YAPTIĞINIZ HAYRI ADAM GİBİ YAPIN

Halk arasında söylenen bir söz vardır, “Yaptın bir hayır, tut bacağından ayır” diye. Bu genelde yapılan hayrın tam değil yarım yamalak yapılmasına karşı kurulan bir cümledir.

Tam da bu söz Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin 2020 yılından buyana uyguladığı Halk Süt projesi ile örtüşüyor. Başkan Muhittin Böcek’in çok önemsediği bu projede büyük sıkıntı var.

İl genelinde 9 bin 652 ihtiyaç sahibi ailenin 2-5 yaş arası 10 bin 443 çocuğuna 565 bin litre süt dağıtımı yapılmış. Allah razı olsun. Yeter mi? Asla yetmez. Ama imkan bu.

Her çocuğa yani projeden faydalananlara aylık 8’er litre süt. Bana göre rakamlarda da bir hata var ama ayrı bir konu. Asıl mesele bu proje için talepte bulunanların şikayeti.

Sosyal medyada yüzlerce şikayete rastladım. Başvuru yapanların isyanına çığ gibi büyümüş. Ama verilen cevaplar aynı; “Merhabalar. Halk Süt başvuru sonuçları ile ilgili hafta içi 08.30-17.30 saatleri arasında …. Nolu telefondan bilgi alabilirsiniz.”

Otomatik cevap. Sorunu çözen yok. Yüzlerce kişi aynı cevaba muhatap olunca hayır hayır olmaktan çıkmış işkenceye dönmüş. Proje sahibinin bundan haberi var mı? Sanmam.

O zaman ben buradan süt yardımı talebinden bulunanların çığlığını duyurmaya çalışayım Sayın Böcek’e. “Başkan madem yaptın bir hayır tut bacağından ayır.”

CHP TEMİZLİK YAPMALI

Rüşvet pazarlığının ses kayıtları kamuoyuna yansıdığı için istifa eden CHP Serik İlçe Başkanı İbrahim Demir’den sonra partide işler rayından çıktı. Yerine atanan Mustafa Kurt da istifa etti.

Rüşvet konusunda iddianın ötesine giden ve skandala dönüşen olay karşısında ölü taklidi yapan CHP Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz’in hala sessiz kalması düşündürücü değil mi?

Ortada bir belge yokken bir söylenti üzerine Korkuteli İlçe Yönetimi’ne hallaç pamuğu gibi atan CHP’nin Serik’te sessiz kalışının yerde arkasında ne var acaba?

İşte bu sorular cevaplanmalı, rüşvet skandalına karışanlar hakkında derhal disiplin süreci başlatılmalı. Aksi halde “Ele verir talkını kendi yutar salkımı” pozisyonuna düşersiniz.

Eğer siz kendinizi iktidara talip olan bir parti olarak gösteriyorsanız ki Genel Başkanınız Kemal Kılıçdaroğlu öyle diyor. O zaman önce kendi bağırsaklarınızı temizleyerek yani Serik’te temizlik yaparak bu işe başlamalısınız.

BİLİM ÜNİVERSİTESİ GERÇEĞİ

Döşemealtı ilçesinde yer alan Antalya Bilim Üniversitesi Rektöre Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’i, geçen Cuma günü Lider TV’deki TURUNCU KOLTUK’ta konut ettik.

İsmail hocanın verdiği bilgilerle üniversitenin önemli işlere imza attığını gördük. 2016’da zorlu bir süreçten geçen üniversite hakikaten büyük merhaleler kat etmiş. Yüksek ile yükselmiş.

Bunlar arasında 5 bin hukukçuya arabuluculuk eğitimi verilmesi ilk sırada. 6 bin öğrenciye ulaşılmış. 750’ ye yakın lisansüstü öğrenci olmuş. 850 yabancı öğrenci ABÜ’yü tercih etmiş.

Asıl önemli olan çalışmalardan biri de sağlık alanında. Sağlık bölümlerinde okuyan öğrenciler için Almanya ile protokol imzalanarak 6 aylık staj imkanı sağlanmış.

Hatta Almanya7da staj yapanlar bu süre sonunda isterlerse 3 yıl orada çalışmaya devam edecek. Sonra kalmak isteyen kalabilecek. Yani istihdama yeni bir katkı.

Yeni kurulan Diş Hekimliği Fakültesi’nde her şey düşünülmüş. Modern teçhizatlar. Hacettepe’den eğitim kadrosu getirilmiş. Eski Otogar alınandaki AVM’de poliklinik açılmış.

Burada tedavi hizmeti verilmeye başlanmış bile. Bir de SGK ile anlaşılabilirse çalışanlar ve emekliler katılım payı ödeyerek buradan faydalanabilecek. Hatta İngilizlere de hizmet vererek sağlık turizmine katkı sunacak.

ABÜ’nün gelişimi bunlarla sınırlı değil. Eczacılık Fakültesi kısa süre sonra açılacak. Yanına bir de Tıp Fakültesi. Rektör Yüksek özellikle Tıp Fakültesi’nde çok iddialı.

Rektör Yüksek Prof. Dr. Ömer Özkan’ı örnek göstererek, “Yeni Ömerler yetiştireceğiz” sözü ile bu iddiasını perçinliyor. İşte üniversitelerin laf olsun diye açılmadığını kanıtlayan bir üniversite Antalya Bilim Üniversitesi.

Tabi bunda Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek, ekibi ve üniversite mütevelli heyetinin payı büyük.

İŞİN ÇÖZÜMÜ BELLİ

Geçen hafta bu toplu ulaşım zammı meselesini bura irdeledim. Antalya otobüsçüler Odası Başkanı Yasin Arslan’ın akaryakıt fiyatı artışı nedeniyle zam ve düzenleme talebini anlatmıştım.

Hatta bu talep karşısında her zaman savunduğum konuyu gündeme getirip bu işi Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kendisinin yapması gerektiğini vurgulamıştım.

Benim bu savunmam karşısında bazı kişiler beni ‘Esnaf düşmanı’ ilan etti. Varsın olsun. Ben doğru olanı söyleyeyim de kim neyi düşünürse düşündün. Herkesin düşüncesine saygım var.

Bu toplu ulaşım meselesi sübvanse olmadan asla yürütülemez. Bugün bir çok belediye bu işi yapıyor ve sıkıntı çıkmıyorsa sübvanse edip kar amacı gütmedikleri için yapabiliyorlar.

Eğer bu işi halk otobüsü esnafı yapmaya devam edecekse onların kar amacı olduğu için zam isteme talepleri haklıdır. Kimse zararına kontağa basmaz. O zaman sorun belli ise çözümde bellidir.

İşte bende diyorum ki, gelin bu işi belediye kendisi yapsın ve halkı pahalı toplu ulaşımdan kurtarsın. Aksi halde bırakın otobüse binmeyi tramvaya bile binemeyeceğiz. Çünkü otobüse zam yapılınca tramvay ücreti de artıyor. Sanki mazot yakıyor.

Şimdi gelinen noktada hem halk otobüsçülerinin hem de Antalya Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Niyazi Özçelik’in taksi ücretlerine zam talebi var.

Bu hafta gündem çok yoğun. Bakalım Büyükşehir bu taleplere ne cevap verecek. Esnafı mutlu ederken halkı koruyabilecek mi?