Türkiye "çözümsüz" genetik hastalıkların tedavisinde ilklere imza atıyor
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Faz-1 Klinik Araştırma Merkezi, kalıcı beyin hasarına yol açabilen fenilketonüriye karşı gen tedavisini dünyada ilk kez, çocuklarda hayati risk yaratan GM1 Gangliosidosis'te ameliyatsız beyin içi gen tedavi yöntemini de Türkiye'de ilk kez başarıyla uyguladı.
Çocuk Genetik Bilim Dalı Başkanı ve Faz-1 Klinik Araştırma
Merkezi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Ezgü, yaklaşık 1 yıl önce faaliyete
geçirilen merkezde yürütülen çalışmalara ilişkin, açıklamalarda bulundu.
Merkezin özellikle yeni ve kalıcı tedavilere ihtiyaç duyulan
çocukluk çağı genetik hastalıklarında, Türkiye'nin ilk ileri tedavi yöntemleri
ve ilaç geliştirme çalışmalarına odaklandığını vurgulayan Ezgü, farklı
tedavileri içeren 20'nin üzerinde klinik araştırmanın merkezde yürütüldüğünü
anlattı.
Ezgü, bu kapsamda dünyada sadece nitelikli birkaç merkezde
yapılabilen gen tedavi uygulamalarının da alınan uluslararası izinler
doğrultusunda başlatıldığını belirterek, "Fenilketonüri (PKU) hastalığında
yürüttüğümüz üç klinik araştırma var. Bunlardan sonuncusu hastalığın kesin,
kalıcı tedavisini hedefleyen gen tedavisi" bilgisini paylaştı.
"DÜNYADA TEK
MERKEZ OLARAK BAŞLADIK"
PKU'nun özel bir beslenme uygulanması gerektiren, aksi halde
çocuklarda zeka geriliği ve kalıcı beyin hasarına yol açan kalıtsal bir
hastalık olduğuna dikkati çeken Ezgü, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün genetik hastalıklar gibi fenilketonüride de
kalıcı bir tedavi oluşturabilme hedefiyle dünyada gen tedavisi çalışmaları
başlatıldı. Bu konuda farklı bir ülkede üretilen ilacın laboratuvar
çalışmaları, hayvan denemeleri gibi aşamaları başarıyla tamamlandı. Ardından
tedavinin ilk kez insanlar üzerindeki uygulamaları gündeme geldi.
Merkezimiz, yapılan araştırmalarda belirlenen kriterleri
fazlasıyla karşılaması nedeniyle, gen tedavisinin fenilketonüri hastaları
üzerinde dünyadaki ilk uygulamasını yapmak üzere seçildi. Bu çalışmaya,
uluslararası bir merkez hüviyetinde dünyada tek merkez olarak başladık,
ilerleyen aşamada 2-3 merkez katılabilir. Sadece ülkemizdeki değil, dünyadaki
birçok hasta için de önem taşıyor. Gen tedavisini şu an 2 fenilketonüri
hastamıza başarıyla uyguladık, yakın zamanda üçüncü hastamıza da yapılacak.
İlerleyen günlerde sonuçlarını hep birlikte gözlemleyeceğiz."
Prof. Dr. Ezgü, gen tedavisinin Faz 1 çalışmalarının, üçer
hastaya farklı dozların uygulandığı üç ayrı hasta grubunu kapsadığını,
sonuçlarını uluslararası bir doktor ekibinin değerlendirdiğini söyleyerek,
buradan çıkacak sonuçlara göre bir sonraki aşamaya geçileceğini ifade etti.
