TEVHİD

Evvelki günlerde üstadı muhteremin sözler namındaki eserinin lemaat kısmını okuyordum. Orada tevhid akidesini öyle sağlamlaştıracak beyanları satırları ardı ardına okudum ki sadece ilk satırdaki aldığım feyzi ve sevinci ve müjdeyi ve manayı satırlara yazma arzusu bende hasıl oldu.

***

Şöyle ki: Şu kâinat tamamıyla bir bürhan-ı muazzamdır. Lisan-ı gayb, şehadetle müsebbihtir, muvahhiddir. Evet tevhid-i Rahman'la, büyük bir sesle zâkirdir ki: Lâ İlahe İlla Hu...

***

Diyordu üstadı muhterem. Evet şu kainat dediğimiz alemlerden oluşan nihayetsiz genişlik ve içindeki muazzam nizam intizam ahenk ve sanatlar o kadar büyük bir delil ki adeta maddeyi manayı zahiri batına evveli ahire bağlamış birbirinden haberdar yapmış. Hepsi tek bir birde bir olmuş.

***

Bu kuvvetli bağ ve rabıtalar ise öyle sonsuz şefkat sahibi bir Sultanı göstermiş ki kainat ve içindeki tüm mevcudat hepsi o nihayetsiz şefkatli sultanı göstererek kudretini ve gücünü alkışlayarak hep beraber diyorlar ve ilan ediyorlar ve ispat ediyorlar ki Lâ İlahe İlla Hu...

***

Bir anda kalbime şu üç mana geldi;

***

Beraber diyorlar, yani en ufak zerrelerden en büyük cisimlere kadar her şey Tek Bir Sultanı ve Kudretini gösteriyor. İlan ediyorlar, en ufak zerrelerden en büyük cisimlere kadar her şey Tek Bir Sultanın ve Kudretinin Hakimiyetini gösteriyor..

***

İspat ediyorlar, en ufak zerrelerden en büyük cisimlere kadar her şey Tek Bir Sultanın ve Kudretinin azametini inkar ehlinin inadını kıracak surette gösteriyor. Sonra üstadı muhteremin şu sözleri ile tam tatmin oldum;

***

O Vâhid'dir, Ehad'dir, her şey'e kadirdir. Hiçbir şey ona ağır gelmez. Bir baharı halketmek(yaratmak) bir çiçek kadar ona kolaydır. Cennet'i halk etmek(yaratmak), bir bahar kadar ona rahattır. Cenab-ı Hak şems(güneşi) ve kameri(ayı) halk ettiği(yarattığı) gibi, sineğin gözünü de o halk etmiştir(yaratmıştır)

***

Ve şu mısralar dilime satır satır geldi sevinç ve heyecanımla tüm kainata haykırmak ilan etmek istercesine söyledim ki:

***

Her şey birden gelmiş bir olmuş, yokluktan kesrete dalıp bir birler vuku bulmuş, hadsiz bir birler tek bir birde bir olmuş, haya ve edep timsali vahdete müteveccih olup birden birliği bulmuş. sunulan bunca nimet vahdet içinde bir olmuş, hepsi ayrı bir muamele ile beşerin zevkine hitaben bir olmuş.

***

Bunca bir birler tek bir lisan ile vahdeti gösterip bir olmuş, gökteki bir milyardan ziyade yıldız biri gösterip bir olmuş. Hak dava eden üç yolcu birleşmiş yüz on birde birliği bulmuş, sırrı tesanüd ile nice birler biri gösterip birin sergisine alkış tutmuş, nice birler şemsten daha parlak bir vahidi ehade yol tutmuş. O vahidin tecellisi ile kesretler ehadiyete kalbolmuş.

***

Muhammed aleyhisselam şehadet parmağıyla biri gösterip:

Bir o var demiş. O bir aşkı Mevla ile bire kavuşmuş, nice birleri orda bir olan zatı akdesle, bir diyen kulları bekleye durmuş…

***

SON SÖZ

Lâ İlahe İlla Hu’nun kalbimde ve ruhumda etkileşimini bir nebze bir damla bir lem’a kaleme alabildim Sıra sende Lâ İlahe İlla Hu’yu söyle ve neler hissettiğini kainata sende haykır, haykır ki ilanı Aşkın Kainatın bir tek sultanına olsun, yalancı ve fani sultanların köleliğinden kurtulasın…

Vesselam