‘VEFA’SIZLAR ŞEHRİ ANTALYA’YA DOĞRU
Son dönemde Antalya’da yaşananlara, gelişmelere, insanların bir birlerine bakış açılarına şöyle bir göz attığımda gördüğüm bir gerçek var; VEFASIZLIK! Dostluk bitmiş, güven bitmiş, sevgi bitmiş, hoşgörü bitmiş. Varsa yoksa bir birine çekiştirme, birbirinin yoluna taş koyma, engeller çıkartma, birbirimizi yiyip bitirme derdine düşmüşüz.
Denilir ki; ‘VEFA’ arkada bıraktığını ve giderken yaktığını, yabana atmamaktır. VEFA; dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere ve hayallere ihaneti katmamaktır. Dünya şehri olmuş, bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış Antalya’da acaba kaç kişi bu şehir için gövdesini taşın altına koyanlara VEFA göstermiştir ki? Hadi sayın bakalım.
Bu şehirde bırakın elini taşın altına koymayı elini sıcak sudan soğuk suya sokmak bile istemeyen binlerce insan var. Hem de bu memleketin havasından suyundan para kazanan! Allah herkese bol kazançlar versin ama en azından GÖVDESİNİ TAŞIN ALTINA KOYANLARA sahip çıkılmalı, VEFA gösterilmeli. Bu insanlar KÜSTÜRÜLMEMELİ!
Yahu arkadaş, “VEFA; ‘Has’ların vasfıdır. Unutmak ise ‘Ham’ların vasfı” demiş bir üstat. Peki bu sözlere bakıp geçmişte bilerek yada bilmeyerek DOSTUM dediğiniz kaç insana VEFASIZLIK yaptığını bir düşünün bakalım. Bir insan kendine sorduğu, “BEN VEFALI BİR DOST MUYUM?” sorusuna “Ama ben bilerek ve isteyerek kimseye VEFASIZLIK yapmadım ki” ifadesini kullanmak zorunda kalıyorsa, o kişi gerçek anlamda VEFALI değildir.
Çünkü gerçek dost ve VEFALILIK, bilmeyerek dahi olsa ‘DOST’ dediğin ve ‘ADAM’ yerine koyduğun insanı, var oldukça ve hatta ölümünden sonra dahi ebediyen DOST ve ADAM bilmektir. İşte bunun adı VEFA’dır. Hadi gelin bir kez daha etrafımıza bir bakalım. Acaba çevremizde DOST diyebileceğimiz VEFA gösterebileceğimiz kaç kişi var. Eğer DOST dediğiniz insan şayet var ise ona tavır takınmak, olsa olsa şahsiyetsiz ve omurgasız duruşu kişiliklerin işidir.
Bir insan DOSTUM dediği bir insana VEFASIZLIK yapıyorsa bunun adı; kahpelik ve kalleşlikten başka bir şey değildir. Antalya sokaklarına çıkalım ve önümüze gelen herkese hiç ayırt etmeksizin soralım; “VEFALI DOSTMUSUNUZ?” diye. Sanırım herkesin cevabı EVET olacaktır.
Yine aynı kişilere bu kez de “SİZİN ETRAFINIZDAKİLER SİZE KARŞI DOST VE VEFALI MI?” diye soralım. Gelecek cevap kesinlikle ‘HAYIR’ olacaktır. Tabi bu soruları ülke geneline de yaydığımız zaman hemen hemen aynı sonuç çıkacaktır. Lakin Antalya’nın havasından mı, suyundan mı nedir bu VEFASIZLIK daha fazladır.
Kısacası ve sözün özü odur ki; şu üçü geçmiş dört günlük dünyada, artık kendi insanımıza, değerlilerimize, memleket sevdalısı iş insanı ve siyasilerimize sahip çıkıp VEFA göstermeliyiz. Neden mi? Sevelim sevilelim. Bu dünya kimseye kalmaz. En kalıcı olacak ise bugün değil yarın arkamızdan nasıl konuşulacağıdır. İşte o zaman gerçek VEFALI dostları göreceğiz.
Bu yazı, memleket sevdalısı kendi öz evladına bile sahip çıkmayı beceremeyen, kendini VEFALI sanan ancak VEFASIZ olan VEFASIZLARA ithaf olunur!
HASBİNALLAH YAHU
Dün; “Antalya'da eşinin mezarını türbeye çevirip kaçak elektrik bağlattı” başlığıyla yeni yılın ilk garip haberini okudum. Bana Andızlı Mezarlığı’nda bir mezarı hatırlattı. Berna Şallı adındaki genç bir kız, 2003 yılında yağ aldırma ameliyatında hayatını kaybetmiş annesi Ayşe Şallı’da, Antalya Andızlı Mezarlığı'ndaki kabrini ışıklı türbeye çevirmişti.
Gözü yaşlı anne, “Kızım karanlıktan korkardı” diyerek niyetini açıklamıştı. Hatta, bunu yapabilmek içinde Andızlı’nın yanından bir ev bile satın alıp elektriği oradan çekmişti. Dünkü okuduğum haber bunun tam tersi. Emekli öğretmen Ahmet Düzgün, 1999 yılında kaybettiği eğitimci eşi Gülten Düzgün için Uncalı Mezarlığı’nda bir kabir yaptırmış.
Tam bir aile mezarlığı amma türbe misali. Etrafı demir ferforjeler ile kaplı, tepesinde minare falan. Hatta üzerinde, “Dikkat elektrik dokunmayın, kamera ile izlenmekte” diye tabela astı. DHA ile röportaj yapan Düzgün, iyi niyetinden mi, sağlığından mı birde kaçak elektrik çektiğini anlatmış. Söylediğine göre 12 metre kablo ile. Aslında duygusuna yenilmiş.
Çünkü kişisel mezarı aydınlatmak için bile olsa mezarlık alanını aydınlatma direğinden elektrik çekmek yasal değil ve kaçak sevgili öğretmenim! Bunu nasıl akıl edemedin. İnsan Andızlı Mezarlığı’na bir bakar ve Ayşe Şallı adındaki annenin kızı için yaptırdığı mezarı aydınlatmak için mezarlığa yakın ev satın aldığını bi görür.
Sevgili öğretmenim; örnek olması gereken bir insanın böylesine hassas bir konuda düştüğü gaflet inan üzücü. Senin yerinde olsam gider hemen her şeyi yasal hale getiririm. Çünkü hocanım da ancak böyle rahat uyuyabilir.
KİM UYANIK KİM SAF?
Yılbaşından birkaç gün önce Muratpaşa Belediyesi’nde garip bir dolandırıcılık olayı yaşanmış, Asım Ç., adındaki vatandaş 30 KLİMANIN iç ve dış ünitesini söküp götürmüştü. Asım Ç.’nin, “Babamın vasiyeti üzerine kamu kurumlarına ücretsiz klima bakımı yapacağım” diyerek belediye yetkililerini ikna ettiğini ortaya çıkmıştı. Tabi 600 BİN LİRALIK klimalardan eser yok!
Hatta Asım Ç., klimaları aldığını bile İNKAR etmiş. Neyse olayın özeti bu ama asıl püf noktasını herkes kaçırmış. Adam arızalı olan 5 KLİMAYA hiç dokunmamış.
İşte bundan bile şüphe duymayan yetkililer, adamla az daha konuşsalar sanırım spor salonunun ANAHTARINI bile teslim ederlerdi herhalde. Hakikaten KİM UYANIK KİM SAF?