TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU

Bu bölümde tarım arazilerinin amaç dışı kullanımını önlemeye yönelik çok önemli yaptırımlar içermekte olan ve 2005 yılında çıkarılanToprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” üzerinde durmak uygun olacaktır. Hemen belirtmek gerekir ki; söz konusu kanun tarım arazilerinin ve tarım topraklarının amacı dışında kullanılamayacağını hüküm altına almıştır.

Tarım topraklarını korumaya yönelik söz konusu önlemler MADDE 13’te  yer almıştır. Bu çerçevede Madde 13 şöyle demektedir; 

Madde 14’te ise “tarımsal potansiyeli yüksek büyük ovaların belirlenmesi ve korunması” üzerinde durulmaktadır ve “Tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovalar; kurul veya kurulların görüşü alınarak, Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile büyük ova koruma alanı olarak belirlenir.” şeklinde büyük ovaların topluca korunmasına yönelik hükümler içermektedir.

Madde 15’te ise; “erozyona duyarlı alanların belirlenmesi ve korunması” üzerinde durulmaktadır. Buna göre Madde 15: Doğal ve yapay olaylar sonucu toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri bozulmuş veya bozulma ihtimali olan araziler ile millenmeden önemli derecede etkilenen baraj, gölet ve benzeri rezervuar havzalarında toprak kayıplarını ve millenmeyi önlemek, koruma, geliştirme ve kullanmayı esas alan teknikleri yerleştirmek amacıyla, kurulların görüşü alınarak, Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile erozyona duyarlı alanlar belirlenir.

Erozyona duyarlı arazilerin belirlenmesi ve korunması amacıyla bu arazilerin kullanım plânları ve altyapı projeleri kamu kuruluşlarının birbirlerine bağlı hizmetlerini aksatmayacak şekilde bir uyum ve zaman plânlaması içerisinde, havza bazında ilgili kamu kuruluşları tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu amaçla yapılan veya yaptırılan rüzgar perdeleri, sekiler, sel oyuntusu önleme yapıları gibi fizikî yapıların korunması, arazi sahiplerine aittir.

Bakanlık; kurak, yarı kurak ve az yağışlı yerlerde iklim değişiklikleri ve insan faaliyetleri de dâhil olmak üzere, çeşitli nedenlerle toprak bozulması görülen çölleşmeye maruz alanlarda ilgili kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ile işbirliği yaparak gerekli önlemleri alır veya aldırır.” şeklinde düzenleme getirmektedir ve tarım topraklarının kaybını her ne gerekçeyle olursa olsun önlemeye dönük hüküm içermektedir.

Madde 16’da ise  Toprak kirliliği konusu ele alınmakta ve “Valilikler, tarımsal veya tarım dışı faaliyetlerden kaynaklanan toprağı kirletici ve bozucu olumsuzlukların izlenmesi ve giderilmesi için gerekli önlemleri alır ve aldırır. Toprağı kirletenlere (9.8.1983 tarihli ve 2872 sayılı) Çevre Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanır.” şeklindedir.

Görüldüğü gibi; 2005 yılında çıkarılan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu”  tarım topraklarının her türlü kaybını önlemeye yönelik önlemleri hüküm altına almaktadır.

Söz konusu kanunun beşinci bölümünde ise kanunun uygulanması için “Özendirme, Denetim, Yaptırımlar, Gelir ve Giderler” konuları yer almaktadır. Özellikle tarım topraklarının korunmasına yönelik olarak özendirici etkinlikler arasında; “Toprağın korunması, üretim gücünün geliştirilerek sürdürülmesi, arazinin iyileştirilmesine yönelik toprak ıslahı ve tarla içi geliştirme etkinlikleri, yeteneğe uygun arazi kullanımı konularında projeye dayalı yatırım yapan, toprak işleme, sulama ve yetiştirme tekniklerini uygulayan üreticilere, tarımsal desteklemelerde öncelik verilir, yatırımları Bakanlık imkânlarıyla desteklenir.” şeklindedir.

Özendirme yanında tarım arazilerinin yanlış kullanımlarında(madde 20) ve  tarım dışı amaçlı arazi kullanımlarına(madde 21) ilişkin cezalar ve yükümlülükler kapsamında uygulanacak cezalara da açıklık getirilmektedir ve buna göre;

Görüldüğü gibi 3 Temmuz 2005 tarihinde kabul edilen ve 18 Temmuz 2005 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” hobi bahçelerine konu olan alanları da kapsamakta ve toprağın doğal veya yapay yollarla kaybını ve niteliklerini yitirmesini engelleyecek tüm önlemleri içermektedir. Bu çerçevede çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak arazi kullanımının sağlanmasına yönelik usûl ve esasları ortaya koymaktadır.