TRAFİK
Sevgili okurlar; Antalya’da neredeyse her iki kişiye bir motorlu araç düşüyor. Buna son zamanlarda eklenen elektrikli scooterler dahil değil. Ayrıca bu şehirde binlerce kişi ulaşımda bisikleti tercih ediyor.
***
Bazı aileler servise verecek paraları olmadığı için çocuklarını okula bisikletle gönderiyor. Bazı vatandaşlar işe gidip gelirken bisiklet kullanıyor. Bazıları ufacık motosiklete dört-beş kişi binip yola çıkıyor.
***
Bir de patenli çocuklar var. Trafikte araçlara tutunup yolculuk edenleri görüyoruz. Çoğunluğu Suriyelilerden oluşan geri dönüşüm işçileri ise trafiğe bile çıkmaları sakıncalı araçlarla, motosikletlere bağladıkları çekçeklerle yollarda cirit atıyorlar.
***
Dilenciler, uyuşturucu madde bağımlıları kavşaklarda tüm yetkililerin gözünün önünde; kırmızı ışıkta bekleyen araçlardan para istiyorlar. Bazılarının elinde “açım” yazılı kağıtlar var. Bu kişiler cadde cadde, kavşak kavşak geziyor.
***
Bir bakmışsınız Kepez üstünde, bir bakmışsınız Hürriyet Caddesi’nde, Merkez Bankası kavşağında… Haliyle bu kadar motorlu aracın olduğu Antalya’da, bisiklet yollarının çoğaltılması gerekirken, bazı caddelerden kaldırıldığı, trafiğin de bu kadar başıboş olduğu bir şehirde kazalar ve facialar da kaçınılmaz oluyor.
***
İşte son örnek; Kırcami bölgesinde otobüsün arkasına tutunan patenli 3 çocuktan biri tekerleğin altında kalıp feci şekilde can vermiş. Bir diğeri, yaralı olarak kurtulmuş.
***
Sadece trafikte kazalar da olmuyor. Trafikte kavgalar da yaşanıyor. “Sen geçeceksin ben geçeceğim” tartışmaları, yol verme kavgaları nedeniyle insanlar mahkemelik oluyor. Cinayetler işleniyor…
***
Türkiye’de neredeyse hiç beyzbol oynayan olmadığı halde araçlarda beyzbol sopaları çıkıyor. Kimi bu sopalarla, baltayla, kimi bıçakla, yollarda hiç tanımadıkları insanlarla durduk yerde kavga edip terör estiriyor.
***
Yollara yatıp özçekim (selfie) çektirirken geçen aracın altında kalıp ölen gençleri gördük bu şehirde. İşin tuhafı, trafik kazalarıyla ilgili cezalarımız yetersiz. Ölümlü kazalarda bile tutuklanan sürücülerin çoğu ilk duruşmada tahliye ediliyor, bazısı tutuklanmadan serbest kalıyor.
***
Genellikle taksirle ölüme ya da yaralanmaya yol açmaktan yargılanıp birkaç yıl ceza alıp, bunun da yatarı olmadığı için kurtuluyorlar. Mahkemeler ne yapsın? Kanunlarımız böyle. Hakimlerin verebileceği ceza kanun maddeleriyle belli.
***
Adliye muhabirliğim sırasında ölümlü trafik kazalarıyla ilgili davaları takip ederken verilen kararla şok olup gözyaşları içinde adliyeden ayrılan yığınla anneye tanık oldum. Haliyle ateş düştüğü yeri yakıyor.
***
KURALLARA UYALIM
Öte yandan olayın bir de tazminat boyutu var. Kazada yaralanma ya da can kaybı olduğu zaman, sürücüler ve araç sahipleri altından bile kalkmaları mümkün olmayan tazminat davaları ile karşılaşabiliyorlar. Bu sıkıntıyı çözebilmek için her şeyden önce kurallara uymak gerekiyor.