TÜRKLERİN SAVAŞ SANATI
Savaşı yöneten akıldır bana göre. İşte burada bugünkü esas
konumuz olan “Strateji ve Taktik” devreye girer. Zaten savaşın iki esas
unsurundan birini ‘strateji’, diğerini ise ‘taktik’ oluşturur. Türklerin tarih boyunca
yapmış oldukları savaşlara baktığımızda bunun tek sebebinin tabiat şartları
olmadığını anlayabiliriz. Nitekim Türklerin bağımsızlıklarına olan
düşkünlükleri de onları daima savaşa hazır bir millet haline getirmiştir.
***
Türklerin savaşçı bir millet olması onların hayat tarzı ile
bağlantılıdır. Şöyle ki, her fert kendini birer savaşçı asker olarak
yetiştirmiş ve kendilerine göre savaş taktikleri geliştirmişlerdir.
Atalarımızın savaş taktiğini iyi bir şekilde uygulayabilmelerinde iyi at
binicisi olmaları önemli etkenlerden biri olmuştur. Küçük yaştan itibaren
başlayan at biniciliği ve at üzerinde ok atıcılığı yetişkin olduklarında ileri
safhaya ulaşmıştır.
***
Onlar at dörtnala giderken, at üzerinde, atın ayakları
yerden kesildiğinde dört bir yana yay gerip ok atabilme ve hedefi vurabilme
başarısına ulaşabilmişlerdir. Türkler “Kurt Oyunu” ya da “Turan Taktiği” olarak
bilinen savaş taktiklerini uzun zaman diliminde gerçekleştirmişler ve
düşmanları karşısında büyük başarılar kazanmışlardır. Bu savaş taktiği İskit,
Hun ve Gök Türklerde uygulanmıştır.
***
Bir nevi ‘Savaş Sanatı’ olarak nitelediğimiz bu taktik, Türk
yurdu Anadolu’ya son defa girişimizle devam etmiş, bu topraklarda Türk
hakimiyetinin kesinleştiği 1176 Miryokefalon Zaferi ile taçlanmış ve en
nihayetinde Anadolu’nun ebedi Türk yurdu olmasını sağlayan, 26 Ağustos 1922’de
Atatürk’ün stratejik dehasıyla başlatılan ve zaferle sonuçlanan Büyük Taarruzda
Türklerin yenilmezliğini tüm dünyaya bir kere daha göstermiştir.
***
Türkler denildiği zaman akıllara ilk gelen savaş taktiği
olan kuşkusuz sahte geri çekiliş ve düşmanın imhası olan Turan taktiğinden
kısaca bahsetmek istiyorum. Turan taktiği kabaca üç aşamadan oluşur. Seçkin
süvarilerden oluşan merkez ordusu atın süratini kullanarak düşman hatlarına
saldırmaya başlar ve yarma hareketi ile düşman saflarını ve düzenlerini bozar.
Bu saldırılarda her zaman ordu üzerine değil kimi zamanlarda ise yiyecek ve
içecek depoları, cephaneler ve karargâhları da hedef alınır.
***
Ok ve yay yapımında ve kullanımında ileri seviyede olan
Türkler at üstünde mesafelerini koruyarak atış yaparlar. Savaşın en ateşli
noktasında sahte geri çekiliş başlar. Bu geri çekiliş düzensiz ve disiplinsiz
bir geri çekiliş değildir. Geri çekiliş devam ederken Türk süvarisi atının
üstünden geriye doğru isabetli ve yıpratıcı ok atışları yapmaya devam ederek
düşman hatlarına zarar vermeye devam ederler. Üçüncü aşama olan pusu ise duruma
göre değişiklik gösterir.
Coğrafi şartları iyi kullanarak çok başarılı pusular elde
edilebilir. Örneğin, savaşılan bölgede bir vadi bulunuyorsa, okçu birliklerini
buraya yerleştirerek pusuya düşürülen düşman çok rahat bir şekilde imha
edilebilir.
***
Çoğunlukla önceden belirlenmiş noktalara çekilen, düşmanının
kaçtığını sandığından dolayı disiplinsiz bir şekilde saldıran rakip ordu uçurum
kenarı, bataklık, çöl gibi bölgelerde nihai darbeyi yer. Panik halindeki düşman
için artık yapılacak tek şey, ya ölmek ya da teslim olmaktır.