"YAPINCAK SALAMURA ASMA YAPRAĞI" TESCİLLENDİ
Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünde yapılan çalışma ile Yapıncak salamura asma yaprağı tescillendi.
Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünde yapılan çalışma ile Yapıncak salamura asma yaprağı tescillendi.
Tekirdağ'ın yerel üzüm çeşitlerinden Yapıncak, salamura asma yaprağı ile Tekirdağ'ın 5. coğrafi işaretli ürünü olarak tescil hakkı kazandı. 2019 yılı Mayıs ayında Trakya Kalkınma Ajansı, Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü ve Tekirdağ Ziraat Odası tarafından başlatılan çalışma sonuçlandı. Tekirdağ'ın en eski üzüm çeşitlerinden olan ve yörede hem üzümü hem de yaprağı ile çok beğenilen Yapıncak, hak ettiği bir tescil aldı. İnce, damarsız, tüysüz ve bütün olan Yapıncak salamura asma yaprağı, ağızda kolay parçalanması ve hoş bir tat bırakması ile de kendine has bir özelliğe sahip.
“12 FARKLI ÜRETİM MODELİ UYGULADIK”
Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Mehmet Ali Kiracı konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Yapıncak üzüm çeşidinin sadece üzümüyle değil yaprağıyla da bir değer olduğu tescillendi. Hatta biz daha önceden de bir çalışma başlattık. Bu çeşidin sadece yaprak mı toplanması, üzümüyle üreticilere en yüksek geliri, en yüksek faydayı sağlayabileceği bir çalışma yürüttük. 12 farklı üretim modeli uyguladık. Üzümü belli oranda 4'te 1'ine düşürüyoruz. Yüzde 50'sine, 75'ine düşürüyoruz. 3 defadan başlayarak 9 defaya çıkacak yaprak hasadını da yürüttüğümüz, dediğim gibi 12 farklı üretim modeli bunun içerisinde sadece yaprak toplayabileceğimiz, sadece üzümü hasat edebileceğimiz bir model de var. Bu modelleri karşılaştırdık. Ekonomik olarak en yüksek faydayı hangi üretim modelinin getireceğini ortaya koyduk. İki yıl üst üste yaptığımız bir çalışmaydı. Biz bunun sonucunda göre 5 defa yaprak toplama, üzümü de yarı yarıya bırakmanın üreticilere ekonomik olarak en yüksek faydayı getirebileceğini ortaya koyduk” dedi.
“TÜYSÜZ OLMASI, DAMARSIZ OLMASI GEREKİR”
Kiracı, “Yapıncak filmlere de konu oldu ama bunun sadece üzümü değil yaprağı da bir değer olduğunu ortaya koyduk. Kaliteli yemeklik bir yaprak sarması olması açısından yaprağının öncelikle ince olması, tüysüz olması, damarsız ya da ince damarlı olması gerekir. Bir bütün şeklinde parçalı bir yaprak olmaması gerekiyor. Yemeklik sarma kullanabileceği için kaliteli yaprak sınıfına aldık. Tabii ülkemizde daha çok Tokat bölgesinden Narince diye bilinen üzüm çeşidi var. Ama Yapıncak üzüm çeşidimizin de en az onun kadar kaliteli yemeklik, sarmalık bir yaprak olduğunu ortaya koyduk. Yerel pazarlarda 20 liraya kadar yaş yaprağın kilosu değer bulmaktadır. Hele hele bu Yapıncak olursa. Üreticiden 12-15 liraya kadar aldıklarını biz sahamızdaki gözlemlerden belirledik. Bu ikisini beraber yürütmek önemli. Sadece yaprak hasat işçiliği yüksek bir maliyet tuttuğu için yaprağı yüksek fiyatta satılıyor. Ama bir dekardan 250-300 kilo yaprak alınırken üzümün de bir buçuk tona kadar alınması en yüksek faydayı üreticilere getirebiliyor. Yani sadece üzüm yetiştirmek yetmiyor. Yaprağı ile beraber düşündüğümüzde bunu en yüksek seviyeye çıkarabiliyorlar. Bu anlamıyla üzümüyle beraber yaprağının da bir değer olduğunu ortaya koyduk” diye konuştu.
