TÜRK SİYASETİNDE 'ÜSLUP' PROBLEMİ
Yıllar yıllar önce bir sohbet anında, Türk siyaset hayatının duayeni toplum mühendisi sevgili ağabeyim Yavuz Arslanargun, “siyasetçi halka inmez, ancak halka çıkar. Halk siyasetçinin efendisidir” demişti. Türkiye’nin ilk öğrenci hareketi de sayılan “Yeniden Milli Mücadele” grubunun kurucu liderlerinden olan Rahmetli Yavuz Arslanargun, ahir ömrünü adam yetiştirmeye adamıştı. Rahle-i tedrisatından kimler kimler geçmedi ki; buraya yazmaya kalksam sayfalara sığmaz.
Türk siyasetinde muhafazakâr sağ cenahta siyaset yapanların kahir ekseriyeti mutlaka sohbetlerine katılmıştır. Öyle sohbet dediysem içi boş geyik muhabbetleri sohbetler gelmesin aklınıza. Geçmişten kazanılan tecrübelerle günümüzü yorumlardı. Onun sahip olduğu bilgi hazinesinin onda birine sahip olmayı hayal bile edemiyorum. Okuduğu kitaplarda altını çizdiği satırları okumak bile insana başka bir noktaya taşıyordu.
Yavuz Arslanargun’un ömrünün son yirmi yılında onunla beraber olma, onun kardeşi olma şerefine nail oldum. 1999 yılında sepetçiler kasrında Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı bir toplantıda tanıştık. Sonra da hiç yalnız bırakmadık, birbirimizi… O bana “abi”lik yaptı. Ben de ona kardeşlik yapmaya çalıştım. Onu tanıdığımda Japonya’dan yeni gelmiş Türkiye’ye alışmaya çalışıyordum. Bana ışık oldu. Onunla beraber siyaseti yeniden öğrendim. İlk tanıştığımız gün bana “oğlum siyaseti öğrenmek istiyorsan Şevket Süreyya Aydemir’in “Menderes’in dramı” kitabını oku demişti. Sonra da kendi kitaplığında bulunan okuyup bazı cümlelerin altın çizdiği kitabını bana hediye etmişti. Ve o gün bana ilk dersini verdi. Menderes’in dramını okumayan bir kişinin ülke yönetimine talip olmaması gerektiğini söylemişti. Hem de çok güzel bir anıyla. Müsaadenizle defalarca dinlediğim en ufak ayrıntısına kadar hafızama kazıdığım bu hikayeyi onun ağzından anlatmak istiyorum.
“1983 yılının başlarında Sirkeci’de Küçük nakliye yazıhanesinde kitap okuyarak akşam olmasını beklerken kapı usulca açılıp içeri Turgut Özal girdi. Turgut Bey’i değerli ağabeyim ve avukatım Mehmet Altınsoy aracılığı ile tanımıştım. Ama küçük büroma gelebileceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Turgut Özal içeri girince ayağa kalkmak için hareket ettim, ama oturduğum küçük sekiden kalkamadım. Eliyle oturmamı işaret ettikten sonra kendisi de kamyon şoförlerinin oturması için yazıhaneye koyduğum küçük sekilerden birine oturdu.
Kısa bir sohbetten sonra konuya girdi. Siyasete hazırlanıyordu. Anavatan Partisi’ni yeni kurmuştu. Benden de Anadolu yapılanmasında etkin rol almamı istiyordu. Evet cevabı verecektim tabi ki ama sordum “ Turgut abi siz Şevket Süreyya Aydemir’in Menderes’in Dramı kitabını okudunuz mu? Hayır cevabını beklemeden masamda duran kitabı ona hediye ettim. Ve kendisiyle 12 Eylül sonrası Türkiye’nin demokratikleşme hareketine katılacağımı belirttim. Anavatan Partisi’ni beraber kurduk.
Mücadele Birliği’nden birçok arkadaşımı ANAP listelerinden milletvekili ve belediye başkanı, devlette bürokrat yaptım. Özal dönemi siyasetine yön vermeye çalıştım. Yıllar sonra Turgut Abi Cumhurbaşkanlığı’nın son döneminde beni köşke çağırdı ve “ Yavuz ben tekrar siyasete dönmek istiyorum bak senin verdiğin kitabı da okudum hala yanımda. Ne diyorsun yeniden kadrolaşır mıyız” diye sordu. Ben bu sefer babamdan aldığım devlet terbiyesi gereği Turgut abi yerine sayın Cumhurbaşkanım diyerek “sizinle yeniden siyaset yapmak isterim” dedim ama ömrü yeniden siyasete dönmeye müsaade etmedi.”
Evet bugün yazıya girişi biraz uzattım, ama Yavuz Arslanargun’dan bahsetmeden bu yazının bir anlamı olmayacaktı. Şimdiki siyasiler Yavuz Abi’den ders almadıkları için siyasette üslubu tutturamıyorlar. Özellikle de muhalefet partilerinin liderleri bazen muhalefetin dozunu kaçırıyorlar. Altılı masada muhalefet yapan parti liderlerinden Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ve Gültekin Uysal, bizzat Yavuz Abi’nin rahleyi tedrisinden geçmiş siyasetçiler. Meral Akşener’in de Yavuz Abi’ye çok önem verdiğini bilirim. Sık sık görüştüğünü fikir aldığını bilirim. Şimdi buradan bu 3 lidere sormak isterim. Menderes’in Dramı kitabını okudular mı Yavuz Abi’nin onlara da hediye ettiğinden adım gibi eminim… Yok eğer okumadılarsa ben onun yerine onlara birer tane hediye etmek isterim.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
Diyarbakır’da enkaz kaldırma çalışmaları binada bulunan evcil hayvanların kurtarılabilmesi için ertelenmiş. Evcil hayvanlar konusunda bu kadar duyarlı olan yetkililere ne kadar teşekkür etsek azdır. Var olun.