TÜRK MUCİZESİ
Sonbaharla birlikte ülkemize tatil yapmaya gelen turist
profili de değişmeye başladı. Geçenlerde bir hafta sonu Antalya'nın kalbi
Kaleiçi ve Hadrianus Kapısı’nı (Üçkapılar) şöyle bir dolaştım. Caddeler
çoğunluğu Avrupa ülkelerinden ve Rusya’dan gelen yaşlı turistlerle doluydu.
***
Alışveriş yapanlar, kafelerde yiyip içenlerin çoğu da bu
yaşlı turistlerden oluşuyordu. Bizim yaşlı vatandaşlarımız ise sokaklardaki
banklara oturmuş, onları seyrediyorlardı.
***
Ne yapabilirler ki başka?
Şöyle bir düşündüm. Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılında biz neredeyiz
diye? Elin adamı binlerce kilometrelik yoldan gelip buralarda krallar gibi
yaşıyor.
***
Bizim ülkemizde aylık 7 bin 500 lira emekli maaşı ile geçinmesi
beklenen yaşlılarımız ücretsiz olmasa Kalekapısı’na gitmek için cebinde bindiği
otobüse verecek parası bile yok.
***
Son günlerde bir tartışmadır gidiyor. Otobüsçüler girdi
maliyetlerindeki artışı gerekçe göstererek 65 yaş üstü kişilere tanınan ücretsiz
taşıma hizmetinin kaldırılmasını istiyorlar. Emekliler ise bu imkanın daha da
genişletilmesini istiyorlar. Çünkü geçinemediklerini iddia ediyorlar.
***
Geçen gün mahallemizdeki fırından sütlü bir simit aldım. 15
lira olmuş. Şöyle bir düşündüm. Günde 3 öğün kuru kuru simit yesem bile tek
başıma ayda bin 350 lira ediyor.
***
Dört kişilik ailenin sadece simit harcaması 5 bin 400 lirayı
buluyor. Ortada çay, peynir, zeytin filan yok. Bunlara temizlik giderlerini ve
temel ihtiyaçları da dahil edersek işin içinden çık çıkabilirsen.
***
Kira olmasa bile evin elektriği, suyu, interneti, aidatı,
emlak vergisi, aracın varsa muayenesi, bu yıl dört kez ödenen motorlu araçlar
vergisini de eklersen, hele bir de aracın arıza yaparsa, trafik cezası yersen
ya da evin onarımıyla ilgili bir iş çıkarsa 7 bin 500 lirayı bozdur bozdur
harca.
***
Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılında emeklinin durumu böyle.
Peki bu halde bu insanlar nasıl geçiniyorlar? İşte Türk mucizesi bu.