VADEDİLMİŞ TOPRAKLAR HEZEYANI

İsrail, geçen yıl 7 Ekim’de Hamas militanlarının bir gençlik festivaline saldırması üzerine terörle mücadele bahanesiyle Gazze’de katliam yaptı, yapmaya da devam ediyor. Ayrıca, Lübnan başta olmak üzere çevresindeki ülkelere de saldırılar düzenliyor. Batı ülkeleri ise İsrail’e destek veriyor. Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı’yı sırtından hançerleyerek İsrail devletinin kurulmasına zemin hazırlayan Müslüman Arap ülkelerinin çoğu sessiz. Türkiye ise İsrail’e en çok tepki gösteren ülkelerin başında geliyor.  

*** 

Oysaki Türkiye ile İsrail arasında 2000’li yıllara kadar hiçbir sorun yoktu. Yahudilerle de tarih boyunca hiç problem olmamıştı. Hatta İspanya’dan kaçan Yahudiler bundan 500 yıl kadar önce Osmanlı’ya sığınmıştı. Hatta Yahudiler saraya da girmişti. Örneğin, Hürrem Sultan Yahudi kökenliydi. 2’inci Dünya Savaşı’nda Nazi zulmünden kaçanlara da yine Türkiye kucak açmıştı. 1948’de kurulan İsrail devletini ilk tanıyanlardan biri de Türkiye’ydi. İki ülke arasında terörle mücadele konusunda da sıkı bir işbirliği vardı. Hatta iddiaya göre halen İmralı’da tutuklu bulunan PKK’nın eli kanlı lideri Abdullah Öcalan’ı da Kenya’da bulup Türkiye’ye teslim eden de şimdiki İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu idi.  

*** 

İddiaya göre dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'dan yardım istemesinin ardından Mossad devreye girmişti.  Kenya'da yayımlanan Daily Nation adlı gazetenin iddiasına göre Netanyahu'nun tek şartı, operasyonu Türk istihbaratının üstlenmesi ve Mossad'ın rolünün gizli kalmasıydı. Öte yandan iki ülke arasındaki ilişkiler 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra bozulmaya başladı.  Newyork’ta El Kaide militanlarının İkiz Kuleler’e yaptığı saldırıdan sonra terörle mücadele bahanesiyle kan gölüne çevirdiği Orta Doğu’da, Büyük Orta Doğu Projesini gerçekleştirmek için harekete geçen ABD’nin ardından Milliyetçiliği esas alan Yahudiler de Tevrat’ta bahsedilen “vadedilmiş topraklar”da büyük İsrail devletinin hayalini kurmaya başladı.  

*** 

Bu hayali gerçekleştirmek isteyenlere “SİYONİST”, bu hayale ise “SİYONİZM” deniyor. 19’uncu yüzyılda ortaya çıkan Siyonizmle Tevrat’ta geçen vadedilmiş topraklarda büyük bir Yahudi devleti kurulmak isteniyor. Bu sözde devletin sınırı ise Fırat Nehri'nden Nil Nehri'ne kadar olan geniş bölgeyi kapsıyor. Vadedilmiş topraklarla ilgili kesin bir sınır yok. Herkes kafasına göre bir sınır çiziyor. Bu bölgede şimdiki İsrail’in yanı sıra Filistin, Lübnan, Ürdün, Suriye ve Irak’la beraber Kuveyt; Suudi Arabistan’ın ve Mısırın bir bölümü ile Türkiye’nin 23 ili de bulunuyor. Kimi haritalarda sınıra Kıbrıs da dahil ediliyor. Bölücü terör örgütü PKK’nın sözde Kürdistan kurmayı hayal ettiği toprakları da içeren bölgede Iğdır, Ağrı, Van, Hakkari, Şırnak, Siirt, Muş, Batman, Mardin, Diyarbakır, Elazığ, Tunceli, Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Osmaniye, Hatay, Adana ve Mersin’den oluşuyor. Yani Antalya’nın dibine kadar bu sınırın uzandığı iddia ediliyor.   

*** 

Gazze’den sonra İsrail’in Lübnan’a da saldırması üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada “Vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır” diye bir açıklama yaptı. İsrail kurulduğu 1948 yılından bu yana savaşlarla sürekli olarak topraklarını genişletmiş bir ülke. Ne kanun tanıyor ne de insan hakları. Topraklarını büyüttükçe İsrail’e dünyanın dört bir yanından Yahudiler göç ediyor. 1980’lerde 3 buçuk milyon civarında olan İsrail’in nüfusu üçe katlanmış durumunda. 10 milyonu aşmış. Peki, Türkiye’nin 23 ilini de içine alan Büyük İsrail projesi gerçekleştirilebilir mi? Mümkün değil. Ben o konunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği gibi bir HEZEYANDAN öteye gidemeyeceğinden eminim.   


ALTIN PORTAKAL 

Öte yandan geçen yıl Kanun Hükmü isimli belgesel ile ilgili çıkan tartışmalardan dolayı iptal edilen Altın Portakal Film Festivali, bu yıl 5-12 Ekim tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Festival için eski dostum Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’ten bu yıl davetiye gelmedi. Canı sağ olsun. Geçen yılki iptal edilen festivalin davetiyesini bir anı olarak saklıyorum. Festivalin hak ettiği günlere kavuşması dileğiyle…