YARATILIŞ GERÇEĞİ

Kuran’da birçok yerde insanlara:  ‘Ey Âdemoğulları’ diye hitap edilmektedir. Bu ifade ile bütün insanların Hz. Âdem’den geldiği açık bir şekilde belirtilmektedir.

Yine Kuran ayetlerinde Hz. Âdem’in ilk insan, yani Ebul Beşer (İnsanların Babası), Hz. Havva’nın ise Ümmül Beşer (İnsanların Anası) olduğu ayrıntılarıyla açıklanmaktadır.

***

Allah’a inanç cephesinde, bu konuda zaman zaman bazı düşünürler tarafından duyulan şüpheler, gayet açık ve kesin ayet ve hadisler karşısında kendilerini derhal frenlemişlerdir. İnkâr cephesinde ise, insanın kökenini insandan başka nesnelerde arama gayretleri her zaman sonuçsuz kalmıştır.

***

Canlılık, tesadüfen oluşmamıştır, bilinçli bir biçimde var edilmiştir. Diğer bir deyişle yaratılmıştır. Yani tüm canlı varlıklar, üstün bir güç, bilgi ve akıl sahibi yaratıcının tasarlamasıyla var olmuşlardır. Bu gerçek yalnızca bir inanç biçimi değil; akıl, mantık ve bilimin vardığı ortak bir sonuçtur.

***

O halde her şeyin yaratıcısının Rabbimiz olan Allah olduğunu ve yeryüzü üzerindeki her şeyi tasarlayanın da yalnızca O olduğunu unutmamak gerekir. “Ya da halkı sürekli yaratmakta olan, sonra onunla iade edecek ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile beraber başka bir ilah mı?

***

De ki: Eğer doğru söyleyenler iseniz, kesin kanıt (burhan)ınızı getiriniz.”  ‘Yaratma işinin bizatihi kendisi bile başlı başına cevaplanması gereken bir sorudur’ diyen ünlü düşünür ve müfessir Ebu’l Al’a Mevdudi bu konuda şunları kaydetmektedir:

***

Hayatın ne olduğunu, nasıl ve nereden geldiğini, insan kendi bilgisi ile keşfedemez. Şu ana kadar gelip dayanılan bilimsel gerçek şudur: Cansız maddenin sadece bir araya getirilip düzenlenmesiyle bizatihi hayat denilen gerçek ortaya konamaz.

***

Bilimsel olmamasına rağmen Tanrı tanımazlar, varlık için gerekli temel maddelerin, rastgele uygun oranlarda bir araya geldiği zaman, hayat denilen olgunun varlık olarak ortaya çıkacağını sanırlar, yeter ki, şansın matemetiksel kanunu buna el vermiş olsun, Yine de böyle bir şeyin meydana geliş imkânı sıfırdır.

***

Laboratuarlarda cansız bir maddeden deneme yolu ile canlı bir varlık meydana getirmek üzere şu ana kadar yapılan bütün teşebbüsler, mümkün olan her türlü ihtimamın da gösterilmesine rağmen tam bir başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

***

Neticede meydana getirilen şey, sadece canlı hücrenin temel yapısını teşkil eden DNA’dır. Bu ise hayatın özü ve fakat hayatın bizatihi kendisi değildir. Hayat olayı bugün bile, bilimsel olarak izah edilemeyen bir mucizedir. Bu noktada yaratılışın, ancak yaratıcının iradesi, emri ve tasvirinin bir sonucu olduğunu söylemenin ötesinde bir şey denilemez.

***

Bir de hayat, sadece bir şekilde değil, sayısız farklı şekillerde bulunur. İnsanoğlu şu ana kadar yeryüzünde, aşağı yukarı bir milyon hayvan ve iki yüz bin de bitki türü keşfetmiş bulunuyor. Bunların tümü, yapısı ve özel karakterleri bakımından, son derece açık ve kesin olarak birbirinden tamamen farklıdır.