VEBADAN SEVİMLİ FAREYE
Son yıllarda Türk dizileri dünya genelinde büyük ilgi
görüyor. ABD’den sonra en fazla dizi ihraç eden ülke durumundayız. Bu durum sadece ülkeye gelir sağlamıyor.
Diziler aracılığıyla, hem Türk kültürü tanıtılıyor, hem de turizme büyük katkı
sağlanıyor. Bu diziler Türk milletine ön yargılı yaklaşımları da darmadağın
edip pozitif bir yaklaşıma vesile olabiliyor. Elde edilen başarı öylesine büyük
ki, bunu anlatmaya kelimeler yetmez. Daha düne kadar çocuklarını “Türkler
geliyor” diye korkutarak büyütenler bugün Türk dizilerinin etkisiyle ülkeye de
Türklere de büyük bir sempatiyle bakıyorlar.
***
Bu zihniyet değişiminin gerçekleştirilmesi sinemanın gücüyle
olmuştur. Dünyada sinemanın gücünü ilk keşfeden ise Yahudiler olmuştur. Bugün
Gazze’de Filistinlilere soykırım gerçekleştiren Yahudiler Ortaçağ’da
Avrupa’daki veba salgınının nedeni olarak görülüyordu. Farelerden geçen bu
hastalığın Yahudilerle yayıldığı düşünülüyordu. Yahudiler ticaret yapmak için
sürekli olarak oradan oraya dolaştıkları için gittikleri her yere vebayı
taşıdıklarına inanılıyordu. Bu yüzden Yahudileri diri diri yakıyorlardı. Fareyle
eş tutuluyorlardı.
***
Antisemitizmle yüzlerce yıl mücadele eden Yahudiler bu
zihniyetten çizgi film karakterleri sayesinde kurtulmuşlardır. Örneğin
yarattığı popüler çizgi film kahramanlarıyla adından söz ettiren Walt Disney
farelerden korkan biriydi. Gerçek adı Walter Elias Disney olan bu genç ressam,
o korkuyu yenebilmek için Mickey Mause karakterini yaratmıştı. Vebanın nedeni olarak görülen fare Walt
Disney’in Mickey Mause karakteriyle sevimli bir hale getirilmişti. Bu öyle bir
etki yapmıştır ki Yahudilere olan bakışı bile tersine çevirmiştir.
***
Hayata geçirdiği çizgi film karakterleriyle inanılmaz bir
servet sahibi olan Walt Disney’den sonra ABD’li animatör, yönetmen, yapımcı ve
karikatür sanatçısı William Hanna ile Joseph Barbera; 1940’larda Tom ve Jerry isimli çizgi film
karakterlerini yaratmışlardır. Evin
kedisi Tom ile onu evden atmaya çalışan evin faresi Jerry arasında geçen
şiddetli ve komik mücadeleleri anlatan animasyon serilerini çocukluğumuzda
eğlenerek seyrettik. Ancak bu gülerek
eğlenerek izlediğimiz bu çizgi filmde kurnaz fareyle Yahudilerin, kediyle ise
Filistinlilerin kastedildiği iddia edilmektedir. Bu iddiayı da bundan 20 yıl
kadar önce Antalya’nın Lara sahilindeki Lares otelde Altın Portakal Film
Festivalinde düzenlenen toplantıya katılan ressam, animasyon sanatçısı Şafak
Tavkul anlatmıştı.
***
15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün olduğu gece eline kağıdı
kalemi alıp yaşananların resmini çizen Şafak Tavkul, sinemanın gücünü o çizgi
film karakterleri üzerinden Altın Portakal Film festivalinde böyle anlatmıştı.
Benim gibi Mimar Sinan Üniversitesi mezunu olan Şafak Tavkul 2 yıl önce kanser
nedeniyle hayatını kaybetti. Haliyle bugün Türk sinemasının, dizi sektörünün
elde ettiği başarıda Şafak Tavkul gibi sanatçılarımız da dahil olmak üzere
adını bile duymadığımız birçok kişinin emeği vardır. Elbette bu tür fikirlerin
tartışıldığı Antalya Altın Portakal film festivalini de unutmamak lazım. Festivalin böyle bir katkısı vardı Türk
sinemasına.
***
Sanata, Türk sinemasına, dizi sektörüne burada yapılan
yarışmalarla toplantılarla bir vizyon katan bu festivalin 60’ıncısını bu yıl
yapamadık. Bu fare mevzusuna gelince. İsrail devleti bugün Gazze’de Filistin’de
adeta soykırım yapmaktadır. Geçen gün İstanbul’da bir şahıs karton kutunun
içindeki fareleri İsrail’i protesto etmek için bir hamburgerciye salıverdi. “Et
yiyeceğinize fareleri yiyin” dedi, gitti.
Elbette İsrail’i, bu vahşeti protesto etmek herkesin hakkı. Ama bu tür
ortaçağ zihniyetleriyle bir yere varamayız.