‘TEMİZLİK’ NERDEN GELİR?
Toplu ulaşım gibi, “turizmin başkenti” Antalya’nın “olmazsa olmaz”larından biri de “temizlik”tir..
Yani bu kentin her caddesi, her sokağı, her parkı, her kaldırımı “pırıl pırıl” olmak zorundadır..
Zorundadır da, bu temizliği görene aşk olsun..
***
Evet; kentin temiz, pırıl pırıl olması ile görevli kurum belediyelerdir..
Ama..
“Temizlik” konusunda kentte yaşayan herkesin de bir “sorumluluğu” olduğu unutulmamalı..
“Bu görev belediyenin, gelsin temizlesin” diye, elimize geçen her türlü çeri-çöpü ortalığa atarsak, temiz bir kentimizin olmamasından da yakınmaya hakkımız olmaz..
***
Maalesef “manzaramız” iç karartıyor..
Daha önce de yazmıştım; biz, genellikle “pis” bir milletiz..
Yüzde 99.9’umuzun Müslüman olduğu vurgulanır..
Müslümanlığın ilk şartının da “temizlik” olduğu söylenir..
Ama..
Nedense bu “temizlik” işini bir türlü başaramayız..
Pislik, bahçemizden başlar..
Oradan sokağa, caddeye ve nihayet parka kadar uzanır..
Kağıtları buruşturur atarız..
Kabuklu yemiş yer atarız..
Poşet, şişe ve daha ne bulursak bulalım, kullanır ve çöp kutusu yerine her yere atarız..
Arkasından da..
“Belediyenin işi ne, temizlesin dursun” diye bir de hava atarız..
***
Böyle “toplu yaşam” olmaz..
Belediye tabii ki “temizlik” yapmak zorunda..
Ama, bizler de bu kenti “temiz tutmak” zorundayız..
Evet bazı istisnalar var..
Onlar asla atıklarını yerlere atmıyor ve çöp kutusu arıyor..
Ama genelimiz için bunu söyleyemiyorum..
“Temizlik imandan gelir” diye bir deyişimiz vardır..
Antalya’yı gördükçe..
“Sanki bütün imansızlar buraya toplanmış” demek geliyor içimden..
***
Beyler, hanımefendiler..
Aslan yatağından belli olurmuş..
Antalya bizim yatağımız..
Ne kadar temiz ve derli-toplu olursa, o kadar rahat ve huzurlu yaşarız..
Belediye temizlesin, ama biz de temiz tutalım..
…………………..
GONG
Malum kesim, “maaşı asgari ücretin 31 katı” diyerek yine Erdoğan’a saldırmış..
Saldıranlara bakıyorum..
Ellerinde devletin bedava verdiği ve bedava konuştuğu cep telefonu, altlarında devletin verdiği araba, danışman ve şoför, üstüne bir de 30 bin lira civarında maaş+iki ayda bir ikramiye..
Ülke için ürettikleri bir şey yok, utanmadan “açlık edebiyatı” ile itibarsızlaştırma yarışı yapıyorlar..
Erdoğan maaşını kuruşuna kadar hak ediyor..
Ya siz, siz hak ediyor musunuz?
………………….
KADINLAR.. BARO VE CHP
Antalya CHP Kadın Kolları İl Başkanı Nilüfer Deveci..
“2020 yılında en az 297 kadın katledildi, 161 kadın da şüpheli bir şekilde öldü” demiş..
Ve suçluların adeta sırtının sıvazlandığını, can almaya devam ettiklerini söylemiş..
Deveci’yi bu “KADIN HASSASİYETİ” için kutlamak isterdim..
Ama, “CHP’nin içinde onlarca kadının şiddete, tecavüze ve tacize uğradığı” aklıma geldi..
Deveci, bu şiddet, taciz ve tecavüze uğrayana kadınlarla ilgili TEK KELİME etmedi bugüne kadar..
Hükümete yüklen, ama kendi evindeki pislikleri görme..
Bunun adı ikiyüzlülüktür, utanmazlıktır, aymazlıktır..
***
Konu, “Erdoğan’a saldırmak” olunca..
Antalya Baro Başkanı Polat Balkan da fırsatı kaçırmamış..
“Artık yeter.. Topraklarımız kadınlar için adeta ölüm tarlası haline geldi” demiş..
Yani; Nilüfer Deveci’ye destek çıkmış..
Enteresandır; Balkan da bugüne kadar CHP’deki şiddet, tecavüz ve tacizlerle ilgili tek kelime etmemiş..
Belli ki, “ben şöyle bir açıklama yapacağım, sen de bu doğrultuda bir şeyler söyle” diye önceden kavilleşmişler..
…
Burada bir noktaya dikkat etmenizi istiyorum..
Deveci, “kadınları katledenlerin neredeyse sırtları sıvazlanıyor, can almaya devam ediyor” diyor ya..
Bu katilleri kim savunuyor?
En az ceza alması, hatta serbest kalması için kim uğraşıyor?
Deveci bunu Balkan’la bir konuşsun bence..
Bir taraflara çiçek atmadan önce, iğneyi önce kendinize bi batırın bakalım..
……………….
TRAFİK
Aşırı hıza dikkat, kaybolan şey hayat..