Dünyada ve Türkiye’de önemi giderek artan kanser hastalığına dikkati çekmek amacıyla belirlenen 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası’nda, Türk Kanser Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Duruman, kök hücre bağışına dikkati çekerek vatandaşları bağışçı olmaya davet etti. Duruman, Ulusal Kanser Haftası dolayısıyla Lider Medya’ya özel yaptığı açıklamada, Türkiye’de erkeklerde en çok, akciğer, prostat, kolon ve rektum kadınlarda ise meme, akciğer ve kolon kanseri görüldüğünü bildirdi.

Kanserle mücadelede en önemli unsurun erken tanı ve teşhis olduğunu belirten Duruman, “Erken teşhis, kanser tedavisinde önemli bir husustur. Erken teşhis edilen birçok kanser tipinde tam iyileşme mümkün olabiliyor” dedi.

“TEDAVİDE BİRÇOK ÜLKEDEN İLERİ DURUMDAYIZ”

Duruman, Türkiye’de erken tedavi yöntemlerine yönelik tedavi imkanlarının oldukça yüksek seviye olduğunu vurgulayarak, “Ülkemizde dünyada uygulanan kanser tedavi yöntemlerinin tümü uygulanabilmektedir. Bu anlamda birçok ülkeden ileri durumdayız. Tedavi yöntemlerinin günümüzde ülkemizde ulaşılabilir olması, çeşitli ilaçların devlet tarafından karşılanarak hastalara uygulanması tedavi süreçlerini olumlu etkiliyor” ifadelerini kullandı.

BİLİNÇLİ TOPLUM VE KÖK HÜCRE BAĞIŞI

Kanserle mücadelede teknolojik imkanların yanı sıra toplum bilincinin ve kök hücre bağışının da büyük bir önem arz ettiğini dile getiren Duruman, “Toplumda yaygın olan düşüncenin aksine kanser artık öldüren bir hastalık değildir. Kanser farkındalık ve bilinç ile üstesinden gelinebilecek bir hastalıkken, toplumda yanlış bilgilendirmelerin doğurduğu korku nedeniyle vatandaşların kanser taramalarına bile gitmek istemediklerini gözlemliyoruz. Toplumda bu bilinç henüz istediğimiz seviyeye ulaşmazken, her geçen yıl bir adım daha bu seviyeye yaklaşıyoruz” diye konuştu.

“HASTALAR UMUTLA BEKLİYOR”

Kök hücre bağışının birçok hemotolojik kanser türünün tedavi edilebildiğini aktaran Duruman, şunları kaydetti:

“Nakil için uygun bir donörün bulunması tedavi için hayati öneme sahiptir. Kemik iliği ve kök hücre nakil sürecinde en zor kısım uygun donörün bulunmasıdır. Bunun için de gönüllü bağışçılardan alınan kan örneklerinden doku tipinin tespit edilip bir havuzda saklanması ve o havuzda birçok doku tipini barındıran kan örneği olması önemli. Birçok hasta yaşamak için umut ile kendi doku tipiyle eşleşecek kemik iliğini beklemekte. Bizim ise kimin kahramanı olacağımız henüz belli değil. Kök hücre bağışıyla bir hayata umut olmak, bir cana nefes olmak mümkün. Umut bekleyen hastalara karşı empati yaparak bu konuyu düşünmek ve bu vesileyle herkesi ertelemeden ve vazgeçmeden kök hücre bağışçısı olmaya davet ediyoruz.”