VAR MISIN, YOK MUSUN?

Gününü hatırlamadığım herhangi bir günde sıcacık gülümseyişi ve kısacık bakışıyla düşmüştü yüreğime ilk kıvılcımı. Oysa bilemezdim ki asi yüreğimde yıllarca kelebekler uçuşturacağını.

Söylemek istediklerimi dilime mühürlüyorum. Aklımla kalbim arasında sıkışıp kalıyorum. Bir de bu yetmezmiş gibi engelleri önüme sıralıyorum, tek tek yaşamak istediklerimi askıya asıyorum.

***

İnsan korkar mı diyeceksin mutluluktan? Korkuyorum işte kısacık yaşattığın mutlulukların yarım kalmasından. Yara almış bir çocuk gibiyim bugünlerde. Yaramdan korkmuyorum yara olurum diye çekiniyorum. İz bırakmak değil amacım sadece elinden tutmak.

Yorulan ruhunu dizlerimde dinlendirmek istiyorum. Belki delilik, belki serserilik, belki de aptallık... Sen ne dersen de, adını ne koyarsan koy. Ben yaşadığım duygunun dilsiz sözcüsüyüm.

***

Yaşatamayacağım ve bastırmak zorunda kalacağım hislerimin ağırlığını taşıyorum. Hayat işte; kime, ne zaman nerede nasıl tokat gibi çarpacağını bilemiyorsun... Sen, benim bu hayatta ansızın gelişinle yediğim ilk tokatsın.

Denemedim mi sanıyorsun? Adını lügatımdan silmeye yeltendiğim de neşter vururcasına kesikler atıldı dilimin ucuna. Bilmediğim bir güç vardı bedenim de, senin hastalığına karşı beni dirençli kılan...

***

Üzgünüm, yapacak bir şeyim yok maalesef. Bağışıklık kazanmışım bir kere senin hastalığına. Paranoyak değilim korkma! İnanmayacaksın biliyorum, inan ki iyileşmeyi denedim ama ne yaptıysam olmadı, olduramadım. Sarmaşık misali tüm ruhumu saran zehirlerinden arındıramadım bende ki seni.

***

Ben senin zehirlerini sitemlerimle emdikçe kanıma özlemlerin yayılıyordu. Sesimde ki kırıklığı duyan, gözlerim de ki yorgunluğu gören herkes “iyi bak kendine” diyordu. Oysa bilmiyorlardı ki benim ki kronik bir hastalık değil, benim hastalığım sensizlikti.

***

Gelmezsin biliyorum. Yokluğunda üşüyen ellerimi tutmazsın, seni sokak aralarında arayıp da bulamayan gözlerim yorgunluğa mahkum olurken bir saniye de olsa gözbebeklerime varlığınla ışık olmazsın. Ve yine hiç gelmemişsin gibi yine seni özlemek...

***

Aldığım her nefeste dilimin ucuna atılan neşterlerin acısına inat seni sevdiğimi haykırmak istiyorum. Bu gece yokluğunu hissettiğim kadar hiç böylesine vurmamıştım dibe kendimi. Var mısın yok musun?

***

Sensizim... Ben ne zamandır sensizim ama hiç bu kadar derinlerde yalnızlığımı hissetmemiştim. Bugün senin yokluğuna diz çöktüm ve titreyen sesimle esir aldığın benle konuşmayı hayal ederken,  yokluğunun karşıma dikilmesiyle acımadan bir tokat daha attın yüzüme...