TOURETTE SENDROMU
Çocukluk döneminde başlayan, istem dışı gerçekleşen, sürekli
tekrarlanan ani hareketler veya seslerden meydana gelen tikler olarak ifade
edilen nörolojik bir hastalıktır. Tourette sendromu, Fransız Doktor Gerard
Gillies de La Tourette tarafından ilk kez 1985’te tanımlanmıştır. Halk arasında
kendini tutamama, aniden bağırma ve tik hastalığı olarak da adlandırılmaktadır.
***
Tourette sendromu gözlenen bireylerde göz kırpma, omuz
silkme gibi vücut hareketleri ve değişik sesler çıkarılması gibi tekrarlayan
davranışlar görülmektedir. Belirtiler kişide zaman zaman azalıp, zaman zaman
artan bir seyir izleyebilmektedir. Bireyse gözlenen tikler, kişi tarafından
kontrol edilemeyen dürtülerdir. Göz kırpma, omuz silkme gibi istemsiz tiklerin
yanı sıra, farklı sesler çıkarma, kötü söz söyleme, küfür etme gibi belirtiler
de gözlenmektedir.
***
Motor ve vokal olmak üzere iki tür tik çeşidi bulunmaktadır.
Motor Tikler: Motor
tikler vücudun hareketleridir. Motor tiklerin örneklere örnek olarak göz kırpma
ve devirme, omuz silkme, baş sallama, kaş kaldırma, başı ya da boynu çevirme,
havaya üfleme, nesneleri elleme ve koklama, dili dışarı çıkarma veya bir kolu
sarsma gibi hareketler sayılabilir…
Vokal Tikler: Vokal tikler, bir kişinin sesiyle yaptığı
tiklerdir. Vokal tiklerin örnekleri arasında mırıldanma, boğazı temizleme,
öksürme, burun çekme, esneme veya bir kelime veya cümleyi bağırma sayılabilir…
***
Tourette sendromu, çoğunlukla çocuklarda görülmektedir. 4-6
yaş arasında ilk belirtiler gözlenmekte, 10-12 yaş aralığında önemli oranda
artış gözlenmekte, ergenlik sonrasında dörtte üç oranında belirtilerin
şiddetinin azaldığı, yetişkinlikte de oldukça nadir görüldüğü gözlenmektedir.
Nörolojik ve kalıtsal bir rahatsızlık olan tourette sendromu erkeklerde daha
sık görülmektedir.
***
Tourette sendromunun nedeni henüz tam olarak bilinememekle
birlikte, beyin motor hareketlerin düzenlendiği bazal ganglion denilen
kısımdaki nörokimyasal bir düzensizlikten kaynaklandığı düşünülmektedir.
Araştırmalar rahatsızlığın kalıtsal olduğunu, bireyin çocuğunda tourette
görülme sıklığının yüzde 50, birinci derecede akrabalarda yüzde 5-10 oranında
olduğunu göstermektedir.
***
Genetik faktörlere ek olarak, sınav kaygısı, yorgunluk,
olumsuz yaşam olayları gibi strese neden olan faktörlerin de tikleri
tetiklediği gözlenmektedir. Çevre tarafından bireye tikleri yüzünden yapılan
baskı, kısıtlama ve uyarıların tikleri arttırdığı bilinmektedir.
***
Hafif-orta ve ağır şiddetli olarak gözlenebilen, bireyden
bireye farklılık gösterebilen tourette sendromu, bireyin duygularını ve sosyal
hayatını olumsuz etkilemesi durumunda tedavi edilmesi gerekmektedir. Uygulanan
tedavi yöntemi bireyin yaşına, belirtilerine, şiddetine ve bireyin hayatında
oluşturduğu işlevsellik kayıplarına göre farklılık gösterilebilmektedir.
***
Bireye öngörü
kazandırmayı hedefleyen, dürtüyü tanımlamayı ve tik yerine başka bir davranışı
yerleştirmeyi hedefleyen bilişsel davranışçı terapiler tourette senromunun
tedavisinde en sık kullanılan psikoterapi yöntemdir.
Buna ek olarak bireyin çevresindekilere, ebeveynlere yönelik
psiko-eğitim, doğru yaklaşım becerileri kazandırmak da tedavi sürecinin önemli
bir parçasını oluşturmaktadır.