TRAVMA SONRASI BÜYÜME KAVRAMI
Travma sonrası büyüme, travmatik olay sonucunda, bireyin
hayatında daha iyi işlevsellik göstermesi ve kendini gerçekleştirmesi adına
adımlar atması şeklinde ifade edilmektedir. Tedeschi ve Calhoun (1996)
tarafından travma sonrası büyüme, özellikle kanser gibi terminal hastalık
yaşayan bireylerde araştırılmış olup; büyüme terimi, kişinin önceki uyum
seviyesinin, psikolojik işlevselliğinin ve hayata dair farkındalığının
gelişmesine vurgu yapmaktadır.
***
Travma sonrası büyüme kavramı literatürde yeni olmasına
karşın, aslında insanın zorluklardan geçerek bilgeliğe, doğruluğa ulaştığı,
acıların insanı olgunlaştırdığı inancı eskiden beri bilinmektedir. İnsanların
yaşadığı acı yaşantıların, onları bilime, gerçekliğe yakınlaştırdığı
yüzyıllardır edebiyat ve sanatta sık sık vurgulanmıştır.
***
Örneğin Budizm’de olduğu gibi pek çok dini öğretide acının
bireyi olgunlaştırdığı, pişirdiği belirtilmiştir. Benzer şekilde varoluşçu
felsefede Kierkegaard ve Nietzsche gibi düşünürlerin fikirlerinden yola
çıkılarak travmatik yaşantının kişilerin yaşamın anlamını sorguladığı bir
deneyim olabileceği vurgulanmaktadır.
***
Bireyin hayatında gerçekleşen travmatik olaylar onun içsel
dünyasına darbe vurarak, dünyanın iyi bir yer olduğu ve hayatın anlamlı olduğu
ve kendisinin biricik ve değerli olduğu, dünyanın güvenli bir yer olduğu,
kendisinin bu dünyada güvende olduğu gibi inançlarını sarsmaktadır. Travma
mağduru bireyler çoğunlukla, yaşadıkları şeyin kendi başlarına gelebileceğini
hiç düşünmediklerini, olaydan sonra güvensiz ve korunmasız hissettiklerini
belirtirler.
***
Travmaya maruz kalana kadar birey, bir “incinmezlik
yanılsaması” temeline dayanarak yaşamını sürdürür. Her insan, bilişsel düzeyde
hastalıkların yaygın olduğunu, trafik kazalarında çok sayıda insanın zarar
gördüğünü bilir, ancak böylesi bir olayla kendisinin karşılaşacağına dair
bilinçli bir farkındalığı yoktur. Olay gerçekleştiğinde ise, temel varsayımlar
sarsılır ve bireyin gözünde dünya anlamsız ve kötü bir yer olarak görülmeye
başlar.
***
Birey yaşadığı olumsuz deneyime bir anlam verme uğraşına
girer ve kendini suçlama ve gerçeği değiştirme çabalarına girer. Böylece kişi
kendi davranışlarıyla olay arasında bir bağlantı kurmaya ve dünyanın anlamsız
olduğuna ilişkin yeni bilgiyi etkisiz hale getirmeye çalışır.
***
Birey travmatik olayla dehşet duygusunu deneyimlemiş ve
hayata dair anlamsızlıkla yüzleşmiştir. İşte travma sonrasında yaşanan bu
süreçte birey, bilişsel işlemeyi etkin tutarak travma sonrası büyümenin
gerçekleşebilmesini sağlar.