Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesinin (NASA) uzay robotları üzerine çalışmalar yürüten biriminde görevli uzmanlarca geliştirilen IceNode adlı robot, buzulların altına ulaşarak deniz seviyesi yükselmesi konusunda en doğru verileri elde etmeyi amaçlıyor.
12.03.2025 - 09:00
YAYINLANMA17.05.2025 - 05:18
GÜNCELLEMEAvrupa Birliği'ne (AB) bağlı Copernicus uydu izleme sisteminin yayımladığı son verilere göre, geçen şubat ayı, tarihte kaydedilen en sıcak üçüncü şubat oldu. Her iki kutuptaki deniz buzu alanlarının toplamını ifade eden küresel günlük deniz buzu alanı da şubat başında tarihi düşük seviyeye ulaştı.
Küresel ısınma sonucu buzul erimelerinde rekorlar
kaydedilirken bunun sonucu olarak deniz seviyesindeki yükselme de birçok kurum
tarafından doğru şekilde ölçülmeye çalışılıyor. Bu kurumlar arasında, Amerikan
Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesinin (NASA) uzay robotları üzerine çalışmalar
yürüten birimi, Jet İtki Laboratuvarı (JPL/Jet Propulsion Laboratory) da
bulunuyor.
JPL ofisi verilerine göre, yüzyılın sonuna kadar, Antarktika
buz sahanlığının çökmesi, deniz seviyesinin 1 metre veya daha fazla
yükselmesine yol açarak dünya çapında yüz milyonlarca insanın hayatını derinden
etkileyebilir.
Isınan bir iklimde buz sahanlığının akıbetinin ne olacağı
sorusunun yanıtı için gereken detaylı verilerin eksikliği, deniz seviyesi
yükselmesini doğru tahmin etmenin önündeki başlıca engel olmaya devam ediyor.
GEREKLİ VERİLER BUZ
SAHANLIĞININ ALTINDA SAKLI
Doğru ölçümlerin yapılabilmesi için Antarktika buz
sahanlığının altındaki boşluklara erişmek ve bu bölgelerde çalışma yürütmek
gerekiyor. Bu zorlu görevin gerçekleştirilmesi için JPL'de görevli bilim
insanları IceNode adında bir su altı robotu geliştirdi.
NASA JPL Robotik Makine Mühendisi ve IceNode Projesi Baş
Araştırmacısı Dr. Paul Glick ile JPL İklim Bilimcisi ve IceNode Projesi Bilim
Lideri Dr. Ian Fenty, robotun ve projenin detaylarına ilişkin AA muhabirinin
sorularını yanıtladı.
IceNode'un, Antarktika’da yüzen buz dağlarının altından veri
toplamak için tasarlanmış bir robot olduğunu söyleyen Glick, "Bu büyük buz
dağlarının altında ne olduğunu anlamak, gelecekteki deniz seviyesinin
yükselişini öngörmenin anahtarlarından biri. Öte yandan, ulaşılması zor olan bu
ortam, her türlü erişimi pahalı, sert ve tehlikeli hale getiriyor." dedi.
Bu nedenle, uzay görevlendirmelerinde kullandıkları benzer
bir mekanizmayı, bu alandaki ihtiyaçlara uyarladıklarını aktaran Glick, şu an
ellerinde üç yıllık bir çalışmanın sonucu olarak etkili bir prototip olduğunu
bildirdi.
IceNode robotunun ortalama 2 metre boyunda ve 100 kilogram
ağırlığında olduğu bilgisini paylaşan Glick, "Ayrıca, robotun üstünde
buzun altına inmek için kullandığımız 1 metre uzunluğunda 3 kolumuz var. Şu
anda IceNode, buzun erime hızını ölçmeye çalışıyor. Bunu, suyun sıcaklığını ve
tuzluluğunu ölçerek, sudaki küçük parçacıkların hareketini izleyen akustik bir
sensörle birlikte yapıyoruz." diye konuştu.
Glick, ilk çalışmalarını bölgede halihazırda bir araştırma
grubu olması dolayısıyla Arktik bölgesinde yürüttüklerini, öte yandan Antarktika'daki
buzulların deniz seviyesini yükseltme potansiyelinin daha fazla olması
nedeniyle asıl odaklanmak istedikleri bölgenin Antarktika olduğunu belirtti.
