TOPLUMUN SESSİZ TRAJEDİSİ (2)
İntihar eden ergenlerin çoğunluğunun amacı ölmek değil,
çevresindekilere mesaj vermek, çevresindekilere kendini anlatma ve sesini
duyurma amacı taşır.
***
Ergenlerin çok büyük bir çoğunluğu psikolojik olarak çektikleri
acıyı dindirebilmek için ölmekle yaşamaya devam etmek arasında bir karmaşa
yaşarlar. Bu karışık duyguların konuşulması yüzde 80 oranında intihar
girişimlerini azaltmaktadır.
***
İntihar ile ilgili konuşmak, ergenin intihar riskini
arttırmaz, aksine kişinin intihar düşüncelerinin çevresindekiler tarafından
farkına varılarak intihar davranışını önlenmesine katkı sağlar.
Okula devam eden ergenlerin dörtte üçü, konuyla ilgili bir
bilgileri olsaydı, arkadaşlarına yardım edecek ilk kişi olduklarını belirtmişlerdir.
Eğitim programları öğrencileri risk altındaki öğrencileri tanımalarına yardım
etmekle birlikte gerektiğinde yardım almalarını da kolaylaştırmaktadır.
***
Ergenlerin çok büyük çoğunluğu yaşamlarında en az bir kez
intihar hakkında düşünmüşlerdir. İntihar girişiminde bulunan veya intihar eden
ergenlerin büyük çoğunluğunun bir akıl hastası olarak değerlendirmek yerine
yaşamsal olaylar karşısında çözüm üretmede, kendini çevresine anlatabilmede
yetersiz beceriye sahip bireyler olarak değerlendirmek daha doğru
olacaktır.
***
*Eğer bir ergenin intihar ile ilgili düşünceleri varsa,
çevresindekilerin bunu fark etmeleri, kişiye sosyal destek oluşturulması,
kendini ifade etme, sorun çözme becerisini geliştirme, kişiye psikolojik destek
sağlama amaçlı uzman desteği alması ile intihar davranışını engellenebilecek
bir olgudur.
Son olarak; Acıyan
yerlerimizi öpecek biri varsa hayatımızda,
Önemli olan
düştüğümüz yerler, atıldığımız kuyular,
aldığımız yaralar, yalan çıkan bildiğimiz tüm doğrular,
İşittiğimiz tüm kötü
sözlerin yeri bile çabuk iyileşir o zaman,
Küçümsemeden
dinleyen, anlatırken bile geçecekmiş gibi gelen,
Bizi olduğumuz gibi kabul eden, istediği
kalıplara uymasak da bizi sevmekten vazgeçmeyen biri varsa eğer,
Korkma incinmekten,
Bırak sıyrıkların
olsun dizlerinde.
Öper ve geçer…