YALANCILAR KULÜBÜ

Geçenlerde sosyal medyada gezinirken ‘’Eskiden arada bir yalan söylerdi. Şimdi istikrarı yakaladı hiç doğru söylemiyor’’ diye bir caps gördüm.

Capsi görünce aklıma direkt CHP’liler geldi. Hakikaten de CHP yalan konusunda istikrarı yakaladı. Eskiden haftada, on günde bir yalan söylerlerdi. Ama günümüzde; İrili ufaklı hangi CHP’li ağzını açsa yalan söylüyor.

Sanırım dünyada; söyleyecekleri yalanlara ödeyecekleri tazminatlar için fon kurup vekillerinden her ay düzenli para toplayan tek parti CHP’dir.

Olaya bakar mısınız ya! Zevatlar gelecekte söyleyecekleri yalanlar için aralarında peşin peşin para topluyorlar. Gel de bu insanlardan yüzlerinin kızarmasını bekle!

Eğer yeni bir yalan söylemezse; ben bu yazıyı yazarken CHP genel başkanı bay kemal, hızlı tren demiryolu ihalesinde halkın cebinden haybeden altı milyar çıktığını iddia ederek kameralara uzaktan bir kağıt parçası göstermiş ve altında da sayın cumhurbaşkanımızın ıslak imzası olduğunu iddia etmişti.

Röportajı izlerken; ‘’Bay Kemal’in gösterdiği belge gerçek olsaydı; kameralar zoom yapar veya arkadaki büyük ekrana yansıtılır, belgenin içeriği satır satır, hece hece okunurdu’’ diye düşündüm. 

Düşüncemde yanılmamışım. Yatsı olmadan bay kemalin mumu yine söndü. Meğerse bahsedilen ihale aynı ihale değişmiş. Önce yapılan ihalede demiryolunun uzunluğu yüz km iken, sonra yapılan ihalede bu uzunluk iki yüz kilometreye çıkmış. Fiyat farkı ondan kaynaklanmış. Ve altında da Cumhurbaşkanımızın ıslak imzası yokmuş.

Bu gerçek ortaya çıktıktan sonra Bay Kemal cuma akşamı bir TV kanalındaki programa katıldı. Sunucu; ‘’Efendim, ulaştırma bakanı sizin gösterdiğiniz belgenin gerçek olmadığını söyledi. Bu konu da ne diyorsunuz’’ diye sordu.

Bay Kemal yalan konusunda istikrarı yakaladığı için hiç bozulmadı. Belge gerçektir diyemedi. Onun yerine ‘’Erdoğan’a daha çok sürprizlerim var. Diyerek pişkin pişkin güldü Bay Kemal’in söz ve davranışlarından anladık ki; Yalanlara (Ona göre sürprizlere) devam edecek.

Gelelim İmamoğlu’nun rakı balık meselesine…

Malumunuz bir felaket yaşandığı zaman İmamoğlu tatile çıkmayı, keyif yapmayı sever. O yüzden olayı ilk duyduğum da Ben hiç şaşırmadım.

Ama olay CHP’nin en tepesindeki kişiler tarafından bile yalanlanınca işkillendim. Olay restoran sahibi ve kamera görüntüleri ile doğrulanınca, İmamoğlu bu seferde kameraların karşına geçip;

’’O kadar çalıştım. Yoruldum. Ne var bir saat yemek molası verdiysem’’ deyince; Hah şimdi oldu, İmamoğlu’na da bu yakışır” dedim.

Ama sonradan öğrendik ki; Ekrem efendi restoranda bir saat değil, üç saat kalmış. Yine Öğrendiğimize göre de restoranı kapatmış. İçeriye başka müşteri alınmamış yemek molası da vermemiş. İngiliz büyükelçisi ile görüşmüş.

Bu da ortaya çıkınca İmamoğlu tekrar kameralar karşısına geçip ‘’Bu görüşme en az karla mücadele kadar önemliydi’’ açıklamasını yaptı.

16 MİLYON KABUS

Sahi bir belediye başkanı, yönettiği şehirdeki 16 milyon insan kabusu yaşarken; Üstelik partideki üstlerine bile haber vermeden, İngiliz büyükelçisi ile bu kadar önemli ne görüşmüş olabilir? Şimdi iyice işkillendim işte… Sağlık ve huzurla kalmanız duasıyla…