YA BUNLAR YAPILMASAYDI?

Türkiye son 18 yılda inanılmaz başarılara imza attı..

- Neredeyse köylere kadar uzanan ve Türkiye’nin her yanına ulaşan bölünmüş yolları, otobanları, hızlı trenleri, tünelleri, kaymak gibi asfaltları bir kenara koyuyorum..

- Bütün illere yapılan havaalanları sayesinde, her kesimden vatandaşın “otobüsten daha ucuza uçakla seyahat etmesini” bir kenara koyuyorum..

- Sosyal güvenlik ve sağlık sistemi sayesinde insanımızın “sağlık kurumlarına” kolaylıkla ulaşmasını bir kenara koyuyorum..

- Mega projeler ve yatırımlarla, “enerji ihraç eder duruma gelmemizi” bir kenara koyuyorum..

- Çalışana-çalışmayana, anneye, anneanneye, dedeye, kardeşe, baldıza sağlanan “sosyal hak ve yardımları” bir kenara koyuyorum..

- Ülkenin işsizlik noktasından “iş beğenmeme” noktasına gelmesini bir kenara koyuyorum..

- İktidar partisinden başkan seçilen il ve ilçe belediyelerin sağladığı hizmet ve yatırımları bir kenara koyuyorum..

- Ülkemizin yaklaşık 50 yıldır süren terör belasından kurtulma noktasına gelmesini bir kenara koyuyorum..

- Ve bunlara benzer daha birçok reform ve projeyi-hizmeti de bir kenara koyuyorum..

Özellikle..

Yüzde 90’ı dışarıya giden yüz milyarlarca dolarlık “savunma harcamaları”na Türkiye bütçesinin üçte birini veriyorduk..

Şimdi bu paranın en az yüzde 80’i Türkiye’de kalıyor, giderek yüzde 100’e yaklaşıyoruz..

Milli imkanlarla, milli projelerle “savunma sanayimizi” oluşturduk, kendi üretimimizi kendimiz yapar hale geldik.

Hatta, savunma sanayinde “ihraç eden ülkeler” arasına bile girdik..

Bu arada..

Karadeniz’de kendi imkanlarımızla “enerji kaynakları” bulduk, Doğu Akdeniz’de de bu imkanı yaratıyoruz..

Dünyanın 4-5 ülkesinin 50-60 yılda geldiği noktaya, 8 yılda geldik..

Hatta, bazı konularda o “dev”lere rakip bile olduk..

İşte bunların hepsi, unutulmaması gereken birer “BAŞARI” hikayesidir..

Her kesimden gelen, “DEVLET DESTEK VERSİN” çığlıklarını duydukça..

Ve pandeminin dünyaya ve ülkemize neler yaptığını gördükçe..

“Ülkemizde bu yapılanlar ya yapılmasaydı, ne olurdu bu milletin hali” demekten kendimi alamıyorum..

Kıskançlık-çekememezlik içinde kıvranıp, “kuklacılar”ın eline kalanları da bu millete havale ediyorum..

……………………..

GONG

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu..

“Öğretmenler Günü”nde öğretmenlere hakaret etti..

Kutuplaştırıcı bir dille, “hala bu hükümetin peşinden giden öğretmen varsa, kimse kusura bakmasın ben ona öğretmen demem” dedi..

...

CHP tabanından, bu skandala diyecek bir sözü olan var mı?

………………………

KRAL NE YAPSIN?

Kralın biri sarayında otururken, pencereden sesler gelmiş.;

“Güzel elmalarım vaaaaaar..”

Bakmış, yaşlı birisi at arabasında elma satıyor, etrafında müşteriler..

Kralın canı çekmiş ve baş vezirini çağırmış;

- Al sana 5 altın, koş bana elma al..

Baş vezir, vezirlerden birisini çağırmış;

- Al sana 4 altın, koş elma al..

Vezir saray görevlilerinden birisini çağırmış;

- Al sana 3 altın, koş elma al..

Saray görevlisi muhafız komutanını çağırmış;

- Al sana 2 altın, koş elma al..

Komutan nöbetçiyi çağırmış;

- Al sana 1 altın, koş elma al..

Nöbetçi çıkmış yaşlı ihtiyarı yakasından tutmuş ve silkelemiş:

- Hey sen, ne bağırıyorsun? Burası han mı, yoksa saray mı? Defol buradan, arabana da elmalara da el koyuyorum..

Nöbetçi, muhafız komutanına dönmüş;

- İşte, 1 altına yarım araba elma..

Komutan saray görevlisine dönmüş;

- İşte, 2 altına bir çuval elma..

Saray görevlisi vezire dönmüş;

- İşte, 3 altına bir torba elma..

Vezir, baş vezire dönmüş;

- İşte, 4 altına yarım torba elma..

Baş vezir kralın huzuruna çıkmış;

- İşte, 5 altına beş elma aldım kralım, aynen emrettiğiniz gibi..

Kral oturmuş ve şöyle bir düşünmüş..

“Beş elma  beş altın.. Bir elma bir altın ve halk elmalara hücum ediyor..  Demek ki, vatandaşın durumu çok iyi.. “

Baş veziri tekrar çağırmış ve buyurmuş:

“Vergileri hemen artırmak lazım, tez gereken yapıla..”

………………….

TRAFİK

 

Kaza, çok pahalı bir cezadır..