Türkiye’de ortanca yaşın gelecek yıl “yolun yarısı”nı geçmesi bekleniyor
Türkiye’de 34,4 olan ortanca yaşın, gelecek yıl “yolun yarısı”nı aşarak 35’i geçmesi hesaplanıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yapılan
derlemeye göre, yeni doğan bebekten en yaşlıya kadar nüfusu oluşturan kişilerin
yaşları küçükten büyüğe doğru sıralandığında ortada kalan kişinin yaşıyla
belirlenen ortanca yaşın, 2015-2024 döneminde sürekli arttığı görüldü.
Ülkede 2015'te 31 olan ortanca yaş, 2016'da 31,4'e, 2017'de
31,7'ye ve 2018'de 32'ye yükseldi.
Ortanca yaş, 2019'da 32,4 olurken, 2020'de 32,7'ye, 2021'de
33,1'e, 2022'de 33,5'e ve 2023'te 34'e çıktı.
Bu yaş, 2024 itibarıyla 34,4'e ulaşırken, gelecek yıl 35'i
geçmesi bekleniyor.
Böylece veriler, Türkiye'de ortanca yaşın Cahit Sıtkı
Tarancı'nın "35 yaş" şiirinde ifade ettiği gibi "yolun yarısı"nı
geçeceğini ortaya koydu.
"ÜLKENİN YAŞI' ANLAMINA
GELİYOR"
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Eryurt, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, ortanca
yaşın "ülkenin yaşı" anlamına geldiğini söyledi.
Ortanca yaşın nüfusun yaş yapısının en özet göstergesi
olduğuna işaret eden Eryurt, ortanca yaşın, yeni doğan sıfır yaşındaki
bebekten, nüfusun en yaşlı kişisine kadar herkesin küçükten büyüğe doğru
sıralanmasıyla ortada kalan kişinin yaşı olduğunu belirtti.
Eryurt, ortanca yaşın artmasının, nüfusun yaşlandığını ifade
ettiğini aktararak, "Ortanca yaşın, son 10 yıla baktığımızda yaklaşık her
iki yılda bir yaş arttığını görüyoruz. Bu, oldukça hızlı bir artış. Böylece,
Türkiye'de ortanca yaşın 2026'da 35'i geçmesini bekliyoruz." dedi.
Cinsiyete göre bakıldığında ise kadınlarda ortanca yaşının
35'i aştığını bildiren Eryurt, erkeklerde bu yaşın 33,7 olduğunu söyledi.
Eryurt, Sinop, Giresun ve Kastamonu gibi illerde ortanca
yaşın yaklaşık 43 olduğuna işaret ederek, nüfus projeksiyonlarına göre 2050'de
ortanca yaşın 45'e yükselmesinin beklendiğini belirtti.
"ÇALIŞMA ÇAĞI NÜFUSU DA
AZALMAYA BAŞLAYACAK"
Ortanca yaşın artışına paralel olarak çalışma çağındaki
nüfusun da arttığına dikkati çeken Eryurt, şunları kaydetti:
"Doğurganlığın yüksek olduğu yıllarda nüfusa dahil olan
kuşaklar, şimdi çalışma hayatına giriyor. Fakat bu, uzun sürecek bir eğilim
değil. Nüfus momentumu etkisi ortadan kalktıktan sonra çalışma çağı nüfusu da
azalmaya başlayacak. Nüfusun yaşlanması, ekonominin sektörel kompozisyonunda da
farklılıklara yol açacak. Sağlık, bakım ve sigorta sektörlerinde talep artarken
eğitim ve genç odaklı sektörlerde talep azalacak. Çalışanların ortalama yaşı da
artmaya devam ediyor. Daha çok nitelik, tecrübe, deneyim gerektiren sektörlerde
yaşlı çalışan profilinin artması daha işlevsel olur ama emek yoğun sektörler
açısından gerileme olması beklenir. Ayrıca nüfusun genç yapısını yitirmesine
paralel olarak, çalışma ortamlarında da değişikliklere ihtiyaç olacak. İş
yerlerinde özel düzenlemelerin yapılması, çalışan sağlığı ve güvenliği
açısından yeni yaklaşımlar gerekecek."
AA