“Yanlış etiketlenen epilepsi hastaları riskten uzak duruyor”
Epilepsi hastalarının toplum tarafından yapılan yanlış etiketlemelerden dolayı zorluklar yaşadığına dikkat çeken Prof. Dr. Yasemin Biçer Gömceli, “Bu insanlar tamamen bizim gibi insanlar, çalışmaları ve yaşamları normaldir. Bu bir bulaşıcı hastalık değildir. Bu etiketlerden dolayı da risklerden uzak duruyorlar. Epilepsi hastaları nöbet geçirmeleri durumunda toplumun kendisini nasıl karşılayacağını bilmiyor. Lütfen bunu yapmayalım” dedi.
Türkiye'de ve dünyada her yıl binlerce kişi epilepsi
hastaları arasına ekleniyor. Her yıl şubat ayının ikinci pazartesi günü dünyada
Uluslararası Epilepsi Günü olarak kabul ediliyor. Nöroloji Bölümü'nden Prof.
Dr. Yasemin Biçer Gömceli, epilepsi hastalığı beynin anormal elektrikle
deşarjların yayılmasına bağlı ortaya çıkan anormal davranışlar, duyumlarla seyreden
kronik bir hastalık olduğunu kaydetti.
TOPLUMDA GÖRÜLME
SIKLIĞI YAKLAŞIK YÜZDE 1
Epilepsinin toplumda görülme sıklığının yaklaşık yüzde 1
olduğunu ve kadın ile erkekte eşit olarak görüldüğünü dile getiren Gömceli,
“Her zaman çocukların hastalığı, çocukluktan başlayan bir hastalık olarak
bilinmekle beraber öyle bir hastalık değildir. Her yaşta olabilir, sebepleri
değişiyor. Çok daha ileri yaşlarda da ortaya çıkabilir. Epilepsi tanısı için
tekrarlayan ataklar olmasını bekliyoruz” dedi.
“EPİLEPSİ ŞEKER,
TANSİYON GİBİ KRONİK HASTALIKLARDAN BİRAZ FARKLIDIR”
Epilepsi rahatsızlığının toplumda çok az bilinen ve
kaygılanılan bir hastalık olduğuna dikkat çeken Gömceli, “Epilepsi şeker,
tansiyon gibi kronik hastalıklardan biraz farklıdır. Bizim hastalarımız çok ciddi
etiketlere maruz kalıyorlar. Öyle olunca ne kadar çok bilgilendirme yapılırsa
bu hasta grubumuzun o kadar rahat ve huzurlu olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle
bu bilgilendirme günleri çok önemli. Çok fazla doğru sanılan yanlışlar var. Biz
istiyoruz ki yanlışlar düzeltsin. Hastalarımız da daha özgüvenli yaşamlarına
devam edebilsinler. Bugünler bunun için çok kıymetli” ifadelerine yer verildi.
“ONLAR GERÇEKTEN
YAŞAMLARINI SİZİN, BENİM GİBİ SÜRDÜRÜYORLAR”
Prof. Dr. Yasemin Biçer Gömceli epilepsi tanısı konulan
hastaların yaşam şartlarının nasıl olması gerektiği sorusuna ise şu cevabı
verdi:
“Şimdi epilepsili bir sepet gibi düşünüp her şeyin içine
atarsanız iş biraz farklı hale geliyor. Epilepsiyi bir yelpaze gibi düşünmek
gerekiyor. Bir tarafında çok seyrek nöbetlerle ilaçlarla kolayca kontrol altına
alınan bir hasta grubumuz var. Yelpazenin öbür ucundaysa gerçekten günde yirmi,
otuz kez nöbetler geçiren, ağır engelli hastalar var. Şimdi bu taraftan diğer tarafa
doğru bir evrilme de yok. Hastalarımızın yarısından fazlası bu ilk grupta yer
alıyor. Yani bir tane ilaç verdiğinizde rahatsızlığı kontrol altına alınıyor.
Onlar gerçekten yaşamlarını sizin benim gibi sürdürüyorlar. Nelere dikkat
ediyorlar? En dikkat etmemiz gereken şey belki de ilaç düzenidir. Çünkü
ilaçları atlarsak nöbetlerde tekrarlama eğilimi olabilir. Ben hafif hasta
grubunun yaşamlarını çok etkilendiğini düşünmüyorum.”
“BU ETİKETLERDEN
DOLAYI RİSKLERDEN UZAK DURUYORLAR”
Epilepsi hastalarının riskli işlerde çalışmasının tehlikeli
olabileceğine dikkat çeken Gömceli, “Özellikle yüksek yerlerde çalışmayı
gerektiren işlerden uzak durmak gerekir. İnşaat alanlarında, dağcılık ve yüzmek
gibi sporlar riskli olabilir. Bunun dışında normal hayatını sürdüren birçok
epilepsi hastamız var. Bir yıl önce 50 yaşında bir hastam ile karşılaştım. 18
yaşında nöbet geçiriyor. Aslında o günden beri ilaç kullanıyor bir daha da
nöbeti olmamış. Hayatını sordum. Evlenmemiş, mesleğini bırakmış, epilepsi
olduğu için bunları yapmış. Bütün engelleri kendisi koymuş, çok üzüldüm. Bizim
istediğimiz hastalarımız ve toplum bunun farkında olsun. Bu insanlar tamamen
bizim gibi insanlar, çalışmaları ve yaşamları normaldir. Bu bir bulaşıcı
hastalık değildir, toplum tarafından yapılan yanlış etiketlemelerden dolayı
zorluklar yaşıyorlar. Bu etiketlerden dolayı da risklerden uzak duruyorlar. O
sırada nöbet geçirmesi durumunda toplumun kendisini nasıl karşılayacağını
bilmiyorlar. Lütfen bunu yapmayalım” ifadelerine yer verdi.
Epilepsilerin bir kısmının genetik diğer kısmının ise
sonradan gelişen nedenlerden kaynaklandığını belirten Gömceli, konuşmasını
şöyle tamamladı:
“Tedavi yaklaşımlarımız sebebe göre değişiyor. Temel
tedavimiz ilaç tedavisidir. Bazı epilepsi türlerinde ilaç da vermiyoruz,
uyarandan uzak durmasını söylüyoruz. İlaçlara dirençli ise cerrahi yöntemleri
konuşuyoruz. Bu noktada yıllar içerisinde görüntüleme yöntemlerinin gelişmesi
tanı koymamızda yardımcı oldu.”
İHA