Google Earth’ün “Şahin Gözü” görüntüleri, ALGE tarafından işletilen Konyaaltı Sahili’nde tek bir iskele ya da beton mendirek olmadığını kanıtlarken, kentin diğer sahilleri için aynı övgüyü dillendirmenin mümkün olmadığını gözler önüne serdi. Sözde çevrecilerin betona gömdüğü kıyılar, Konyaaltı Sahili'nin eşsiz ve doğal senfonisi karşısında kızardı...

ÇEVRECİLERİN GÖREMEDİĞİNİ ‘ŞAHİN GÖZÜ’ ORTAYA ÇIKARDI

Antalya’nın dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili, uydu görüntüleriyle doğallığını ve temizliğini bir kez daha kanıtladı. 8 kilometrelik bu eşsiz kıyı şeridinde ne bir iskele ne de beton mendirek yer alıyor. Tertemiz suları ve doğayla uyumlu yapısıyla dikkat çeken sahil, 9 Mavi Bayrak ödülü ve 2020 Ulusal Mimarlık Ödülleri’nde “Yapı - Çevre Dalı Ödülü” gibi prestijli başarılarla adını duyurdu. Bu başarının önemli bir parçası olan ALGE, Sahil Antalya Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ndeki sahilin doğal dokusuna zarar vermeden modern bir yaşam alanı oluşturdu. Alışveriş olanakları, dinlenme noktaları ve çevre dostu etkinliklerle bölgeyi canlandıran ALGE yönetimi, Konyaaltı’yı yaz-kış aktif bir merkez haline getirdi.

BETONLA BOĞULAN SAHİLLERE ‘KONYAALTI’ DERS NİTELİĞİNDE

Fakat Antalya’nın diğer sahilleri için aynı övgüyü dillendirmek mümkün değil. Konyaaltı’da ALGE’nin doğaya saygılı işletmeciliğiyle yükselen standartlar, diğer bölgelerdeki bu hoyratlığa karşı çarpıcı bir tezat oluşturuyor.

Özellikle Kundu, Belek, Manavgat ve Alanya’da denize 150 metre kadar giren beton mendirekler ve iskeleler, uydu görüntüleriyle adeta bir çevre faciasını belgeledi.

Otellerin “geçici” diye savunduğu bu yapılar, kalıcı betonlarla doğayı yok ederken, şezlong ve loca alanları için deniz işgal ediliyor.

Yine otellerin kendi web sitelerinde övüne övüne paylaştıkları fotoğraflar ise, çevreye vurulan bu darbeyi gözler önüne seren en net delil oldu.

'İSKELE VE MENDİREK MEZARLARI' TURİZME CİDDİ ZARAR VERİYOR

Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, Antalya kıyılarındaki çevre tahribatına dikkat çekerken, Konyaaltı Sahili’nin farkını övgüyle vurguladı. Uydu görüntüleri hakkında konuşan Gökoğlu, özellikle Kundu, Belek, Manavgat ve Alanya’daki otellerin önüne yapılan beton mendirek ve iskelelerin ekosisteme ciddi zarar verdiğini aktardı. “Bu yapılar akıntıyı keserek sirkülasyonu engelliyor, deniz havuz gibi ısınıyor ve kirleniyor” diyen Mehmet Gökoğlu, otellerin, 100-150 metre denize uzanan iskelelerle posidonia çayırlarını yok ederek kendi turizm gelirlerine zarar verdiğini belirterek, bu alanların betonla kaplanmasının geri dönülmez bir tahribat bıraktığını kaydetti.

PROFESÖR GÖKOĞLU’DAN KONYAALTI SAHİLİ’NE ÖVGÜ

Konyaaltı Sahili'ne ilişkin ise Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, “Denizsel açıdan burada bir sorun yok. İskele ya da mendirek gibi yapılar bulunmuyor, sadece balıkçı barınağında var, o da geçmişte yapılmış. İleride bu tür olumsuzlukları önlemek için Çevre ve Tarım Bakanlıkları izin politikalarını sıkılaştırmalı, kıyı yapısına zarar verecek müdahalelere izin verilmemeli” dedi. Antalya’nın turizm ve tarımla geçindiğini hatırlatan Gökoğlu, kirlilik sorununun da acilen ele alınması gerektiğini sözlerine ekledi.

SÖZDE ÇEVRECİLERE ŞOK: KONYAALTI 
SAHİLİ'NDE BETONUN GÖLGESİ BİLE YOK

Yıllardır “Konyaaltı Sahili bitiriliyor, betondan geçilmez oldu, halk giremiyor” diyerek sahili karalayan çevreciler ise uydu görüntüleri karşısında sessizliğe büründü. Google Earth görüntüleri, bu iddiaların aksine Konyaaltı Sahili’nin pırıl pırıl olduğunu ve beton istilasından eser taşımadığını ortaya koydu. Konyaaltı’nı hedef alanların asıl sorunu, yani Kundu, Belek, Manavgat ve Alanya’daki betonlaşmayı görmezden gelmesi ise büyük tepki çekti. Konyaaltı Sahili’nin doğallığını koruyarak halka açık bir alan olarak kalması, çevrecilerin tezlerini çürüten en güçlü kanıt oldu.

İSKELE YOK, BETON YOK, DOĞAL SENFONİ ÇOK…

ALGE tarafından işletilen Sahil Antalya Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ndeki Konyaaltı Sahili, sadece doğal güzelliğiyle değil, aynı zamanda aldığı ödüllerle de farkını ortaya koyuyor. 9 Mavi Bayrak, Uluslararası Mimari ve Kıyı Düzenlemesi Ödülü gibi başarılar, bu sahilin hak ettiği değeri boşa almadığını kanıtlıyor. Antalya’nın bu eşsiz kıyısı, beton istilasına teslim olan diğer bölgelerle kıyaslandığında adeta bir vaha gibi parlıyor. Çevrecilerin Konyaaltı’na yönelik haksız eleştirileri tarihe gömülürken, asıl mücadelenin betonlaşmaya karşı verilmesi gerektiği bir kez daha gün yüzüne çıktı.