Türkiye'de 3 bin 703 endemik tür bulunuyor
İklimsel ve coğrafik özelliklerin kısa aralıklarla değişmesi sonucu orman, dağ, step, sulak alan, kıyı ve deniz ekosistemlerine sahip Türkiye, 3 bin 497'si bitki 206'sı hayvan olmak üzere 3 bin 703 endemik türe ev sahipliği yapıyor.
"22 Mayıs Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü"
dolayısıyla, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar
Genel Müdürlüğünün Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi
(UBENİS) verilerinden derlediği bilgilere göre, küresel ölçekte, biyolojik
çeşitlilik, özellikle genetik kaynaklar anlamında ülkelere büyük bir güç ve
fırsat sağlıyor.
Türkiye, gerek coğrafi yapısı, gerekse değişik ekolojik
şartları nedeniyle, dünyanın çok önemli gen veya orijin merkezinin örtüştüğü
bir konumda bulunuyor.
Ülke; Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran-Turan olarak
isimlendirilen üç bitki coğrafyası bölgesine sahip olması ve iki kıta arasında
köprü görevi görüyor.
BİYOLOJİK
ÇEŞİTLİLİĞİN KORUNMASI İÇİN ÇEŞİTLİ PROJELER HAYATA GEÇİRİLDİ
Türkiye, bu nedenle, iklimsel ve coğrafik özelliklerin kısa
aralıklarla değişmesi sonucu orman, dağ, step, sulak alan, kıyı ve deniz
ekosistemlerine, bu ekosistemlerin farklı form ve kombinasyonlarıyla zengin
biyolojik çeşitliliğe sahip.
Ülkedeki bu biyolojik çeşitliliğin korunması ve
sürdürülebilir kullanımına hizmet edecek envanter ve izleme çalışmalarının
ulusal düzeyde gerçekleştirilmesi ve biyolojik çeşitliliğe ilişkin veri
tabanlarının oluşturulması gibi çeşitli projeler hayata geçirildi.
Bu çalışmalarla, Avrupa'nın tamamında 12 bin 500 açık ve
kapalı tohumlu bitki türü varken, sadece Anadolu'da yaklaşık 11 bin 700 tür
tespit edildi.
Bakanlık da söz konusu biyolojik çeşitliliğin ortaya
konulması, gidişatının izlenmesi ve envanter eksikliklerinin giderilmesi
amacıyla Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi'ni (UBENİS)
hazırladı.
Proje kapsamında Türkiye'nin biyolojik çeşitlilik envanteri,
damarlı bitkiler, memeli hayvanlar, kuşlar, iç su balıkları, sürüngenler ve
çift yaşarlara dair çalışmalar yapıldı. Biyolojik çeşitlilik envanteri ülke
çapında ve tüm ekosistemleri kapsayacak şekilde oluşturuldu.
152 BİTKİ VE HAYVAN
TÜRÜNÜN GELECEĞİ "ÇOK TEHLİKEDE"
Proje kapsamında, 2013'te il bazında biyolojik çeşitlilik
envanter çalışmaları başlatılırken, bunlar 2019 sonu itibarıyla 81 ilde
tamamlandı. Türkiye'nin her yerinden toplanan biyolojik çeşitlilik envanter
verileri Tarım ve Orman Bakanlığınca kullanıma sunulan Nuh'un Gemisi Ulusal
Biyolojik Çeşitlilik Veri Tabanı'nda depolandı.
UBENİS ile flora, fauna, habitat ve özellikli alan verileri
aktarılarak veri sayısı 1 milyon 901 bine ulaştı.
Veri tabanına göre, toplam 852 bin 643 konumsal gözlem
noktasından 472 bin 16'sını hayvan, 380 bin 627'sini bitki noktası oluşturdu.
Toplamda 13 bin 404 bitki ve hayvan türünün tespiti yapıldı ve bunlar envantere
alındı. Türlerden 12 bin 141'i bitkiler, 1263'ü de hayvanlardan oluşuyor.
ÜLKE GENELİNDE 3 BİN
703 ENDEMİK TÜR BULUNUYOR
Ülke genelinde 428'i lokal, 3 bin 275'i bölgesel olmak üzere
3 bin 703 endemik tür (takson) bulunurken, bunların 3 bin 497'sini damarlı
bitkiler, 163'ünü iç su balıkları, 19'unu sürüngenler, 15'ini amfibi ve 9'unu
da memeliler oluşturuyor.
Bitki ve hayvan taksonları, Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları
Koruma Birliği (IUCN) kategorilerine göre incelendiğinde, 117 türün "çok
tehlikede", 152 türün "tehlikede", 145 türün de "zarar
görebilir" statüde olduğu tespit edildi.
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİ
EN ÇOK İNSAN FAALİYETLERİ TEHDİT EDİYOR
Ayrıca, Türkiye için önemli ekonomik girdi sağlayabilecek
türlere ilişkin potansiyel ekonomik değerleri ve bunların kullanılan
kısımlarına ilişkin bilgiler de belirlendi.
Bu kapsamda en fazla 2 bin 933 taksonun yer aldığı tıp ve
bitkisel ilaç üretimi birinci sırada yer alıyor. Bunu 2 bin 6 türle çayır ve
mera bitkisi, 1964 türle gıda, 1872 türle genetik materyal, 1117 türle peyzaj
bitkisi, 1023 türle süs eşyası, 736 türle arı bitkisi, 604 türle alternatif
tıp, 548 türle herbal çay ve 416 türle uçucu yağ izledi.
Çalışmalarla ülke genelinde bitki ve hayvan taksonlarını
tehdit eden etkenler belirlenerek oransal dağılımı da oluşturuldu.
Tehdit sınıfının başında insan faaliyetleri gelirken, bunu
bilinçsiz tarımsal uygulamalar, iklim değişikliği, yapılaşma, kirlilik, enerji
ve madencilik, doğadan bilinçsiz toplama faaliyeti, doğal sistem
değişiklikleri, ulaşım, kültürel ve sosyal tehditler, istilacı türler ile
jeolojik olaylar takip etti.
AA