YALNIZ KALIŞIMIZ
İnsan, acunumuza yalnız gelir. Yalnız gider. Bakınız insan ömrü
çok kısa, yaklaşık çocukluğumuzu da katarsak işin içine çocukluğumuzu on yıl
dersek: Türkiye’mizde ölüm yaşı yetmiştir. Yani ölüme kadar verimli olduğumuz
zaman 30-35 yıldır.
***
İnsanoğlu doğunca başkalarına muhtaçtır. Onlarla basit iletişimler
kurar. (Yaşayabilme becerisi, temel içgüdüler) Konuşma, açlık, kirlilikten
kurtulma, uyuma vb. Çocuk6 yaşına kadar ana dilini öğrenir. İnsanlar nefes
almayı ve diğer becerileri okul yaşına kadar öğrendi ise, sair becerilerini de
zorunlu olduğu için geliştirir.
***
Evde ve tek başına olduğu zamanlarda kendisi ile konuşur.
İlgilerimiz kendimizedir başta. Sonra da zaman bulursak ve/veya ailemizle
konuşuyoruz. Aslında üç kişi bile olsak,, birbirimizle konuşmuyoruz. Niye mi? Çünkü teknolojinin esiriyiz. Öreğin TV açılıyor. TV deki dizile,
ajanslarla zihinsel ortaklığımız başlıyor. Çocuk veya çocukların sorunu nedir?
Eşimizin sorun nedir biliyor musunuz?
Ailemizi, evimizi, bir yatakhane (otel) Uyuma, uzanma, yemek yeme yeri
olarak mı görüyorsunuz? İhtiyarlıkta
beklendi, nefes alan birisinin yanında olması arzulanır. Ne yapacak ki:
Konuşacağı ve dertleşeceği kişidir.
***
Ailede konuşma yoksa TV sürekli açık, magazin programları
izleniyorsa, şiddet programları, haberleri dinleniyorsa onlara özenti artıyor.
Şiddet meyilli artıyor.
***
Bakınız hele cep telefonu da varsa, biz o zaman telefonla Candaş
oluyoruz. Bırakalım telefonu. Kapatalım bir saat TV’yi dertleşin ailece.
Çocuğunuz anlatsın çektiği zorlukları, okuldaki, sokaktaki başarılarını.
İnsanın en yakını eşidir. Anlatsın. İçini döksün. Kimse kimseye benzemez.
***
Yalnızlığı paylaşarak, mutlu olursunuz. Gizli kalmak, karanlıktır.
Sonucu yıllar sonra da olsa ifşa olacağı muhakkaktır. Bir gün böyle bir hata
yaparsanız, dayanınız ve sabırlı olun. Yeme içme, yatma ile aile yakınların
ihtiyacın karşılanması ile sevgi gelişip pekişmez. Şimdi sıra size geldi. Nasıl geçirdiniz
gününüzü, patronla mı tartıştı, işin mi yoğundu, arkadaşlarınızla dilazari mi
ettiniz, kentin taşıma sisteminden mi, gürültüden mi rahatsız oldunuz.
Korkmayın anlatın. Bunlar sizin aileniz. Ara sıra tebessüm etmeyi de unutmayın.
Sorunlar ortaya konmasa çözümsüz kalır. “Bin biliyorsan, bir bilene danış” demişler.
Siz de bu dedi demişi başat görev olarak kabul edin.
***
Ustamız Yalnız kalışımızla sonuçlanmasın.
Saygılarımla.