Antalya’nın Manavgat ilçesi Karaöz Mahallesi Akbaş Beleni Mevkiinde kızı Gülsüm ile birlikte yaşayan 80 yaşındaki Ümmühani Deniz, 28 Temmuz’da yaşanan yangında her şeyleri yanarken canlarını zor kurtardı. Kendisi gibi ağılı ve koyunları yanan oğlunun ağılının yeniden yapılmaya başlandığını belirten Ümmühani Deniz, kendi ağılı ve evinin de en kısa sürede yapılacağına inandığını söyledi.

Hasta babasına ve annesine baktığı için bugüne kadar evlenmediğini, kurbanlık satışının yanı sıra bugüne kadar olan tüm birikimlerini yangında kaybettiklerini belirten Gülsüm Deniz “Gece uyandığımda saat ikiydi. Şu taraftan bir yangın vardı. Yangına bir bakayım söndü mü acaba dedim. Pencereden baktığımda sönüktü. Daha erken birazcık anamın yanında çardakta yatayım dedim. Makatın üstüne yattım. Üstüme kepek diye bir şey yağıyordu. Ateş buraya kadar gelmiş ama haberimiz yok. alana çıktığımda buraya kadar gelmiş zaten buraları ıslatayım derken ateş geldi. Merdivene döndüm ama alıp kaçma şansım olmadığı için param pulum hep gitti. 7 tane bilezik, 95 Bin TL para hepsi gitti. Parayı yatırayım demiştim kimliği çaldırmıştım onun için çekerler diye yatırmamıştım. Hayvanların yarısı buradaydı yarısı karşı taraftaydı buraya dönüp kaçanlar kilitlenip kaçamamış. 20 tane kadar falan yandı onların. Yan tarafta yapılan ahır bize ait değil. Bize yapılacak mı bilmiyorum.  Hiç bildiğim yok. En mağdur olan biziz burada. O kadar eşyam gitti içinde param pulum yandı gitti. Zaten evli de değildim. Anneme bakacağım diye evlenmedim. Annem de son anda kurtuldu. Pişecekmiş az daha. Ben indirdim motora binin dedim ama kaçamamış tankerin altına girmiş. Ben motora bindirip götürecekler sanıyordum. Tankerin altına girmiş eli ayağı yanmış. Ayağı da iyice kötü oldu o ne olacak onu da bilmiyorum. Ben anamla birlikte yaşıyorum. Babam hasta diye evlenmedim. Sonunda mağdur olduk” diye konuştu.

“ALEVLER ÜSTÜME ÜSTÜME GELİYOR”

Yangın günü evde mahsur kaldığını, canını çocuklarının kurtardığını belirten 80 yaşında 7 çocuk annesi Ümmühani Deniz “Merdivenden inene kadar bu taraf tamamen ateş aldı. Ateşin içinde kaldım. Ben yandım, yandığımda yan taraftaki evin sahibi yangını görmüş kaç yandım gittim dedim.  Sonra benim oğlum geldi. Benim omzumdan bir tuttu. Mümkün değil kaldıramadı. Sonra bir daha tuttu sonra yere alevin üstüne kapandı. Beni bıraktı sonra kaçtı gitti. Yandım yandım diye bağırmaya başladım. Nereye gideceğimi şaşırdım. Diğer tarafta alev yok gibiydi o tarafa yöneldim ardımdan bir alev daha geldi. Çocuk bir daha geldi. Kapıya kadar söndürmeye çalıştı alevleri yine aleve dayanamadı kaçtı gitti. Onun buzağısı vardı onun yanına sokuluverdim. Alevler üstüme üstüme geliyor. Ben yandım diye düşünürken çocuk sağ olsun kafasına ceket gibi bir şey geçirmiş. Elimden tuttu. Asıla asıla diğer tarafa kadar götürdü beni. Ağzın dolu mu kus dedi bana. Bende oğlum burada bana hiçbir şey olmaz yanmam burada dedim. Sonra orada ekşi dalının (limon ağacının) altına vardım. Ana bizi burası kurtaracak dedim. Orada her tarafımız yanarken ben ekşi dalına dayandım oğlum motorla geldi. Beni aldı arabanın içine koydu. Bana bir şey olmadı çok şükür, çocuğum kurtardı.  Ellerim yanmıştı o baya geçti ama ağayım geçmedi. Parmaklarım acımıyor artık ama bacağım acıyor” dedi.

HABER MERKEZİ