Türkiye'de 65 yaş üstü nüfusun gelecek yıl 9,5 milyonu aşması bekleniyor
Türkiye'de yaşlı nüfusu 2023'te yüzde 10,2'ye çıkarak Cumhuriyet tarihinde ilk kez çift haneyi gördü. Uzmanlar, 65 yaş üstü nüfusun gelecek yıl 9,5 milyonu aşmasının beklendiğini söylüyor.
Üniversitenin Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma
Merkezi (YAŞAM) müdürü de olan Özmete, 18-24 Mart Yaşlılar Haftası dolayısıyla
AA muhabirine açıklamada bulundu.
Türkiye'de yaşlı nüfusun son 5 yılda yüzde 22,6 artarak
2022'de 8 milyon 451 bin 669 kişi olduğunu bildiren Özmete, Türkiye'de yaşlı
nüfusun toplam nüfus içindeki oranının, 2023'te yüzde 10,2'ye çıkarak
Cumhuriyet tarihinde ilk kez çift haneyi gördüğünü hatırlattı.
Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranlarına ilişkin
Özmete, şu bilgileri verdi:
"1935'te yüzde 3,9, 1950 yılında yüzde 3,3, 1970
yılında yüzde 4,4, 2000 yılında yüzde 5,7 olarak hesaplandı. Söz konusu oran,
2010 yılında yüzde 7,2'ye çıkarken bu tarihten itibaren de yükselişini
sürdürdü. 2020'de yüzde 9,5 seviyesine yükselen bu oran, geçen yıl yüzde
10,2'ye çıktı ve böylece Cumhuriyet tarihinde ilk kez çift haneyi gördü.
Türkiye'de 2022 yılında 33,5 olan ortanca yaş, 2023 yılında 34'e yükseldi.
"
Özmete, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye'de 2025 yılında 65 yaş ve üstü kişi sayısının
9 milyon 731 bin 422'ye yükselmesi ve bu sayının ilerleyen yıllarda giderek
artması bekleniyor. Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranının 2030
yılında yüzde 12,9, 2040 yılında yüzde 16,3, 2060 yılında yüzde 22,6 ve 2080
yılında yüzde 25,6 olacağı öngörülüyor."
EN ÖNEMLİ TOPLUMSAL
DÖNÜŞÜM
Emine Özmete, nüfusun yaşlanmasının, aile yapısı ve
kuşaklararası bağların yanı sıra işgücü ve finansal piyasalar da dahil olmak
üzere toplumun hemen hemen tüm sektörlerini etkilediğini vurguladı.
Başta konut, ulaşım ve sosyal koruma gibi mal ve hizmetlere
olan talebi de etkileyen bu durumun, 21. yüzyılın en önemli toplumsal
dönüşümlerinden biri olduğunu aktaran Özmete, bu sebeple şehirlerde alınacak
politika önlemlerinin önemine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Yaşlıların ve ailelerinin desteklenmesi için sağlık ve
sosyal bakımın bütünleşik olarak planlanması ve yürütülmesi, palyatif bakım,
Alzheimer hastalarına bakım gibi ihtisaslaşmış bakım hizmetlerinin
yaygınlaştırılması, bakım sigorta sisteminin hayata geçirilmesi gibi çoklu programlara
ihtiyaç duyulmaktadır."
YEREL YÖNETİMLERDE
YAŞLI KONSEYLERİ OLUŞTURULSUN ÖNERİSİ
Bu konuda yerel yönetimlerin de üstüne düşen görevler
olduğunu vurgulayan Özmete, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Şehirlerin, yaşlılar ve aileleri için erişilebilir
olması topluma katılım hakkını desteklemek için önemlidir. Yerel yönetimlerde
yaşlı konseylerinin oluşturularak yaşlıların bilgi ve tecrübelerinden
yararlanılması ve kararlara katılımlarının sağlanması belediyelerin en önemli
sorumluluğu olarak görülmelidir. Toplumdaki sosyal ve kültürel algılara göre
kişi emekliye ayrıldığında yaşlı kabul edilir. Oysa emeklilik yaşlılığa aktif
ve sağlıklı bir şekilde geçiş yapmak için değerlendirilmesi gereken bir
dönemdir. Emeklilik dönemi sağlık, sosyal, kültürel, arkadaşlık ve akrabalık
ilişkileri ve diğer yönleriyle yaşlılığa yatırım yapılması gereken bir süreç
olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle yerel yönetimlerin aktif yaşlanmayı
destekleyecek uygulamaları ve ileri yaşlarda bakım ve destek hizmetlerini
sunmaları önemlidir."
Prof. Dr. Emine Özmete, daha uzun bir yaşamın yalnızca
yaşlılar ve aileleri için değil aynı zamanda toplumlar için de bir fırsat
olduğunu; toplumda yaşlıları destekleyici fiziksel ve sosyal ortamların
oluşturulması gerektiğini sözlerine ekledi.
AA