TOPRAK EROZYONU
TOPRAK EROZYONU
Bütün eğimli yüzeylerde etkili olan toprak aşınması (erozyon) en fazla eğimin arttığı yamaç arazilerinde görülmektedir. Türkiye topraklarının yarıdan fazlasında etkili ve çok etkili bir aşınma veya erozyon süreci işlemektedir.
Yine yapılan araştırmalarda Türkiye’de başta Karadeniz Bölgesi olmak üzere birkaç il hariç hemen her ilde heyelan görülebilmektedir. En çok Doğu Karadeniz’de (Artvin, Rize, Giresun, Ordu, Gümüşhane); Doğu Anadolu’da (Ardahan, Kars, Erzincan, Erzurum, Bayburt, Tunceli, Elazığ, Bingöl, muş, Bitlis, Van, Hakkâri) ve Güneydoğu Anadolu’da (Adıyaman, Şırnak); Adana ve Sivas’ta görülmek üzere çığ felaketlerine rastlanmıştır.
Ayrıca Ankara, Bolu, İzmir, Adana, Kayseri, Tokat, Rize, Gümüşhane, Adıyaman, Bingöl ve Mardin illerinde can ve mal kayıplarına yol açan kaya düşmesi hareketleri görülmüştür (Doğanay, 1997, 360-373). Bütün bu doğal afetler yerleşmelerin kuruluş ve gelişmelerinde etkili olmaktadırlar.
Yerleşmelere, insanın yaşama imkânı bulduğu her yerde rastlanır. Ancak aşırı engebeli ve eğimli yamaçlarda doğal şartlar ekonomik faaliyetleri sınırladığı için yerleşme dokularında bir seyrelme görülür. Bakı durumu yerleşmelerin kuruluş ve gelişmesini etkileyen bir diğer jeomorfolojik etkendir.
Kuzey Yarımkürede dağların güneye bakan yamaçları yerleşme açısında daha yoğun olan alanlardır. Ayrıca konutların pencereleri çoğunlukla güneye açılmaktadır. Bu durumda güneşten yararlanma amaçlanmıştır.
Bakı faktörünün söz konusu olduğu mekânlarda, aynı dağın veya sıra dağların farklı yamaçlarında yer alan yerleşmelerin konumu ve yoğunluğu bakımından zıtlıklara rastlanabilir. Doğu Karadeniz’de dağların kuzey ve güney yamaçları bu farklılıkların en bariz bir şekilde görüldüğü yerlerdir.
Mardin şehrinin kurulduğu dağın Mezopotamya’ya bakan güney yamaçları oldukça yoğun bir yerleşme dokusuna sahipken, dağın kuzey yamaçları yerleşme birimlerinin oldukça seyrek olduğu gözlenmektedir.
İklim
Sıcaklık, yağış ve nem, rüzgâr elemanlarıyla iklim, yerleşmelerin kuruluş ve gelişmesinde etkili olan doğal faktörlerden biridir. Çok yüksek ve engebeli arazilerde nüfus ve yerleşmelerin seyreldiği, yer yer adeta boş alanların belirdiği gözlenir.
Dünyada kutup bölgeleri ve yüksek dağlık alanlar, Türkiye’de de yükseltinin 2000 m yi aştığı dağlık alanlar, Erzurum-Kars platolarında durum böyledir. Buralarda yerleşme ve nüfus yoğunluklarının düşmesinin sebebi sıcaklıkların azalması, buna bağlı olarak bitki örtüsünün fakirleşmesidir. Bu azalış insan faaliyetlerini kısıtlamakta, yaşamı zorlaştırmaktadır.
Düşük ısı, temel geçim kaynakları arasında yer alan tarım faaliyetlerini sınırlandırmakta, hayvancılığı zorlaştırmaktadır. Kışların uzun ve çok soğuk geçtiği yörelerde ailenin oturduğu ev ve eklentilerinin çoğunlukla bir arada ve bitişik nizamda yapıldığı görülür.