YARIN PATRONLARIN BÜYÜK SEÇİM GÜNÜ!

Antalya’da yarın önemli bir seçim var. Şehrin ticaretinde söz sahibi olan işadamları ve patronlar, kendilerini temsil edecek başkan seçecek. Bu seçim siyasette de belirleyici olacak. Yaklaşık bir aya yakın bir süredir gündemde olan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ATSO) yeni yönetimini belirleyecek seçim yarın ATSO Hizmet Binası’nda yapılacak.

ATSO Organ Seçimleri’nde yaklaşık 22 bin üye 49 Meslek Komitesi ve Meclis Üyeleri’ni seçmek için oy kullanacak. Asıl süreç bundan sonra yaşanacak. Sırasıyla Başkan, Yönetim Kurulu ve Meclis Başkanlık Divanı, TOBB Delegeleri ve Disiplin Kurulu seçimleri gerçekleştirilecek. ATSO’da, 277 Meslek Komitesi Üyesi ve 114 Meclis Üyesi görev yapacak.

Buraya kadar olan süreç resmi bir süreç ve yapılması zorunlu olanlar. Amma buraya gelinceye kadar gelecekte Antalya’da siyasetin rengi de buradan belirlenmiş olacak. Çünkü 3 adaylı ancak 2 adayın kıyasıya yarıştığı bir meçim var. Ali Bahar ve Davut Çetin arasında geçmesi beklenen yarışta Reşat Güney’in rengi beyaz durumu ise gri.

Anlatmaya çalıştığım yarınki seçim patronların seçimi olmasının yanında iktidar ile muhalefet partileri arasında da 2023’te yapılacak seçimler için de nabız yoklaması olacağı! Kırmızı listede Davut Çetin, Mavi listede Ali Bahar destekçileri yer alacak. Bakalım renklerin dilendeki gibi adaylar istedikleri sonuca ulaşabilecekler mi ulaşamayacaklar mı göreceğiz.

Ancak benim gördüğüm kadarıyla ATSO’da 6 yıla yakındın görev yapan Çetin’e karşı değişim taleplerinin biraz ağır bastığı. Tabi sandıktan değişim mi yoksa devam mı çıkacağına üyeler karar verecek.

Her ne olursa olsun 140 yıllık bir maziye sahip ATSO daha önemli. O veya bu isim seçilmesinden çok, kurumu geleceğe taşıyacak patronlara vizyon projeler sunacak başkanın göreve getirilmesi önemli.

Sanırım bunu da Antalyalı patronlar belirleyecek bilgi ve birikime sahiptirler diye düşünüyorum. Şimdiden sonuçlar önce ATSO’ya sonrada tüm patronlara hayırlı olsun.

VALLAHİ SAHİPSİZİZ

Son zamanlarda bu şehrin sahipsiz olduğunu sıkça gündeme getiriyorum. Bazı yöneticiler de bana itiraz edip, “Biz varız ya” diyor. Sizin olup olmamanız sahipsizliğin önüne geçemiyor. Bakın bu tezimi anlatacağım küçük bir olay ve belgeleri ile kanıtlayacağım. Hani dün de dile getirdiğim “Herkes topu bir birine atıyor” diye. Valiliği de belediyeleri de aynı konumda!

Efendim, olay Muratpaşa ilçesi eski Lara yolunda yaşanıyor. Kiralanan bir elektrikli scooter, sabah sporu yapan vatandaşlara ayrılmış yola park edilmiş. Hem de yolun ortasına! Sonra bir vatandaş bu ihlali fotoğraflayıp sosyal medyadan Antalya Büyükşehir ve Muratpaşa Belediyesi’ni etiketleyerek paylaşmış. Komedi bundan sonra başlamış.

Önce Büyükşehir devreye girmiş ve “Merhabalar bahsettiğiniz bölge Muratpaşa Belediyesi sorumluluk alanına girmektedir. Konuyu sizin adınıza iletiyoruz” diye cevap vermiş.

Bu cevaba karşılık Muratpaşa Belediyesi devreyi girip, “Merhabalar sevgili komşumuz. Müdürlüğümüzden gelen cevabı iletiyoruz. Yapılan sözleşme gereği scooterlarla ilgili kontrol denetimi, işgaliye bedeli Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmaktadır” demiş.

Bir vatandaş ortaya topu atmış. Bir belediye gelen pası almış diğerine atmış. Bakmışlar olmuyor topu orta sahada çevirip golü atacak mahalle sütçüsü aramaya başlamışlar. Yani sahipsiz şehirde sorumlu olanlar sorumluluğu kabul etmeyip çözümü de vatandaşa bırakmış. Yahu kardeşim bu işin kanunu, yönetmeliği ve yönergesi yok mu?

Elbette var ama ÜÇ MAYMUNU oynamaktan kimse bunlara bakmaya vakit bulamadığı için ortaya “GÜLER MİSİN, AĞLAR MISIN” misali bir durum çıkmış. Bakalım bu işlere kim sahip çıkacak bekleyip göreceğiz. Yoksa benim SAHİPSİZ KALDIK tezim hala geçerli olacak.

KOMEDİ FİLMİ GİBİ

Muratpaşa ilçesi Haşimişhan Mahallesi 1306. Sokak'ta 3 katlı binanın en üst katında balkon demirlerinden sarkan M.Ö.E. adındaki bir şahıs intihara kalkışmış. Sonrası komedi.

Olay yerine polisten önce vatandaşlar gelmiş. Sonra polis ve sağlık ekipleri gelip tedbir almış. İkna çalışmaları sürürken izleyici sayısı artmış, süre uzayınca çekirdek ve dondurma servisi yapılan seyirciler bildik sahneleri izlemeye başlamış. “Atlar mı atlamaz mı” diye bahse girenler bile vardır eminim.

İki saati aşan ikna süresinde M.Ö.E., polisten su istemiş ve bu sırada ikna edilmiş. Ancak aşağıdaki manzarayı görüp kızan M.Ö.E., “Atlamadım, ölmedim diye çatladınız dimi? Size inat atlamayacağım" diyerek izleyicilere sataşmış.

Biz toplum olarak zıvanadan çıkıyoruz vallahi. Birinin ölümüne izlemekten zevk alan, ölmek isteyenin dalga geçtiği bir hale gelmişiz. Tam bir komedi filmi bu sahneler.

Allah sonumuzu hayreyleye.