Türkiye 27 gigavat deniz üstü rüzgar enerjisi kapasitesi potansiyeline sahip
IFC Yenilenebilir Enerji Başuzmanı Whittaker, Türkiye'nin 2050 yılına kadar 27 gigavat deniz üstü rüzgar enerjisi kurulum potansiyeli olduğunu söyledi. Whittaker, "Türkiye'nin bu alandaki kapasitesini artırması diğer piyasalarda da lider olmasına fırsat sunacaktır" açıklamasını yaptı.
Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Yenilenebilir Enerji
Başuzmanı Sean Whittaker, Dünya Bankası'nın Türkiye deniz üstü rüzgar enerjisi
alanındaki potansiyelini değerlendirmek amacıyla hazırladığı "Türkiye için
Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Yol Haritası"na ilişkin değerlendirmelerde
bulundu.
Bankanın, küresel deniz üstü rüzgar enerjisini geliştirmeye
yönelik bir programının olduğunu, kendisinin de bu programın kurucu ortağı ve
eş lideri olduğunu belirten Whittaker, "Türkiye için deniz üstü rüzgar
enerjisi yol haritasını da bu program çatısı altında geliştirdik" dedi.
Whittaker, Vietnam, Filipinler, Sri Lanka, Kolombiya,
Brezilya, Romanya ve Azerbaycan'da gerçekleştirilen programın sekizinci
ülkesinin Türkiye olacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Deniz üstü rüzgar enerjisini finanse etmeyi çok
istiyoruz. Şu anda Çin dışında hiçbir gelişmekte olan pazarda deniz üstü rüzgar
enerjisi yok. Dolayısıyla bu programı ülkelerin finanse edilebilir projelere
sahip olmaları adına gereken süreyi hızlandırmalarına yardımcı olmak için
kurduk. Şu ana kadar 24 ülke ile çalıştık."
Söz konusu yol haritasında, Türkiye'nin deniz üstü rüzgar
enerjisi alanını geliştirirken takip etmek isteyebileceği 2 yolun ortaya
konulduğunu aktaran Whittaker, "Bu yol haritası, 'işte fırsatlar, işte
zorluklar, bunlar ise gerekecek finansman' diyor. 'Üretim maliyeti, tedarik
zinciri geliştirme ve altyapı gelişimi açısından sonuçları bunlar' diyor. Çünkü
deniz üstü rüzgar enerjisi çok karmaşık. Dolayısıyla tüm bunları bir arada
değerlendirmek gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Whittaker, yol haritasının Türkiye'nin yapması gerekenleri
söylemediğini ancak önündeki 2 seçeneğe işaret ettiğini belirterek,
"Yüksek büyüme senaryosuna göre, Türkiye 2050 yılına kadar 27 gigavat
kurulum, düşük büyüme senaryosuna göre de 16 gigavat kurulum yapabilir. Yol
haritasının amacı hükümetin karar alma sürecinde bilgilendirmek" diye
konuştu.
"TÜRKİYE DENİZ
ÜSTÜ RÜZGAR ENERJİSİ İÇİN UYGUN KOŞULLARA SAHİP"
Yol haritasının Türkiye'nin deniz üstü rüzgar enerjisi için
uygun koşullara sahip olduğunu gösterdiğini vurgulayan Whittaker, ülkenin deniz
üstü rüzgar enerjisini takip etmek istemesinin birkaç motivasyonu olduğunu
anlattı.
Whittaker, bunlardan birinin büyük ölçekli enerji üretimi ya
da karbonsuzlaştırma olduğunun altını çizerek, "Türkiye çok fazla enerji
ithal ediyor. Türkiye enerjide bağımsız olmayı ve bunu yenilenebilir enerji
kaynaklarıyla temiz bir şekilde yapmayı amaçlıyor. Büyük ölçekli yenilenebilir
enerji kaynakları açısından çok fazla seçenek yok. Dolayısıyla deniz üstü
rüzgar enerjisi harika bir seçenek" değerlendirmesinde bulundu.
Tedarik zincirinin geliştirilmesinin de Türkiye için başka
bir motivasyon kaynağı olduğunu kaydeden Whittaker, "Türkiye'nin karasal
rüzgar enerjisi tedarik zinciri oldukça sağlam. Türkiye'nin deniz üstü rüzgar enerjisine
geçmesi, bu tedarik zincirini geliştirmesine olanak sağlayacaktır. Bu da
istihdam ve doğrudan yatırım getirecektir" dedi.
Whittaker, bir diğer motivasyon kaynağının ise bu alandaki
ihracat potansiyeli olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye'nin bu alandaki kapasitesini artırması diğer
piyasalarda da lider olmasına fırsat sunacaktır. Türkiye'nin bazı yüzer rüzgar
çiftlikleri geliştireceğini ve yüzer rüzgar endüstrisi büyüdükçe bu alandaki
uzmanlığını ihraç etmek için iyi bir konumda olacağını düşünebiliriz. Türkiye,
dünyanın en büyük 12. karasal rüzgar pazarıdır. Çok fazla kanat yapıyor, kule
yapıyor. Gerçekten iyi bir endüstrisi var ve çok rekabetçi. Türkiye'nin
ürettiği bileşenlerin çoğu ihracata yönelik. Dolayısıyla deniz üstü rüzgar
enerjisinde de aynı rekabet avantajına sahip olması mantıklı."
AA