaşam süreleri uzadığı, günümüz tarama yöntemlerinin de gelişmesiyle birlikte kanser görülme oranları artmaktadır” dedi.
Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) bağlı uluslararası Kanser Araştırma Ajansının (IARC) bu yıl yayımladığı rapora göre, 2022'de 20 milyon yeni kanser vakası görülmüşken, düzensiz beslenme, tütün ürünleri kullanımı, hareketsizlik, stresle birlikte bu rakamların artacağı tahmin ediliyor. Dünya genelinde 2050'de 35 milyondan fazla yeni kanser vakasının olacağı öngörülürken, 2022'deki tahmini 20 milyon vakaya oranla yüzde 77'lik artış yaşanması bekleniyor. Oysa doğru beslenmek, aktif kalmak ve sigara içmemek gibi sağlıklı seçimler yaparak kanser riskini azaltmak mümkün oluyor. Bunun yanında belirli kanserlerin erken tespit edilmesinde önerilen pek çok tarama yöntemleri bulunuyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Muzaffer Sarıyar, kanserle mücadelede doğru ve bilinçli beslenmenin, egzersizin, stresten uzak durmanın, tütün ürünlerinin kullanımının sonlandırılmasının önem taşıdığına dikkat çekerek, “Günümüz dünyasında yaşam süresi uzamıştır. Artık 65-70 yaş arası bireyler orta yaş grubunda yer almaktadır. Yaşam süreleri uzadığı, günümüz tarama yöntemlerinin de gelişmesiyle birlikte kanser görülme oranları artmaktadır. Ancak kanser görülme sıklığı sadece orta ve ileri yaş bireylerde değil gençler arasında da yaygınlaşmaktadır. Kanserde dengesiz ve sağlıksız beslenme, tütün ürünleri kullanımı, hareketsizlik, obezite, doğal ürünler tüketmeme, hava kirliliği, teknoloji bağımlılığı, modern yaşama bağlı stres artışı da rol oynamaktadır” şeklinde konuştu.
50 YAŞ ALTI VAKALAR SON 30 YILDA ARTTI
Genel Cerrahi Bölümü’nden Doç. Dr. Ozan Akıncı ise, kanserin
küresel ölçekte giderek artan bir ivme ile yaygınlaşmakta olduğunun altını
çizerken, “Bu artışta artan stres, anksiyete, tütün ve alkol tüketimi,
hareketsizlik, obezite, radyasyon, GDO’lu ve hormonlu gıdalar, tarım ilaçları
ve sanayileşmenin getirdiği hava kirliliği en önemli tetikleyici unsurlar
olarak göze çarpmaktadır. 50 yaş altı kanser vakaları son 30 yılda daha da
artmıştır. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre ülkemizde 50 yaş altı kanser
vakası oranı yüzde 66’dır. Bu ciddi oranı göz önünde bulundurursak Z kuşağının
kanserle mücadelesi daha da önem kazanmaktadır” dedi.
“KANSER GERÇEĞİNİN FARKINA VARILMALI”
Dünya genelinde her 5 kişiden 1’inin hayatı boyunca en az
bir kez kansere yakalandığını belirten Doç. Dr. Ozan Akıncı, “2022’de tüm
dünyada yıllık 20 milyon yeni vaka ve 9.7 milyon kansere bağlı ölüm
gelişmiştir. Bu verilere bakılarak 2050’de yüzde 77’lik bir artışla 35
milyondan fazla yıllık yeni kanser vakası gelişeceği öngörülmektedir. Bu
tabloda sanayileşmenin ve risk faktörlerinin tetiklemesiyle daha da dramatik
hale gelebileceği tahmin edilmektedir. Bu nedenle önlem alınmalıdır. Kanserle
mücadelede tam başarı ancak ona neden olan faktörlerden kaçınmakla mümkündür.
Kanseri erken aşamada fark etmek veya tespit etmek kanseri tam yenebilmek için
çok önemlidir. Kanser gerçeğinin farkında olarak risk faktörlerini değiştirmek
faydalı olabilmektedir. Ama daha güçlü olunabilecek bir konu da tarama
testleridir. Meme, akciğer, kolon, mide, prostat ve rahim ağzı kanserlerine
karşı mutlaka uygun zamanda hekimimiz ile iş birliği içinde tarama testlerini
yaptırmak önem taşımaktadır” şeklinde konuştu.
BASIN BÜLTENİ