İLAÇLAMAYA DİKKAT
5 defa yaprak toplama, üzümü de yarı yarıya azaltmayla en yüksek ekonomik gelirin sağlanabileceğini ifade eden Kiracı, “Ancak burada ilaçlama önemli. Yaprakta bir gıda güvenirliliği söz konusu olduğu için burada ilaçlamaya azami dikkat gösterilmesi gerekiyor. Üzerinde kalıntı bırakmayacak şekilde bir ilaç programlaması yürütülmesi bu açıdan önemli. Hatta 100 metre yakınındaki değişik ürünlerin de ilaçlanması hele hele rüzgarlı bir havada yapılması yaprakta kalıntıya neden olabilir. Bunlara da üreticilerimizin çok çok dikkat etmesi gerekiyor” diyerek açıklamasını noktaladı.
İHA
İklim değişikliğinin tarım üzerine etkilerini ve alınması gereken önlemleri anlatan Akdeniz Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Geçtiğimiz 5 yıl içerisinde Türkiye tarım sigortaları kapsamında çeşitli tehditlere karşı üreticilere hükümet 10 milyar liralık bir ödeme yaptı. Ürününü garanti altına almak isteyenlerin tarım sigortası mutlaka yaptırması gerekiyor” dedi.
Türkiye’de ve dünya genelinde iklim değişikliğinin tarımsal üretimi ciddi şekilde etkilediğini belirten Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, iklim değişikliğinin Akdeniz Havzası’nı fazlasıyla etkilendiğini vurguladı. Özçatalbaş, “1 ile 4 santigrat derecelik bir artış söz konusu. Ancak 1 santigrat derecelik artış bile tarımsal faaliyetlerde önemli sınırlamalara yol açabiliyor” dedi.
Türkiye'den 114 ülkeye yılın 9 ayında 1 milyar 160 milyon dolarlık meyve ihracatı yapıldı.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumunun (TUİK) açıkladığı Ağustos ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi'ni (Tarım-GFE) değerlendirdi. Tarım-GFE'nin Ağustos ayında aylık yüzde 1.39 ilan edildiğini belirten Çandır, “Bu rakam, endeksin ölçülmeye başladığı 2015 yılından itibaren Ağustos ayları ortalamasının (2.00) yaklaşık yüzde 30 altında olmuştur. Uzun bir aradan sonra ilk defa ortalamanın altında bir aylık tarımsal girdi fiyat endeksi düşüşü ilan edilmiştir” dedi.
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM) Müdürü Abdullah Ünlü Toprağın Sesi programının konuğu oldu. Müdür Ünlü kurum olarak sektör ve paydaşlara öncülük etmeyi amaçladıklarını söyledi.
Türkiye'nin tohumculuk sektöründe önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Akdeniz Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, “Türkiye’nin, tohumculuk sektöründe dışarıya bağımlı bir ülke olmadığını belirterek, aksine ihraç eden bir ülke olduğunu vurguladı.
Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Antalya, Isparta ve Burdur illerinde Şubat-Nisan dönemi özelinde ciddi kuraklık belirtileri gözlemlendiğini belirerek, kuraklık durumuna karşı alınması gereken önlemleri aktardı. Şube, yağışlarda geçen yılın Nisan ayına göre yüzde 70 azalma yaşandığını vurguladı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tayvan'a nitrofuranlı yumurta gönderildiği iddialarını araştırmak üzere inceleme başlatıldığı açıkladı.
Antalya’da 20 dönüm örtü altı alanda yıllık 50 bin paket tohum üretimi yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Uzun, 7 türde 50 çeşit tohumu 16 ülkeye ihraç ediyor. Uzun, “Antalya’da ilerleyen yıllarda seralarda belki de yemek için domates üretilmeyecek. Tamamen tohumluk üretilecek. Çünkü biz tohumluk ürettiğimiz zaman birim alandan 10 katı daha fazla kazanabiliriz. Bunu bugün günümüzde Hindistan başarmış durumda. Sektörümüze teşvik alabilirsek hem istihdama katkıda bulunuruz hem de ülkemizin ihracatına katkıda bulunuruz” dedi.
Antalya’nın Serik ilçesinde sabahın erken saatlerinde seraya giren kadınların mavi yemiş (blueberry) mesaisi başladı. Saksılardan tek tek toplanan mavi yemişlerin 125 gramı 45 liradan alıcı buluyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz