UZMANLARDAN AİLELERE ‘ANİMASYON’ UYARISI

Son dönemde çocukların daha çok kullanmaya başladığı internet ortamında küçük yaştaki çocukları hedef alan animasyon türü olumsuz içerik üretimi her geçen gün daha da artıyor. Uzmanlar ise çocukları bu tür olumsuz içeriklerden korumanın yolunun aile gözetiminden geçtiğini vurguluyor.

İrem GÜNEYBAZ/Fatma ARSLAN

Video paylaşım platformları son dönemde en çok çocuklar tarafından kullanılırken, çocuklara yönelik gibi görünen birçok animasyon içeriği ile çocukların bilinçaltında istismar, hırsızlık ve cinsellik gibi konulara karşı pozitif algı oluşturulmaya çalışılıyor. Özellikle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde internette daha da çok vakit geçirmeye başlayan çocuklarda internet kullanımı kimi zaman faydadan çok zarara dönüşebiliyor. Farkında olmada olumsuz durumlar ve davranışlar içeren videoları izleyen çocuklar, kötü niyetli fikirlere alet ediliyor. Konuya İlişkin Lider Medya’ya açıklamalarda bulunan Psikolog Hasan Cemre Aslıhak, “Bu içeriklere maruz kaldıkça kanıksama olacak ve bu durumlar zamanla normal gelecektir. Birey geleceğinde bu tür davranışlar sergilemeye ya da bu durumları normal karşılamaya başlayacaktır” dedi.

“SORUNLARA YOL AÇABİLİR”

Bu tür içeriklerin son dönemde çok sık gündeme geldiği ve çocukların sık sık maruz kaldığını anlatan Aslıhak, “Hırsızlık, cinsellik, cinayet gibi yaşlarına uygun olmayan yargı ve durumları tıpkı bir çizgi film formatında çok kanalı gibi göstererek çocukların izlemesini sağlamak çocukların geleceklerini derinden etkileyecek sorunlara yol açabilir. Bu fikirlerin normalleştirilerek çocuklara anlatılması kötü amaçlı ve anlaşılması oldukça güç bir durumdur. Öncelikle bu tür içeriklerin çocuklar için çok tehlikeli olduğunu vurgulamak istiyorum. İnsan için her şey öğrenme üstüne kuruludur. Ailenin öğretisi dışında farklı bir öğreti ile karşı karşıya kalan çocuk bu fikirleri de benimseyecektir. Bu içeriklere maruz kaldıkça kanıksama olacak ve bu durumlar zamanla normal gelecektir. Birey geleceğinde bu tür davranışlar sergilemeye ya da bu durumları normal karşılamaya başlayacaktır” diye konuştu.

“YASAKLAMAK ÇÖZÜM DEĞİL”

Aslıhak bu tür durumlarda çocukları için endişe duyan ailelerin kimi zaman aşırı tepkiler verdiğini vurgulayarak, “Aileler bu durumu gördüğünde çok sert tepki veriyorlar. ‘Çabuk kapat, asla bir daha sana tablet yok’ tarzında yaklaşımlara bulunuyorlar. Bu durum aslında hatalı bir davranışa yol açıyor. Çünkü çocuklar için yasak olanı çekici kılıyor ve daha cazip hale getiriyorlar. Bizler ailelerden suçlamak, eleştirmek ve kızmak yerine çocukları ile daha çok vakit geçirmeye özen göstermelerini bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Bu tür içeriklerde olumsuz telkinlerin çok yoğun olduğuna dikkati çeken Aslıhak, doğru ve yanlış unsurların videolarda değil aile içi eğitimde öğrenilmesi gerektiğini vurguladı.

Eğitimde üç ana unsur olduğunu aktaran Aslıhak, şöyle konuştu:

“Ailelerin çocuklarını bu noktada koruması ve eğitmesi konusunda izlemeleri gereken yok birlikte vakit geçirmektir. Ve bu noktada takip, teşvik ve takdir kuralı üç önemli unsurumuzdur. Önce çocuklarımız ne izliyor ne dinliyor bunları gözetmeli dikkatle takip etmeliyiz. Sonrasında çocuklarımızı faydalı, öğretici içeriklere yönlendirmeli, izlemeye teşvik etmeliyiz. Ve sonrasında çocuğumuzu ödüllendirmeli takdir etmeliyiz.”

“ÇOCUKLARA VERİLMEMELİ”

Teknoloji editörü Eyüp Koçak ise günümüzde özellikle küçük yaşlardaki çocuklarda internet kullanımının çok yoğun olduğunu dile getirdi. Aileleri bu noktada internet ortamında hem zihinsel hem de fiziksel gelişimi etkileyen uygulamalardan çocuklarını korumalarına yönelik tavsiyelerde bulunan Koçak, “Öncelikle aileler kendi kullandıkları cep telefonu ve tabletleri çocuklarına vermemelidirler. Sosyal medya yapay zeka ve insanların etkileşim hareketlerine göre şekillenir. Eğer bir çocuk yetişkin birine ait bir telefon kullanırsa yaşına uygun olmayan içeriklere maruz kalabilir” ifadelerini kullandı.