VİCDAN BİTERSE…
Kendini ıslah edemeyen başkasının ıslahına vesile olamaz. Meşhur imamın kıssasını hatırlayın.
Hani biri oğlunu getirmişti oğlum bal yiyor hocam, bu ise oğluma zararlıdır, söyle oğluma bal yemesin seni dinler, dediğin de o imam hazretleri oğlunu şimdi götür 40 gün sonra getir demişti.
40 gün sonra da oğluna tek cümle ile evladım bal yeme bal sana zararlıdır dediğinde o evladı, peki hocam yemem demişti.
Babası ise hocam bunu 40 gün evvel de diyebilirdin şimdi niye bu kadar beklettin diye sorduğunda, imamın cevabı ibretlikti. Ben de 40 gün boyunca ağzıma bal almadım ki sözüm tesir etsin demişti.
Şimdi nasıl bir vicdan ki bir kişin kurtuluşu ve şifası için 40 gün bu lezzetten mahrum kalmıştı.
Ebu Cehil’e 500’den fazla kapısına giden bir Allah Resulü Muhammed Mustafa’yı düşünün ki hangi vicdan vardı ki o vicdan ile onun kurtuluşunu Allah’ın ayeti gelene kadar bırak onu diyene kadar tebliğini ısrarla sürdürmüştü.
Vicdansızın imdadına yetişmek için vicdanlı olmak belki çok zor belki de imkansız… Fenalığa karşı iyilikle karşılık vermek, bir yanağına vurana diğer yanağını göstermek, kibrini gururunu ayaklar altında secdelerden kaldırmamak, bir gönül insanı bir dava eri olmak…
İşte o zaman vicdansızlık hastalığına çare bir vicdan olmak…
İman ehlinin vasfıdır ki mert olmak vicdanlı olmak bunu ise kelime-i şehadetin ikinci kısmı Muhammed Resulullah sağlıyor. Ahlak O’nun ile tam olmuş.
O vakit her şeye gücü yeten şefkatli kadir-i rahim den sana bir dayanak noktası bir sığınak kapısı ihsan olunur. Ve bu ihsan ile vicdanın seni çektiği muhabbet ve merhamet sıfatların canlanır.
İnsanlığına has duyguların inkişaf eder. Bu inkişafın neticesinde terakki edecek yükselecek cennete ehil olacak bir kıymeti kendine kazandıracaksın.
BEKLE VE GÖR…
Vicdanın sesine kulak verme artık vicdanını al götür ufuklar ötesine onunla yapacağın yolculukta seni hiç ekmediğini, seni hiç aldatmadığını göreceksin…