YANDEX VE GOOGLE VEKİL ADAYLARIMIZ

Ben oldum olası bu şehrin insanının her zaman ön planda olmasından yana tavır koymuşumdur. Şehri bilmeyen ve tanımayanların faydası olmayacağını iyi bilirim.

Bu memleketin havasını solumayıp, suyunu içmeyip, denizine Konyaaltı, Erenkuş veya İnciraltı’ndan girmemişlerin vur-kaç taktiği yaptığınız hepimiz çok iyi biliyoruz.

Geçmişe şöyle bir baktığımızda Antalya’dan milletvekili adayı gösterilmiş bu tanıma uyan onlarca milletvekili ve bakanımız olmuştur. Hepsi sandıktan çıkınca kaçmıştır.

Tabi geçmişte teknoloji günümüzdeki kadar gelişmiş olmadığı için kimin kim olduğu çokta belli olmuyor bilinmiyordu. Lakin teknoloji işin içine girince ekran görüntüsü değişti.

Eskiden teknoloji yani navigasyon olmayınca Antalya dışından listeye dahil edilen adaylar yanlarına ya muhtar ya da şehri çok iyi bilen bir partiliyi alıp sokak sokak geziyordu.

Tabi günümüzde bu işin rengi değişti. Geçen hafta MHP Antalya Milletvekili ve yeni dönem için birinci sıra adayı Abdurrahman Başkan’ın basın toplantısına katıldım. Orada bu mevzu gündeme geldi.

Başkan, çok samimi bir şekilde bu konuyu şöyle anlattı; “Bu şehri bilmeyen insanların aday yapılması Yandex ve Google earth adaylığından öte gitmez” benzeri bir ifade kullandı.

Yerden göğe kadar haklı Abdurrahman Başkan. Hakikaten Yandex ve Google Earth diye iki uygulama var. Bu iki uygulama bu türdeki adayların imdadına yetişmiş gibi görünüyor.

Ancak bunların unuttuğu iki olay var. Gelişen Antalya ile hizmet alamayan Antalya. Gelişen Antalya’nın cadde ve sokakları değişti, portakal bahçelerinin yerini koca koca binalar aldı.

Şehir gelişirken cadde ve sokakları o kadar gelişemedi. Birkaç yol önce yapılanları ile kaldı. Son birkaç yıldır ne yol açıldı ne de açılan yollardaki tamirat ile tadilat bitirilebildi.

Herkesin malumu olduğu üzere, Yandex ve Google Earth gibi uygulamalar birkaç yılda şehri tarayıp hafızaya alıyor. Oraya alınan bilgiler, koordinatlar o günküleri bilgileri içeriyor.

Tabi böyle olunca Yandex ve Google Earth’taki veriler güncelliğini çoğu zaman kaybedebiliyor. Böyle olunca da ne aradığınız caddeyi ne aradığınız sokağa ne de binayı bulabiliyorsunuz.

İşte son dönemde bu şehrin havasını solumayıp, suyunu içmeyip, plajlarından denize girmemiş aday adayları da bu iki uygulamaya güvenip yollara düşüyor. Düştükleri ile kalıyor.

Benim aldığım bilgilere göre bazı adaylar ya yollarını şaşırıyormuş ya da verilen adrese geç ulaşabiliyorlarmış. Doğru mu yalan mı, yoksa şehir efsanesi mi bilemiyorum.

Hatta bazıları Ankara veya başka illerden getirdikleri şoförlerinin yerine bir alt sıradaki adayları şoför gibi kullanıyormuş! Bazıları ise mahalle muhtarlarını mihmandar yapmış.

Şimdi burada Yandex ve Google Earth adaylarının yanında bir de şöyle bir sorun ortaya çıkıyor. Acaba yarın bu adaylar seçilirse geçmişte olduğu gibi bayramdan bayrama mı şehre gelirler.

Benim naçizane tavsiyem sık sık gelmeleri yönünde. Aksi halde bayramdan bayrama gelecek olurlar ise şehrin sokakları ve caddeleri değişime uğrar, sonra da Yandex ve Google Earth koordinatları eskir.

Maazallah ne seçmenin ne de geçici olarak kiraladıkları evlerinin yolunu bulabilirler. Bırakın parti binalarına bile ulaşamazlar.

BİRİ BİZİ KANDIRIYOR

Sürekli bu memlekette bürokraside FETRET DEVRİ yaşandığını iddia ediyorum. Şunun şurasında 100 Yılın Seçimine birkaç gün kaldı. Bu nedenle bürokratlarda araziye uydu.

Devekuşu misali çoğu kafasını kuma gömdü. Bazıları ÜÇ MAYMUNU oynamaya devam ediyor. Tabi KOLTUK meselesi. Adamlar “Koltuk gitmesinde ne olursa olsun” düşüncesinde.

Yukarı satırlarda anlatmaya çalıştığım bürokratlardan biride Tarım Kredi Kooperatifi Antalya Bölge Birliği Müdürü Seyfettin Tosun. Tanıyanınız, göreniniz, icraatını bileniniz var mı?

Ben bir gazeteci olarak görmeyip duymadıysam sizinde görüp duymanız mümkün değildir. Zaten kendiside koltuğuna oturmuş hem de sıkı sıkı yapışmış durumda.

Yahu arkadaş bir kalk, açtığınız kooperatif satış mağazalarını bir gez, “Ne nerede satılıyor ve satılmıyor” diye bak. Vatandaş gibi dolaş ve halkın taleplerini bir dinle.

Bak ben hafta sonu gittim, gezdim, dolaştım ve sordum, “UCUZ ET VAR MI?” diye. Ama aldığım cevap beni şok etti. Çünkü mağaza görevlisi, “ET SADECE ANKARA, İSTANBUL ve İZMİR’DE SATILIYOR” dedi.

Peki, Antalya’da niye satılmıyor? Burada yaşayan insanlar çok mu zengin? Bu memleketin insanının UCUZ ET alma hakkı yok mu? Cevap bekleyen soru çokta cevap verecek biri var mı?

İşte mesele burada. Biri BİZİ KANDIRIYOR ama kim? Ya koltuğuna sıkı sıkı sarılanlar ya da İKTİDARI zora sokmaya çalışan BÜROKRATLAR!