"BAŞLADIĞI İŞİ
HERHANGİ BİR İNSAN MÜDAHALESİ OLMADAN BİTİRMEK ZORUNDA"
Makine öğreniminin projedeki yerinden bahseden Glick,
"IceNode projesinin tam olarak yapay zeka içerdiği tartışmalı ama
kesinlikle otonom bir şekilde tasarlandığı söylenebilir. IceNode’un buz
sahanlığı altında katettiği yol, buzun kalınlığı ve elektrik bütçesinin kısıtlı
olması gibi faktörler bir araya geldiğinde bu, IceNode robotunun görevin
ortasında bize ulaşamayacağı anlamına geliyor. Yani başladığı işi herhangi bir
insan müdahalesi olmadan bitirmek zorunda." sözlerini sarf etti.
En önemli problemlerinin sürekli veri toplayabilmek için
devamlı ihtiyaç duydukları enerji olduğunu dile getiren Glick, projenin iklim
krizi üzerine yürütülen çalışmalara katkılarına ilişkin şu değerlendirmelerde
bulundu:
"IceNode, buz sahanlıklarının davranışı ve mekaniği
hakkında veri toplamak için tasarlanmış bir gözlem aracı. Topladığı verileri,
okyanuslarımızın ne kadar ve hangi hızla yükseleceği konusunda bilim insanları
daha iyi tahminler için kullanabilir. Sonrasında bu bilgilerle ne yapacağımız
bize kalmış. Belki de sera gazı emisyonlarında bir azalmaya ilham verebilir
veya şehirlerin ve ülkelerin gelecekte daha dirençli planlanmasına yardımcı
olabilir."
Glick, proje henüz tamamlanmadığı için kesin veriler elde
edemediklerini, gelecek birkaç yıl içinde olumlu sonuçlar almayı umduklarını
ifade etti.
"KÜRESEL İKLİM
MODELLERİNDE DOĞRUDAN KULLANILABİLİR"
Deniz seviyesi yükselmesini, milyonlarca insanın hayatını
doğrudan etkileyen acil bir problem olarak nitelendiren Dr. Ian Fenty ise 100
yıl içinde Antarktika'da neler yaşanacağının bilinmediğini ve bu durumun büyük
bir belirsizliğe neden olduğunu kaydetti.
Yürüttükleri projenin oldukça zor olduğunun altını çizen
Fenty, "Antarktika buz sahanlığının altında otonom çalışabilen bir robot
inşa etmek, Mars'ın kayalık arazisini geçebilecek bir robot inşa etmekten daha kolay
değil." şeklinde konuştu.
Fenty, proje sayesinde elde edilecek verilerin nasıl
kullanılacağına dair şu öngörüleri paylaştı:
"IceNode projesinden gelen veriler, iklim modellerinde,
özellikle gezegenin önümüzdeki 100 yıl içinde nasıl değişeceğini tahmin eden
küresel iklim modellerinde doğrudan kullanılabilir. Günümüzde bu modeller,
okyanusun Antarktika ile nasıl bir etkileşimi olduğuna dair bazı açıklamalarda
bulunuyor ancak bu açıklamalar oldukça yüksek seviyede belirsizlikler taşıyor.
IceNode projesinden elde edilen veriler, bu modellerin gelişmesini sağlayarak
geleceğe yönelik daha sağlam tahminlerde bulunmamızı mümkün kılacak."
Antarktika’daki buzul erimelerinin anlaşılmasına yönelik son
30 yıldır dünyada çeşitli kurumlar tarafından ciddi çalışmalar yürütüldüğünü,
kıtanın çeşitli yerlerine 600 metreye kadar varan delikler açıldığını belirten
Fenty, ortaya konan çabaya rağmen elde edilen verilerin yetersiz olduğuna dikkati
çekti.
Fenty, IceNode'un, bu görevleri daha düşük maliyetlerle
yerine getirme kapasitesi olduğunu sözlerine ekledi.
AA