Uzmanlar uyardı: “Hedonik açlık kilo vermeye engel oluyor”
Açlık olmamasına rağmen haz veren yiyeceklerin fazlaca yenilmesinin obezite potansiyeli barındırdığına dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuğçe Arabalı bazen ruh halimizi iyileştirmek için yemek yediğimizi belirtti.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuğçe
Arabalı fizyolojik açlık olmasa bile yemekten zevk almak veya yemek yeme isteği
olarak tanımlanan 'hedonik açlık' ile ilgili önemli bilgiler verdi. Metabolik
ihtiyaçlardan ziyade zevk için yeme halinin daha fazla enerji alımına yol
açtığını belirten Diyetisyen Arabalı, “Bu durum özellikle çocukluk ve
ergenlikte aşırı kilo ve obezite yaygınlığını artırır. Lezzetli yiyeceklerden
alınan zevkin hedonik yemeyi teşvik edebileceği ve bu nedenle obezitenin
başlıca suçlusu olabileceği düşünülmektedir” dedi. Hedonik açlığın, yeme
davranışı, yiyecek seçimi tercihi ve motivasyon, yiyecek bağımlılığında rol
oynadığını ve yiyecek bağımlılığının da obezitenin ana nedenlerinden biri olarak
kabul edildiğini ifade etti.
Yüksek karbonhidrat ve yağ içeriğine sahip yiyeceklerin,
besleyici yiyeceklerden daha uyarıcı olduğuna işaret eden Diyetisyen Arabalı,
“Bu tür yiyecekler, beyindeki ödül mekanizmasını uyarır, mezo-kortiko-limbik
yolları engeller ve opioid reseptörlerini azaltır. Opioid reseptörlerinin
miktarının azalması, hedonik yeme davranışlarına yatkınlığı ve dolaylı olarak
gıda bağımlılığına yol açan yüksek enerjili gıdalara olan tercihi artırır.
Hedonik açlık yaşayan ergenlerin olumsuz duygularla başa çıkmak için gıda
alımına yöneldiği düşünülmektedir ve bu durum gıda bağımlılığı ve gece yeme
sendromu ile ilişkili olabilir” diye konuştu.
“HEDONİK YEME ZEVK VE
ÖDÜLLE İLİŞKİLİ OLAN DOPAMİNİ ARTTIRIYOR”
Pandemi döneminde yaşanan karantinadan sonra insanların
yaşam tarzında önemli değişiklikler olduğuna değinen Diyetisyen Arabalı mevcut
literatür göz önüne alındığında, gecikmiş yatma saatinin, evde geçirilen
zamanın ve artan ekran maruziyetinin gece yeme sendromu, hedonik açlık ve gıda
bağımlılığı için bir risk oluşturabileceğini ve tüm bu faktörlerin de Vücut
Kitle İndeksi’nde (VKİ) artışa neden olabileceğini ifade etti.
Hedonik yemenin, zevk ve ödülle ilişkili olan dopamin
salınımını tetiklediğini belirten Diyetisyen Arabalı, “Aşırı lezzetli
yiyecekleri tükettikten sonraki dopamin dalgalanması örneğin: tatlı yedikten
sonraki "şeker yüksekliği" bunlara olan isteği güçlendirir ve bu yeme
döngüsünü besleyebilir. Hedonik beslenme zevk ve iyi hissettiren bir ‘dopamin
vuruşu’ arzusuyla güçlü bir şekilde bağlantılı olsa da, stres gibi olumsuz
duygulardan da etkilenir. Kortizol gibi stres hormonlarının salınımı, yiyecek
seçimlerimizi değiştirebilir, bizi olumsuz duyguları hafifletmek ve ruh
halimizi iyileştirmek için bir başa çıkma mekanizması olarak yüksek ödüllü,
hedonik yiyeceklere doğru itebilir” diye konuştu.
Hedonik beslenmenin belirli hormon ve peptitler tarafından
etkilendiğini; genellikle 'açlık hormonu' olarak adlandırılan ve öncelikli
olarak iştah düzenlemesiyle ilişkilendirilen ghrelin hormonu miktarının hedonik
yiyeceklerden sonra arttığını sözlerine ekledi.
“YEMEK DIŞINDA BAŞKA
HAZLAR BULUN”
Hedonik açlıkla baş etmek için yapılabilecekleri sıralayan
Diyetisyen Arabalı, “Yiyeceklerin ötesinde sevinç ve zevk gibi duygulara
yönelin. Hedonik yeme genellikle haz ve tatmin deneyimleme arzusundan
kaynaklanır. Neşe ve yaşam tatmini eksik olduğunda, mutluluk için yemeğe
yönelme ihtimali artabilir. Haz için yemeyi nasıl bırakacağınızı öğrenmek için,
yemek dışında hayatınızın başka yerlerinde haz beslemek önemlidir” dedi.
Klinik bir çalışmanın, daha yüksek yaşam tatmininin, yaygın
olarak arzulanan yiyeceklerin tüketiminin azalmasıyla ilişkisini gösterdiğini
aktaran Diyetisyen Arabalı neşe getiren aktiviteleri, ilişkileri ve deneyimleri
aktif olarak besleyerek, duygusal tatmin için yeme eğiliminin azaltılabileceğini
dile getirdi.
“DUR, BIRAK VE
HİSSET’ YÖNTEMİNİ UYGULAYIN”
Zevkle yemek yemenin sağlıklı bir beslenme önerisi olduğunu
söyleyen Diyetisyen Arabalı, “Tüm yiyecekler gerçekten dengeli bir diyete
uyabilir ancak, aşırı lezzetli yiyecekleri yasakladığımızda onlar hakkında
düşündüğümüz zamanı artırır ve onları daha da çok istememize neden olur. Tüm
yiyeceklere izin verildiğinde, hedonik yiyeceklerin ‘yasak olma’ cazibesi
azalır. Örneğin bazı gıdaları asla yememeniz gerektiğini düşünmek yerine ara
sıra yiyebileceğinizi düşünebilirsiniz” dedi.
Duygusal yemenin kaynağına odaklanmak gerektiğinin altını çizen Diyetisyen Arabalı şu yöntemi tavsiye etti: “Hedonik yemenin pençesindeyken tok olunca durma konusunda yardıma ihtiyacınız varsa ki bu, aklınıza şu cümleyi getirin; ‘Dur, Bırak ve Hisset’. Aslında bu bir yöntemdir. Zira aşırı lezzetli yiyeceklerin karşı konulamaz olacak şekilde tasarlandığından sizin yeme isteğinizi tetiklemektedir. Bu tekniği kullanmak için, tokluktan sonra yemek istediğiniz anı belirleyin ve kısa bir süreliğine uzaklaşın. Gerçekten istiyorsanız ‘Dur, Bırak, Hisset’ zamanından sonra yemeye devam edebileceğinize dair kendinize söz verin. Bu yöntem kısıtlama ve aşırı yeme döngüsünün tetiklenmesini önler. Sonra, yargılamadan ortaya çıkan her türlü duyguya bırakın ve duygularınızı tam olarak hissetmenize izin verin."
İHA