“YANLIŞTAN DÖNMEK ERDEMDİR” DERLER!

“Yanlıştan dönmek erdemdir” diye bir söz vardır. Önemli olan yapılan yanlış olduğunu anlayıp yanlışın peşinden gitmeyerek yanlıştan dönmek veya dönebilmek önemlidir.

Birkaç gündür Boğaçay/ Göksu Deresi üzerine önce kimin yaptığı belli olmayan bir köprü meselesi vardı. Olayın sosyal medyaya yansıması ve Lider Medya’da gündeme getirilmesi ile işin şekli anlaşıldı.

DSİ Antalya 13. Bölge Müdürlüğü zorunlu ve haklı olarak bu köprü ile ilgili bir açıklama yapmak zorunda kaldı. Çünkü ortada vahim bir durum vardı. Köprü KAÇAK çıkmıştı! DSİ’nin açıklamasına göre KAÇAK KÖPRÜ, kendilerinin bilgileri dışında, FEN VE SANAT kaidelerine uygun olmadan imal edilmiş. Yani KAÇAK!

Hatta o açıklamada, “Menfez ve büzlerden oluşan köprünün imalatına müsaade edilmemesi, GEÇİCİ dahi olsa derhal Konyaaltı Belediyesi tarafından kaldırılması” istenmişti. Bir de Konyaaltı Kaymakamlığı olay hakkında DSİ tarafından bilgilendirilmişti. Ne var ki bunun üzerinden birkaç gün geçmesine rağmen herkes ÜÇ MAYMUNU oynadı.

Ta ki konu Lider Gazete ve Lider Haber TV’de haber oluncaya kadar. Sonrasında ise uyuyanlar uyandı, ÜÇ MAYMUNU oynayanların kulakları duydu, gözleri gördü!

Yani KAÇAK KÖPRÜYÜ yapan belli. Konyaaltı Belediyesi’nin bizati kendisi. Bunu DSİ’nin yazısından anlıyoruz. Devletin kurumu illegal iş yapmış. Sebebi ‘Halka hizmet’

Neyse, olan oldu, yapılan yapıldı, halkın paraları çöpe atıldı. Ancak YANLIŞTAN dönüldü. Dün Konyaaltı Belediyesi ekipleri her türlü kurala aykırı KAÇAK KÖPRÜYÜ yıktı.

Tamam, “Yanlıştan dönmek bir erdemdir” de, benim anlamadığım Konyaaltı Belediye Başkanı Avukat Semih Esen’i kim yanlışa itti ve yönlendirdiği?

Yanlış, yanlıştır. Kim yaparsa yapsın yapılması gereken, evvela yanlışı kabul etmek, ardından da tashihine gitmektir. Semih Esen’de böyle yapmış ve yanlışın peşinden gitmemiştir.

Bir başka deyişle “Yanlış hesap Bağdat’tan dönmüştür” Ancak Konyaaltı Belediye Başkanı ve iyi bir hukukçu olan Semin Esen’in kendi ekibine bu yanlışın hesabını sormasını ve sonucu kamuoyu ile paylaşmasını Konyaaltı sakini olarak beklemek hakkım olsa gerek!

Bir diğer konu da, KAÇAK YÜZER İSKELE ve KAÇAK PLAJ konusu. Bunlarla ilgili ne gibi işlem yapıldığını biraz bekleyip göreceğiz. Hem de sabırla.

İLLA BİRİ Mİ ÖLMELİ?

Dün gazeteci arkadaşımız Erdal Orhan’ın sosyal medya hesabında bir fotoğraf gördüm. Kafası yarılmış kanlar içinde yerde oturan yaşlı bir kadın. Sanırım 100. Yıl Caddesi’nde (Yener Ulusoy Bulvarı) üst geçitte yürüyen merdivende yere kapaklanmış. Çünkü asansörler çalışmadığı için yaşlılar çıkmakta zorlanıyor.

Hal böyle olunca da bu tür vakalara sıkça rastlanıyor. Ciddi sakatlanmalara yol açıyor. Neyse çevredekilerin ihbarı üzerine yaşlı kadın gelen ambulanstaki görevliler tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırmış. Genel durumu iyiymiş.

Burası ve diğer yürüyen merdivenli üst geçitlerde önlem alınması için illaki birinin ölmesi mi bekleniyor anlamış değilim. Bu konuda tavsiyem bu tür olaya maruz kalanlar dava açsın.

Evet, bir can daha yanmadan çözün şu işi de dünya kenti olduğumuzu gerine gerine söyleyebilelim. Bilmem anlatabildim mi?

BUNLARA KİM DUR DİYECEK?

Rusya-Ukrayna savaşı ile her iki ülkeden de Antalya’ya gelenlerin sayısı fazla. Çoğu zengin. Bu kanıya bindikleri otomobillerden varıyorum. Lüks mü lüks! Gelmeleri ve yerleşmeleri, bölge halkının düzenini alt üst etmeleri ayrı bir tartışma konusu. Ancak o lüks otomobilleri ile şehrin içinde kural tanımazlıkları ayrı bir dert.

Özellikle de Konyaaltı’nda. Kaldırımlara gelişi güzel park edip gidiyorlar. Bu kimi zaman Rus, kimi zamanda savaştan kaçıp gelen Ukraynalı zenginler. Sözde savaş mağdurları!

Madem kaçıp geldiniz, bari bu ülkenin ve şehrin kurallarına uyun be arkadaş. Bir de siz insanları çileden çıkarmayın. Millet gözünü dikmiş Suriyelilere maazallah okun ucu size döner haberiniz ola.

Bir çift sözüm de bu memlekette kendi vatandaşına zırt pırt ceza yazan o FAHRİ TRAFİK MÜFETTİŞLERE neredesiniz gözüm. Bunları gözünüz hiç mi görmez?

Peki trafik zabıtamız nerelerde acaba? Yaz öncesi tatile mi girdiler yoksam. Ya fotoğraftaki aracın park ettiği kavşaktaki görevli polis amcam sen ne iş yaparsın?

NEREMİZ DOĞRU ACABA?

Bu memleketin çivisi çıkmış arkadaş. Nereye baksan, kafanı nereye çevirsen inan MANYAK MANYAK İŞLER dedirten konuyla karşılaşıyor insan. Bunlardan birini bizim Teknik Direktör kardeşimiz Mehmet Tayfun Türkmen görüntüleyip paylaşmış. Bisiklet yolunu işgal eden otomobilleri görüntülemiş.

Mavi renk ve çizgilerle bisikletliler için kısıtla yollardan birinin işgal edilişine isyan etmiş Tayfun hoca. Eğitilemeyecek tek varlığın insan olduğuna dem vurmuş sinirli hali ile. Aman hocam dikkat et. Havalar ışıdı sinirlenme. Bak ben yazıyorum çiziyorum bir şey yapılmayınca sinirlenmiyor bir daha yazıyorum. Yani kör gözlere sokuyorum.

Belki bu sayede görürler ve önlem alırlar diye. Bunu da yazdım ki herkes görsün diye. Tabi fotoğrafa bakınca da “Neremiz doğru ki” demekten kendimi alamadım.