TÜRKİYE'DE ÇALIŞAN KADIN SORUNSALI

İş ve siyaset hayatında kadınlarımız, yüzde 15’lik yer kaplıyor maalesef. Bunun sebebi mesleklerinin olmayışı değil aksine çoğu kadın, üniversite mezunu, meslek sahibi kadınlardır. İş verenlerin erkek personel arayışı, kadına iş yerinde uygulanan mobbingler, doğum izinlerinin iş verene olumsuz etkisi, eşit ücret dağılımı olmayışı ve en başta evlenip, çocuk yaptıktan sonra işini bırakmasıdır.

***

İş yerlerinde kreşlerin olmayışı da buna sebep vermektedir. İşsizlik sorunu olan ülkemizde kadınlarımız bıraktıkları işlerine tekrar dönemiyor. Kadınların daha çok çalışabilmeleri için belediyelerin "gündüz çocuk bakım evlerini" oldukça yaygınlaştırması gerekiyor. En basiti, zaman zaman okullar tatil oluyor ama ebeveynler iş hayatında çalışmaya devam ediyor.

***

Aileler ne yapacaklarını bilemiyor ve genelde kadın, çalışma hayatından feragat eden taraf oluyor. Birçok Avrupa ülkesinde, kadınlar kadar babalar da 6 ay kadar doğum izni kullanabiliyor. “Maaşta eşitlik, işyerlerinde kreşler olmalı, (özellikle çalışmak zorunda olan bekar anneler açısından büyük kolaylık sağlamaktadır.)

***

Anayasamızın 10. maddesine göre kadınlar ve erkekler kanun önünde eşit haklara sahiptir. Gel görelim ki dini inançlar, cinsiyet ayrımcılığı ve kadınların doğum izinleri sebebiyle iş verenler erkek çalışan talep etmektedir. Bu nedenle şartlar eşitlenirse, cinsiyet gözetmeksizin işe alımlar olacaktır.

***

Toplumumuz erkeği evin geçimini sağlayan kişi olarak kabul eder. Erkek egemen yapı, cinsiyetçi ayrımcılık nedeniyle çalışan bir kadın , 'evine ekmek götürecek başka bir erkeğin' işine engel olarak görülüyor. Özellikle fiziksel yükün fazla olduğu sektörlerde kadınlara psikolojik şiddet daha çok uygulanıyor. Yapılan mobbingler kadınların iş verimini ve motivasyonunu düşürüyor. Bu da kadınların iş hayatında daha başarısız profil çizmesine yol açıyor.

***

Kadınların iş hayatında en büyük mücadelesi, psikolojik mobbing veya fiziki yorgunluk değil, uğradıkları cinsel tacizlerdir. “Bu tacizler sözlü, temaslı veya bakışlarla türlü şekillerde ortaya çıkıyor. Kanunlar mobbinge maruz kalanları "haklı fesih" ile korusa da, tacizde bulunanı şikayet edebilmesi için yeterli ortam sağlanmadığında kadınlar susmak zorunda kalabiliyor.

***

Tacize uğrayan kadına ülkemizde 'suçlu gözlerle bakılması ya da acınması,' sebebiyle kadın sessiz kalabiliyor. Ayrıca eşinin bir daha çalışmasına izin vermemesi, ya da işinden atılmak korkusu sebebiyle de kadınlar susmakta, zor şartlarda çalışmaktadır.

Tacize maruz kalan kadının, açık net deliller ve şahitler bulması varsa ses veya kamera kayıtları ile desteklemesi gerekiyor. Ayrıca bu gibi durumlar için ALO 170 Destek hattı hizmette.  Erkeklerin çoğunun evlendikten sonra eşlerini çalıştırmak istememesi de kadınların iş dünyasından çekilmesine sebep oluyor.  Bunun en yaygın sebebi; erkeklerin bir türlü kırılmayan narsist egemenlik sevdası, kadını güçsüz bağımlı hale getirmekle besleniyor olmasıdır.

***

Maddi olarak kadın kocasına bağımlı olunca sonrasında kadını eş, dost, akraba ,ailesinden izole etmesi kolaylaşıyor böylece bağımlı kadın yaratıyor ve her türlü egosunu tatmin edebiliyor. Çünkü biliyorlar ki eşine uyguladığı baskıyı bırakırsa, kadının kendine güveni gelir.

Kendine güvenen bir kadındaki gücün farkındalar neler yapabileceğini gayet biliyorlar bu yüzden baskılamak istiyorlar. Kadın üzerindeki bir diğer baskı ise " erkeğin yaptığı tüm işleri yaparız " yarışına sokulmalarıdır. Kadın gücünü ispat etmek için "erkek gibi" olması gerekmiyor. Kadınları erkeksileştiren bir yaklaşım bu. Kadınların kendine özgü 'dişil' güçleri hepsinin ötesindedir.

***

Kadın güçlüdür, çok yönlüdür. İnşaatta da çalışır, tornacı da olur, sanayide de çalışır . Ancak bunları yaparken bir yandan da çocuk bakımı ev işleri gibi sorumluluklar da kadından bekleniyor. Bu sorumlulukların da üstesinden geliyor fakat kendini, kadınlığını yaşayamıyor adeta kendi kul hakkına girmiş oluyor. Kadına kendi gücünü erkekle kıyaslanarak ölçümletmek doğru değil.  Erkek de ev işleri ve çocuk bakımıyla müşterek şekilde ilgilenmelidir.

***

Ev hanımlığı oldukça zorken üstüne annelik gibi yüce bir sorumluluk ekleniyor yetmiyor bir de "erkek gibi güçlü ol" git dışarda da çalış deniyor.(ekonomik özgürlük yoksa kadın eziliyor ). Ha bir de bakımlı, güzel, nazlı, edalı olacaksınız sevgili kadınlar. El insaf, el vicdan…