TRAVMANIN SONRAKİ NESİLLERE AKTARIMI (2)

Travmanın bir sonraki nesile aktarımını sağlayan mekanizmalardan birisi yansıtmalı özdeşim mekanizmasıdır. Yansıtmalı özdeşim, travma yaşayan ebevynlerin, kasıtsız bir biçimde, istemeyen özelliklerini, kendisiyle özdeşim kuran çocuklarına yansıtmasına ve bu özelliklerin çocuk tarafından absorbe edilmesine denir.

***

Böylece travmaya maruz kalan ebeveynlerin ortaya koymuş oldukları belirtiler, sözsüz davranışlar, keder ve bilinçsiz korkular, aile sistemi içerisinde, çocuklar tarafından adeta emilerek içselleştirilir.

Örneğin babadaki soğuk, karanlık ya da seslere karşı hassasiyet zamanla çocuğun deneyimi ve korkusu haline gelir. Böylece ebeveynlerinin kronik keder ve yas süreçlerine tanıklık eden çocuklar, ebeveynlerin deneyimleri ile özdeşim kurup, bu deneyimleri yaşantılarına yansıtırlar.

***

Özellikle travmatik ebeveynlerle en çok zaman geçiren ve daha fazla duygusal bağ kuran çocuklar, bu süreçlerden daha fazla etkilenebilmektedir. Diğer yandan travmalı ailelerde çocuk- ebeveyn arasındaki bağlanma stilleri de farklılaşabilmektedir.

***

Travmaya maruz kalıp duygularını yeniden düzenlemekte zorluk çeken ebeveynler, çocuklarına uygun biçimde bağlanamazlar ve ebeveynlik rollerini gerçekleştirmede sorunlar yaşarlar. Yoğun travmaya maruz kalan ebeveynler, farkında olmadan yeni nesillerle ilişkilenme biçimlerini değiştirebilir; bu bağlamda, aşırı katı/korumacı bir tutum sergileyebildikleri gibi, duyarsız/ilgisiz bir tutum da sergileyebilirler.

***

Bu bağlanma stili “travmatik bağlanma” olarak ifade edilmektedir (16). Diğer yandan ebeveynlerinin acılarına tanıklık eden çocuklar, özdeşim kurduğu bu acıları telafi etmek için sezgisel olarak hissettikleri bir sorumluluk içine girebilir, ancak gelişimsel özellikleri gereği telafi konusunda yetersiz kalabilirler.

***

Böylece ikincil travmaya maruz kalan çocuklarda, ebeveynlerle özdeşim kurup acılarını telafi etme yönünde bir çaba içerisine girme ve devamında yetersiz kalma süreci döngüye dönüşüp, bu çocukları yaşamlarının sonraki dönemlerinde depresyon, suçluluk, yetersizlik ve öfke gibi durumlara daha yatkın hale getirebilmektedir (5). 

***

Tüm bu sebeplerden dolayı bir ebeveynin çocuğunun geleceğine dair yapabileceği en büyük yatırımı kendi ruhsal sağlığına yaptığı yatırımdır. Bireyin kendi geçmiş kişisel tarihinden gelen travmaları temizlemesi ve böylece kendi çocuğuna ve bir sonraki nesillere aktarımını engelleyen zincirin halkası olabilmeyi gerçekleştirebilmesi, çocuklara ve sonraki nesillere aktarılacak çok değerli duygusal bir mirastır.

***

Duygular bulaşıcıdır ve insan kendinde olmayanı bir başkasına veremez, kendinde olan duyguyu ya da düşünce ne ise onu çocuğuna ve çocuğu aracılığı ile bir sonraki nesillere aktarır.

Kaynaklar:

5. Salberg J. The texture of traumatic attachment: presence and ghostly absence in transgenerational transmission. Psychoanal Q. 2015;84(1):21–46.