İKİ HASTADA BEYİN
İÇİNE AMELİYATSIZ GEN TEDAVİSİ UYGULANDI
Çocuklarda beyin ve farklı organlarda ciddi hasara yol açan,
ölümle sonuçlanabilen bir tür enzim eksikliği bozukluğu GM1 Gangliosidozis'e
ilişkin de dünyada üçüncü, Türkiye'de ise ilk olan bir tedavi yöntemini klinik
çalışma kapsamında başlattıklarını bildiren Ezgü, şunları kaydetti:
"Bu hastalıkta da yabancı bir sponsor tarafından gen
tedavisi geliştirildi ve dünyada bunu uygulayabilecek, bizim de içinde
olduğumuz üç merkez seçildi. Bu hastalıktaki gen tedavisi uygulamasını damardan
değil, doğrudan beyin içine yapıyoruz. Ameliyatsız olarak, bir iğneyle
tomografi altında direkt beyne ilaç uygulamasını içeriyor."
Dünyada çok yeni olan bu yöntemi sınırlı sayıda ekibin uygulayabildiğini,
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi bünyesindeki ekibin de ABD'de bu
konudaki eğitimleri aldığını aktaran Ezgü, "Hocalarımız, gen tedavisini
iki hastamıza tomografi altında, ameliyatsız, kısa bir anesteziyle doğrudan
beyin içine başarıyla uyguladı. Ülkemizde ilk kez yapıldı bu uygulama.
Hastalarımız da tedavinin uygulandığı dünyadaki 5. ve 6. hastalar oldu"
dedi.
"YERLİ GEN
TEDAVİSİ İLACINI ÜRETEBİLMEK İÇİN ÇABALIYORUZ"
Prof. Dr. Fatih Ezgü, iki klinik araştırmanın farklı genetik
hastalıkların tedavisine de ışık tutabileceğinin altını çizerek,
"Önümüzdeki dönem, yurt dışında geliştirilen ilaçların yanı sıra kendi
laboratuvarımızda geliştirdiğimiz bir ilacın ileri süreçlerini başlatmayı
planlıyoruz." diye konuştu.
Ezgü, üre döngüsü bozuklukları ve lizozomal hastalıklara
ilişkin de iki ayrı gen tedavisi çalışmaları başlatacaklarını söyleyerek,
"Bunların yanında kendi laboratuvarımızda farklı bir hastalığa ilişkin
yerli gen tedavisi ilacını üretebilmek için çabalıyoruz. Eğer başarı sağlanabilirse
ilerleyen yıllarda ürettiğimiz ilacın klinik araştırmasını da merkezimizde yapacağız."
açıklamasında bulundu.
"HEDEFİMİZ BU
TEDAVİLERİN TÜM HASTALARIN KULLANABİLECEĞİ ŞEKİLDE GELİŞTİRİLMESİ"
Faz 1 klinik araştırmaların çok kısıtlı sayıda hastayla
yürütüldüğünü, ilerleyen aşamalarda daha fazla insanın çalışmaya dahil
edildiğini anlatan Ezgü, gen tedavisi çalışmasına da hastaların, yaş durumunun
içinde olduğu yaklaşık 20 farklı kriterin değerlendirilmesi sonucu kabul
edildiğini söyledi.
Ezgü, "Hedefimiz bu araştırmaların başarıyla
sonuçlanması ve tedavilerin bütün hastaların kullanabileceği bir şekilde
geliştirilmesi. Şunu özellikle belirtmek isterim; tüm genetik hastalarımız
geleceğe umutla bakabilir. Elbette bir miktar sabretmeleri gerekiyor." değerlendirmesini
yaptı.
Yeni geliştirilen birçok ilacın yıllar içerisinde gelişme
kat ettiğine dikkati çeken Ezgü, Sağlık Bakanlığı, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu ve TÜSEB'in bu çalışmalara ciddi destek sağladığını vurguladı.
Klinik çalışmaların çocuk beyin cerrahisi, anestezi, kulak
burun boğaz, radyoloji gibi birçok bölümle işbirliğinde yürütüldüğüne işaret
eden Prof. Dr. Fatih Ezgü, merkezdeki klinik araştırmaların hastaların ileride
daha iyi sağlık hizmetine kavuşabilmeleri için ellerinden gelen her şeyi
yapabilecek, profesyonel bir ekiple yürütüldüğünü sözlerine ekledi.
AA